CHP lideri Kılıçdaroğlu, MAN adası üzerinden yapılan para transferini belgeleri ile birlikte açıkladı.

İktidar abandone oldu. Hemen belgeler için “sahte” demeye başladılar.  Cumhurbaşkanı Erdoğan “para gitmedi geldi” açıklamasını yaptı.

Bu demektir ki bir para trafiği var.

Ve para trafiğinde adı geçenler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın isimler.  MAN Adasında şirket kuran isim de, şirketi satın alan isim de iktidar çevrelerince tanıdık isimler…

CHP Liderine göre, para hem gitmiş hem gelmiş.

Yani bir para aklama işi var görülüyor. 1 Sterlin sermaye ile MAN adasında kurulan Bellway Şirketi adeta ‘matik’ görevi görmüş.

Acaba paranın kaynağı nedir?  Henüz bu konuda tatmin edici bir açıklama yok!

Bu konu iktidar için baş ağrıtıcı gelişmelere neden olabilir.

Yeter ki CHP ve kamuoyu kararlılıkla üzerine gitsin.

***

Rıza Sarraf, ABD’de itirafçı oldu ve mahkemede açıklamalarda bulunuyor. Günlerce savcı sorguladı. Sonra çapraz sorgulaması yapıldı.

Sarraf, ülkemizde kimlere rüşvet verdiğini itiraf etti.

Bankalar üzerinden İran’a ambargoyu nasıl deldiklerini de itiraf etti.

Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Muammer Güler gibi dönemin bakanları ile olan ilişkilerini itiraf etti.

Bu bakanlara yaptığı ödemeleri de söyledi.

Dönemin Halk Bankası Müdürü Süleyman Aslan’a verdiği rüşvetlerden de bahsetti.

Aktifbank’dan, damat Berat Albayrak’tan bahsetti.

Hatta Erdoğan’ın da adı geçti.

İktidar çevreleri nedense bu davayı takip etmiyor. Oysa hukukçu bir vekil gönderebilirdi. Göndermedi.

Yandaş medya da davaya ilgisiz kalıyor. Hiç birisi muhabir göndermedi.

Neden acaba?

Sarraf’ın itirafları da baş ağrıtacak gibi görülüyor.

Bankalarımıza ceza gelebilir.

Bazı isimler için tutuklama kararı çıkabilir. Başka yaptırımlarda olabilir.

Ya da ABD elde ettiği bilgiler üzerinden, iktidarı köşeye sıkıştırarak ulusal çıkarlarımıza aykırı tavizler koparma yoluna gidebilir.

Sarraf’ın Türkiye’deki ilişkileri iç siyasette de gündemin önemli başlıklarındandır.

Önümüzdeki günlerde de gündemde yer alacak ve iktidarın başını ağrıtacaktır.

Hatta ülkemizin de…

Biz yargılayamadık. Sarraf’ın mallarına el koyduk ama rüşvet aldığı söylenen isimlerin mallarına el konulmadı.

Adı geçen bakanlar ve banka müdürü sus pus!

Neden ve kim susmalarını istiyor?

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan Yunanistan’a ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaretinde Yunan Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşme sonrasında dile getirdiği “Lozan güncellenmeli” talebi şaşkınlık yarattı.

Cumhurbaşkanı “Lozan güncellenmeli” demek yerine ‘Lozan Antlaşmasında kabul edilen maddelere Yunanistan’ın uymasını ikili ilişkilerimiz açısından önemli görüyoruz’ demesi doğru olurdu.

Lozan için “güncellenme” istemek Sevr için kapı aralamak tehlikesine neden olur.

Yunan Başbakanı Çipras ile yapılan görüşme sonrasında, bu kez Çipras’ın sözleri dikkat çekti.

Çipras “43 yıl önce Kıbrıs’ da yasadışı bir işgal oldu” dedi.

Bu söze Erdoğan yanıt vermedi.

Oysa  ‘ 43 yıl önce biz Kıbrıs’a sizin Enosis amaçlı saldırılarınızı önlemek için barış harekâtı yaptık’ demesini beklerdik.

Ayrıca Ege’de Yunan işgaline uğrayan adalarımızı da dile getirmedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Lozan için söylediği sözler ülkemizde tartışma yarattı.

Bu tartışmalar kendisini ve iktidarını yıpratacak niteliktedir.

Yoksa BOP için mesaj içerikli mi idi o sözler!

Batı Trakya ‘da yaşayan Türklerin kendi müftüsünün seçememesine tepki, sadece iç kamuoyuna yönelik algı amaçlı mı idi?

***

Gündemi değiştirme konusunda Trump, Erdoğan’a ve iktidara yardımcı oldu. Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını açıklaması can simidi oldu.

Kararı Trump almış olsa da tüm ülkede İsrail’e tepkiler yükseldi.

Trump’ın Kudüs kararı iç politika amaçlı önemli bir malzeme oldu…

Ancak Mavi Marmara krizi sonrasında İsrail ile yapılan anlaşma bir gerçeği ortaya çıkardı.

Meğer Kudüs’ü biz ABD’den daha önce başkent olarak tanımışız!

Aldığımız 20 milyon dolar tazminata karşılık Kudüs’ü başkent gösteren  ‘uzlaşma belgesine’ imzayı atmışız.

Al sana bir sıkıntı daha…

***

Man adası üzerinden yapılan para transferi,

Sarraf’ın ABD’de yaptığı itiraflar,

“Lozan güncellenmeli” açıklaması,

Çipras’ın barış hareketine “işgal” demesine tepki verilmemesi,

Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu Trupm’tan önce iktidarın kabul etmiş olması,

İktidar için son günlerde baş ağrıtacak gelişmeler oldu.

O halde ne yapmak gerekiyordu.

Gündemi değiştirmek. CHP’yi iktidar için baş ağrısı yaratacak gündemlerden uzak tutmak gerekiyordu!

Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin, İçişleri Bakanlığınca görevinden alınması bu bakımdan alel acele gerçekleştirilmiştir.

Sırada 6 CHP’li belediyenin daha olduğu haberinin servisi de aynı amaçlıdır.

Bu yolla hem gündem değiştirilmiş olacaktır. Hem de kamuoyunda ‘CHP’li belediyelerde yolsuzluk var’ algısını yaratacaktır.

Çamur at izi kalsın.

Kamuoyu ana gündemlerden uzaklaşsın. Yapılan budur…