‘1 MAYIS BAYRAMINI’ KÖTÜLEYENLER

‘1 MAYIS BAYRAMINI’ KÖTÜLEYENLER

Sahi bu ‘1 Mayıs Bayramları’ kimin ve kimlerin bayramı?
Bu ‘bayramların’ yapılmasından kim ve kimler korkuyor?

Hiç zaman geçirmeden bu iki sorunun yanıtını hemen verelim;
Birinci sorunun yanıtı: bu ‘bayram’ emekçilerin ve emeğe saygı duyanların bayramı…

İkinci sorunun yanıtı ise; yüzyıllardır yapılan ‘1 Mayıs Emekçinin Bayramından’ korkanlar ve daha doğrusu korkması gerekenler ise;
Emekçinin emeğini iliklerine kadar acımasızca sömürenlerdir..
Bu sömürü düzeninden nemalanarak yöneten yöneticilerdir…

Ve bunlar oldum-olası emeğin öznesi olan emekçilerin bir araya gelmesinden korkarlar…
Aynı çatı altında örgütlenip, dayanışma yapmasından korkarlar…
Üreticilerin ve emekçilerin bilinçlenip uyanmasından korkarlar…
Emekçiler birlik olup meydanlara inmesinden korkarlar….
Neden korkarlar?

Çünkü ne zaman emekçiler ‘1 Mayıslarda’ meydanlara inse;
Patronun ve patron adına toplum yöneten egemen güçlerin emek sömürüsünden söz eder…
Hayat pahalılığından…
İnsanca yaşamaktan…
İnsan haklarından…
Özgürlükten ve demokrasiden dem vurmaya başlarda onun için korkar…

Tamam…
Bunların korkması normal ‘normal’ olmasına da;
Peki, emeği sömürülüp insan yerine koyulmayan…
Geleceğe dair hiçbir güvencesi ve tutacak dalı olmayan..
Her Allah’ın günü binlerce metre derinliklerde ölümü salavat getirerek meydan okumasına rağmen yeryüzüne cesetleri çıkan maden işçilerinin daha neden korkusu olur Allah aşkına?
Ama oluyor işte…

Yani kendi emeğinin ‘bayramı’ olan ‘1 Mayıs Emek Bayramlarına’ katılmak, bile-bile ölmekten daha korkulu olmuş olacak ki, kendi ‘bayramına’ katılmaktan korkuyor!

Peki, patron-işçi ilişkisi olan emekçilerin durumu böyle de, sanki tarım üreticisinin durumu bundan farklı mı?
Hayır…
Tarım emekçilerinin de onlardan hiçbir farkı yok…

Örneğin;
Fındığı para etmeyince -sembolik olarak- bir-iki sepet fındığı meydana döküp yakar ve bunu sosyal medyada yayınlar ama; ne yazık ki birlikte sömürüye tabi olduğu diğer emekçilerle birlikte meydanlara çıkıp, sorunlarını birlikte dile getirmekten korkar her nedense…
Kim bilir o da taraftarı olduğu siyası partinin patronundan çekinir veya tedirgin olurdur!

Ya domatesi para etmeyince yollara döken üreticiye ne demeli?
Nükleer Santral yapılacak diye, binlerce dönüm zeytinliği yok olan üreticilere ne demeli?
Ya bir karış toprağı olmayan ve mevsim-mevsimi oradan oraya koşan ‘mevsimlik işçilere’ ne demeli?
Hadi bunları bir derece -okumamış, mürekkep yalamamış- deyip hoş görüp, normal karşılayalım…

Ya -okumuş takımı- olup da bir türlü atanamayan ve sayıları 450 bini çoktan aşmış diplomalı öğretmenlere ne demeli?

İki üniversite bitirmesine rağmen ve “ne iş olursa çalışırım” diyen sayıları yüzbinlerle ve milyonlarla ifade edilen işsiz-güçsüz bir şekilde dolaşan üniversite mezunlarının ‘1 Mayıs Emek Bayramına’ katılmayışlarını neye yorumlayalım?

Hayat pahalılığı onuda etkilemesine rağmen sesini çıkarmayan üniversite öğrencileri neden emekçilerle birlik olup, meydanlara inmiyor?

Siftah yapmadan kepenk indiren ve kapısını kilitleyen esnaflar neden bu ’emek bayramına’ katılmıyor ve tam tersine kötüleyip duruyor?

Askeri ücretlerle yarı aç, yarı tok yaşayanlar…
Gündelik karın doyurucu yevmiyelerle çalışanlar…
Akşam eve giderken fırına ve manava borç yazdırıp, ömrü boyu veresiye yaşayanlar…

Hiçbir iş bulamadığı için sokaklarda sabahtan-akşama kadar aylak aylak dolaşanlar, neden ‘1 Mayıslarda’ meydanlara inip, kendi sorunlarını dile getirenlerle birlik olmazlar?

Neden bir kere olsun “Birlikten kuvvet doğar” sözünü yaşamın pratiğine taşımak istemezler?
Bu kadar zor mudur bu?
Yoksa birilerin keyfini kaçırmamak, hatırına mı böyle davranırlar?
Anlamak mümkün değil…

Son söz olarak ve ‘1 Mayıs Emek Bayramına’ daha iki-üç gün varken demek isterim ki;
Ne olun hangi ilde yaşıyor olursanız olun…
Eğer ilinizde ve yakın komşu ilinizde ‘1 Mayıs Emek Bayramının’ kutlamaları yapılıyorsa; mutlaka katılın…
Daha doğrusu hep birlikte katılalım…
Ve ‘siyasi görünüşünüz’ hangi yönde olursa olsun; eğer emeğin değerine saygı gösteriyorsanız…
Eğer, emeğin yüceliğine inanıyorsanız; 1 Mayıs günü hep birlikte olalım..
Yan-yana duralım…

Tıpkı -bütün farklılıklarımıza rağmen- fabrikalarda ve aynı tezgahlarda yan-yana çalıştığımız gibi…
Tıpkı farklı siyasi duruşumuz olmasına rağmen okullarda aynı çatı altında birlikte çalıştığımız gibi…
Tıpkı bağda-bahçede imece olup yan-yana çalıştığımız gibi yine bir arada toplanalım…
Ve ‘1 Mayıs Emek Bayramını’ hep birlikte ortak heyecanımızla kutlayalım…
Çünkü bu ‘1 Mayıs Emek Bayramları’ sömürü düzenlerini sürdürmek isteyenlerin dediği gibi ‘siyasi bir görüşün bayramı’ değil, tam tersine ’emekçilerin ortak bayramı’ olarak kutlanmalı.
Ve eğer bir şeye “HAYIR!” diye haykırılması gerekiyorsa hep birlikte haykırmalı…

Bu duygularla..
Hoş kalın.
Hoşça kalın,
Sağlıkla kalın,
Ve ‘1 Mayıslarda’ bir kez birlikte olalım…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?