FINDIKTA DAĞ FARE Mİ DOĞURDU?

FINDIKTA DAĞ FARE Mİ DOĞURDU?

 

Referandumdan hemen önce Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, TMO’nun fındık alacağını duyurdu. Sezona 14 lira civarında bir fiyatla başlayan ve bir ara 15 liraya kadar çıkan fındık fiyatı piyasada bir beklenti oluşturmuştu. Bu beklentinin acaba 20 lira olur mu şeklinde olduğunu belirtmeme bile gerek yok. Ziraat Odası yöneticilerinin piyasaya fındık indirmeyin tavsiyesine uyan üreticiler, yılbaşına kadar bu tavsiyeye büyük oranda uydular. Ancak üreticinin de bir takat gücü vardı ve bu güç bitince fındık yavaşa yavaş piyasaya inmeye başladı. Fındık indikçe de fiyatlar aşağı doğru hızlıca inmeye başladı. Ne oluyoruz demeye kalmadan fındık 8 liraları gördü.

Artık bu rakamların kendileri ile dalga geçmek olduğuna inanan üreticiler siyasetçilerin bu işe el atmasını, kendilerini bir avuç tüccara yem etmemesini istediler. Ancak siyasetçilerin konuşmaları hiçte istenen düzeyde olmadı. Siyasetçi ne zaman fındık hakkında konuşsa fındık tüccarları derin bir oh çekerek “bu da geçti” dediler. Sağ elleri kaşınan tüccarlar fındık alımına devam ettiler. Ancak üretici tam umudunu kesmişti ki referandum denilen bir seçim geldi karşılarına. Bu kez sağ elini kaşımak sırası üreticiye geçmişti. Öyle ya en büyük fındık üretici Giresun ve Ordu’nun iki başbakan yardımcısı vardı. Artık ürün para etmeliydi. Tüccarın vergisini sigortasını affeden devlet onların da ürününe para vermeliydi. Hem de ne ürün, ülke tarım ihracatının en önemli kalemi olan fındık bu dönemde de para etmezse ne zaman edecekti!

Her iki başbakan yardımcısı da bu işe fazla ehemmiyet vermedi. Öyle ya ehemmiyet vermenin bir karşılığı vardı. Ülke ekonomisine yük getirmek işlerine gelmezdi ama fındık üreticisinin ağzına da bir parmak bal çalınmalıydı. Bu işe uygun olan biri arandı ve bulundu. Eskiden de alım yapan TMO bu iş için bulunmaz bir kaftandı. Hemen Tarım ve Hayvancılık Bakanına havale edildi, bu iş. Sen fındık alımı yapacağız de seçimden sonra bir çaresine bakarız denildi. Öyle de yapıldı Karadeniz illeri referandumda tulum çıkardılar. Öyle oldu ki Artvin ve Zonguldak gibi iki mızıkçılık yapan il hariç tutulursa Karadeniz’in mavi boyası taa Adana’ya kadar indi.

Artık fındık fiyatı açıklanmalıydı. TMO’nun ve devletin anlı şanlı uzmanları düşündü taşındı biraz da kaşındılar. Kuyumcu sanatkârının dikkati ile davrandılar santim santim hesap ettiler. Öyle ya devletin hazinesi öyle sağa sola dağıtılamaz, har vurup harman savrulamazdı. Zaten piyasa da 10-12 lira aralığında dalgalanan fiyatı da göz önüne alarak 50 randıman fındık için 10,50 lira fiyat belirlediler. Fiyat açıklamak için öyle alayı vala ile bir basın toplantısı düzenlenmesi de gerekmezdi. Verilen söz tutulmuş, TMO fındık alımlarına bu fiyattan başlayacaktı.

Kaderimiz buymuş dedi fındık üreticisi, madem devlet öyle layık görmüş eldeki fındığı çıkarmak gerekir dedi.  Ancak hayal kırıklığı bununla da sona ermeyecekti. TMO, öyle her yerde fındık almıyordu. Fındık satmak için randevu almak ve fındığı belirlenen adrese belirlenen gün ve saatte götürmek gerekiyordu. O gün ve saatte götürsen bile fındığın randımanına bakılacak, çürük, çarık, buruşuk gibi kalite kontrollerinden geçecekti. Hepsine razı oldu üretici, kaderi böyleymiş ne yapabilirdi ki!

Bilgisayar kurdu olan torununa “oğlum şu bilgisayardan bir randevu alsana” dedi. Torunu hevesle girdi TMO’nun sitesine. Dedesinin T.C. Kimlik Numarasını sordu torunu, “Ooo! Dede zengin sayılırsın, baksana ne kadar bahçen olduğu bile yazıyor” dedi. “Öyle” dedi sinirle. Ne kadar fındık vereceğini sordu torunu. “750-800 kilo var, herhalde” dedi. Torunu “yok dede ancak 490 kilo verebilirsin” dedi. Şaşırma sırası dededeydi. “Neden” dedi toruna, torun “burada öyle yazıyor” dedi. Araştırdı sordu soruşturdu dede. Gerçekten de öyleydi. Randevu alacak, araba tutacak, indirip bindirme için adam tutacak, fındığı randıman tutacak mı, kuru mu yaş mı, çürük mü çarık mı çıkacak hiç belli değildi. Durdu düşündü oğlum dedi “şu tüccarın kartı nerede, gelsin alsın fındığı” dedi büyük bir hayal kırıklığı ile.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?