ADANA MUTABAKATI

ADANA MUTABAKATI

Soru: Mutabakat ne zaman imzalandı?
Yanıt: 20 Ekim 1988 tarihinde Türkiye ile Suriye arasında Adana’da imzalandı.
Soru: Bugüne kadar Erdoğan hiç ADANA mutabakatından bahsetti mi?
Yanıt: Hayır. Zaten toplumda da pek çok kişinin bu mutabakattan haberi dahi yoktu.
Soru: Adana Mutabakatını kim gündeme getirdi?
Yanıt: Erdoğan’ın son Moskova ziyaretinde PUTİN gündeme getirdi.
Soru: PUTİN neden bu mutabakatı gündeme getirdi?
Yanıt: Fırat’ın doğusu konusunda Türkiye ile ABD arasında “güvenli bölge” görüşmeleri üzerine getirdi. Karşı hamlesini yaptı.
Soru: Adana Mutabakatı nedir?
Yanıt: Ankara ile Şam yönetimi arasında terörle mücadele konusunda Adana’da imzalanan mutabakattır. Suriye bu mutabakat üzerine; topraklarında örgütlenmesine, kamplar kurmasına, propaganda yapmasına ve Türkiye’ye yönelik terör eylemleri yapmasına izin verdiği PKK terör örgütüne yönelik yaptırımlarda bulunmaya “evet” demiştir. Bu mutabakat ile iki ülke teröre karşı işbirliği başlattı. Bu işbirliği, Öcalan’ın teslimine giden süreci başlatmıştır. Terör örgütü Suriye’den çıkarılmıştır. Mutabakatta bize de yükümlülükler vardır. Türkiye’de topraklarından Suriye’ye yönelik herhangi bir terör oluşumuna izin vermeyecektir.
Soru: Rusya mutabakatı hatırlatarak ne amaçlamaktadır?
Yanıt: Fırat’ın doğusu konusunda Türkiye ile ABD arasında değil, Türkiye ile Suriye yönetimi arasında Adana Mutabakatındaki gibi bir işbirliğini amaçlıyor. Bu işbirliği ile ABD’nin boşaltacağı bölgeye Suriye yönetimin yerleşmesini ve bölgenin iki ülkenin işbirliği ile terör unsurlarından arındırılmasını, bu yolla Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanmasını istiyor. Türkiye’nin de sınır güvenliğini bu yolla sağlayabileceğini düşündüğü için 2011 yılından bugüne işlerliği olmayan fakat geçerliliği olan mutabakatı gündeme getirmiştir. Bu yolla Türkiye ile ABD’nin güvenli bölge oluşturmasına da engel olmak istiyor. Erdoğan’a ‘doğru adım budur’ demek istiyor.
Soru: Erdoğan bu mutabakatın hatırlatılmasına nasıl bakıyor?
Yanıt: Olumlu bakıyor. Fakat şimdilik Suriye yönetimi ile doğrudan bir işbirliğine sıcak bakmıyor. Rusya ve İran üzerinden dolaylı iletişim yapmayı istiyor. Mutabakata kendi penceresinden bakan Erdoğan; ‘Suriye terör unsurlarına karşı gereğini yapmaz ise bize müdahale hakkı doğar’ mantığı ile bakıyor. Mutabakata göre Şam yönetimi ile işbirliğini ağzına dahi almıyor.
Soru: ABD bu duruma ne diyor?
Yanıt: Suriye özel temsilcisi J. Jeffrey’i derhal Ankara’ya gönderdi. Bu da Rusya liderinin hamlesinden rahatsızlık duyduğunu gösteriyor. Kuzey Irak’ta Duhok yakınlarındaki askeri üssümüze saldırı da bu rahatsızlığın sonucu gerçekleştirilmiş bir provokasyondur.
Soru: Putin Adana Mutabakatı hamlesi sonrasında şimdi nasıl bir hamle yapabilir?
Yanıt: Erdoğan ile Esad’ı mutabakat çerçevesinde ve Suriye’nin toprak bütünlüğü için birlikte hareket etmelerini sağlamak için gerekli diplomatik ve diğer adımları atmaya devam edecektir. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un açıklamalarına bu açıdan bakmak gerekiyor. Yakın zamanda Rusya’da gerçekleştirileceği kararlaştırılan, Türkiye, İran ve Rusya zirvesinde bu konuda ciddi gelişmeler yaşanabilir.
Soru: Sen ne gibi gelişmeler bekliyorsun?
Yanıt: Erdoğan, Rusya ile ABD arasında bir “denge politikası” izliyor. Bunun zorluklarını da yaşıyoruz. Şimdi önemli bir tercih yapmak zorundadır. O tercih, ülkemizin ve bölgenin geleceğini belirleyecektir. Rusya liderinin önerisine ‘evet’ derse Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması kolaylaşır. Bu da Ankara – Şam işbirliği ile sınırlarımızın güvenli olmasını sağlar. ABD ile “güvenli bölge” için anlaşırsa, ABD, “kara gücüm” dediği PYD-YPG güçlerine Irak’ın kuzeyi örneğindeki gibi bir özerk modeli kurmak için çalışır ki bu da gelecekte ülke güvenliğimiz için risk oluşturur. Ayrıca Ankara ile Moskova’nın yakınlaşması bir riski de beraberinde getirmektedir. ABD paramiliter güç olarak kullandığı terör örgütü militanlarının Türkiye’ye yönelik eylemler yapması konusunda yönlendirebilir ki bu durum önümüzdeki süreçte terör saldırılarını artırabilir. Provokasyonlarda yaşanabilir!
Ben konunun tüm yönleri ile TBMM’de gündeme gelmesinden bir kapalı oturum yapılarak ülkemiz ile ilgili kararın tartışılarak birlikte alınmasından yanayım. Erdoğan buna yanaşmayabilir ama yanaşırsa eli kuvvetlenir. Siyaset satranç hamleleri gibidir. Trump bir hamle yapıyor. Putin bir hamle yapıyor. Erdoğan’da bu hamlelere karşı bir hamle yapmak durumundadır. Yanlış bir hamle mat olmamıza neden olabilir. Bu nedenle TBMM’de konunun görüşülmesi ve ülke politikasının oluşturulmasını önemsiyorum.
Soru: Erdoğan bunu yapar mı?
Yanıt : Adana Mutabakatı konusunda işine geldiği gibi yorum yaptığı gerçeği gözden kaçmadı!. Erzurum’da ve Gaziantep’te yaptığı konuşmada bu gerçeği gördük. Asla TBMM’de konuyu görüşmeyi istemeyecektir. Fakat Şam ile dolaylı görüşmelere devam edecektir. Venezuela ve Madura’ya destek vermesi de Erdoğan’ı biraz daha Putin’e yakınlaştırmıştır. Trupm’tan uzaklaştırmıştır.
Bu durumunda yeni riskleri olacaktır.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?