16 MART GÜNÜ KUTLAMALARIMIZ VE ÖĞRETMEN OKULU YILLARIMIZ

16 MART GÜNÜ KUTLAMALARIMIZ VE ÖĞRETMEN OKULU YILLARIMIZ

Gerilerde kaldı…
Çok-çok gerilerde kaldı…
O günler; ne güzel günlerdi be!

Yoksa o kadar güzel değildi de;
Bize mi öyle geliyordu acaba?

Hayır, hayır…
Kim ne derse desin; güzel günlerdi o günler…

Bugün bana şöyle bir soru sorsalar;
“O günler mi daha güzeldi, yoksa bugünler mi?”
Hiç tereddüt etmeden; “O eski günlerdi” derim…
İster saçmalık deyin, ister budalalık;
Vallahi ben o eski günlerimi özledim!

O günler; ne güzel günlerdi be…
Yoksa; üstümüzde-başımızda ve cebimizde meteliğimiz yoktu!
Ama; arkadaşlık, dostluk ve samimiyet, inanılmayacak kadar bol ve çoktu…

Ve sözü fazla uzatmadan asıl mevzuya girecek olursam;
Bizlerin ‘öğretmen’ olmak için okuduğu okulun adı;
Giresun Kız İlköğretmen Okuluydu idi…

Okulumuzun böyle bir isme sahip olmasının nedeniyse;
Statü olarak ‘yatılı’ kızlar çoğunlukta olup, biz erkek öğrenciler ve bazı kız öğrenci arkadaşlarımız ‘gündüzlü’ olarak eğitim alırdık…

Şimdi, tekrar az önce sözünü ettiğim güzel günler konusuna geri dönecek olursak…
Bir kez daha tüm içtenliğimle söylemek isterim ki; gerçekten çok güzeldi Öğretmen Okullarımız…

Sadece bizim Giresun Kız Öğretmen Okulu değil, ülkemizde bulunan diğer Öğretmen Okulları da, en bizim ki kadar güzel ve methiyelere laik bir yapıya sahipti…

(ancak ben kendi eğitim gördüğüm okulu bildiğim için kendi okulum olan Giresun Öğretmen Okulunun o güzel günlerinden ve ’16 Mart Öğretmen Okulu Kuruluş günü kutlamalarından söz etmek istiyorum)

Bundan 50-55 yıl önce, ülkemizin tüm öğretmen okullarında olduğu gibi bizim ‘öğretmen olmak’ için eğitim gördüğümüz Giresun Kız İlköğretmen Okulunda da ’16 Mart Günü kutlamaları’ bir hayli heyecanlı ve zevkli geçerdi…

Ki, aylar öncesinden hazırlanırdık ’16 Mart’ gösterileri için…
Bir yanda Halk Oyunlarının provası yapılır…
Bir yanda Müzik Korusunun hazırlıkları canhıraş hazırlık çalışmaları yapılırdı…
Bir yandan sahne-üstünde gösteri sunacak jimnastik gösteri takımı, yapacağı hareketlerin provasını yapar…
Bir başka yerde ‘solo türkü’ provaları alınırdı…
Ve bir yanda da gecenin asıl omurgasını oluşturacak olan tiyatro provaları yapılırdı…

Ve daha sonra da bütün hazırlıklar tamamlanıp ve beklenen 16 Mart akşamı gelince de -sahneye çıkacak olanlar- sabırsız bir şekilde sıranın kendisine gelmesini beklerdi…

Program sıralaması genellikle (program istiklal marşıyla start alacağı için) Okul Korosu sahnede yerini alır…
İstiklal marşı okunur…
Ve ardından da büyük bir heyecanla ve içtenliği öne çıkararak;

“Alnımızda bilgilerden bir çelenk,
Nura doğru can atan Türk genciyiz.
Yeryüzünde yoktur, olmaz Türk’e denk;
Korku bilmez soyumuz.

Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.

Candan açtık cehle karşı bir savaş,
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!
Öğren, öğret hakkı halka, gürle coş;
Durma durma koş.

Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.”

Sahne üzerinde heyecan dolu birliktelikle okunan bu öğretmen marşını dinleyenler; ‘alkış korosuyla’ karşılık verirler…
Ardından diğer programların sunumu yapılırdı…
Ve program sağ-selim, hatasız bir şekilde sunulunca da, herkes sevincini paylaşıp ve birbirini tebrik etmek için birbirine sarılırdı…

Kısaca özetleyecek olursak…
Günümüzde ’16 Mart Öğretmenler Günü” kutlanıyor mu veya kutlanmıyor mu?
Yok, eğer kutlanıyorsa; nasıl kutluyorlar onu bilemem ama…

Bizim zamanımızdaki ’16 Mart Öğretmen Okulu Kuruluş Günü etkinlikleri bir hayli güzel ve heyecanlı geçerdi…
Hani bir benzetme yaparlar ya; “Tadı damağımda kaldı” diye…
Vallahi ne yalan söyleyeyim, benimde aradan bunca yıl geçmesine rağmen hala “tadı damağımdadır.!”

Zaten o günleri bir daha ‘yad edip’ tekrar yaşamak istercesine, bundan tam 50 yıl önce Öğretmen Okulunda 16 mart dolayısıyla sahnelediğimiz “VUR EMRİ” oyunundan bir fotoğraf paylaşmak istedim….

Bu fotoğrafı seçki yapmamın nedeniyse (şimdi aramızda olmayan, fakat yüreklerimizde yaşatmaya çalıştığımız) Leman Şenel arkadaşımızı bir kez daha bu vesileyle anmak ve yad etmek isteğim için böyle bir tercih yaptım…

Ve oyun bitimi ‘seyirciyi selamlama’ olarak fotoğraflanan oyun arkadaşlarımı sağdan-sola doğru söyleyecek olursam;
Yaşar Koç-Eyüp Özbek-Leman Şenel- Şaban Karakaya- Mehmet Özcan-Serpil Doğan ve Tahsin Dervişoğlu- VUR EMRİ Oyununu başarıyla sahneledikten sonra seyirciyi selamlarken…

Son söz;
İyi ki Öğretmen Okulunda okumuşuz…
İyi ki güzelim günleri birlikte yaşamışız…
Aramızdan ayrılanlara rahmet…
Yaşayan arkadaşlarıma sağlıklı günler diliyorum…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?