AKSU HOŞGÖRÜ VADİSİNİN ALEVİLERİ İNSAN SEVGİSİNE AÇIKTIR YÜREKLERİ

AKSU HOŞGÖRÜ VADİSİNİN ALEVİLERİ İNSAN SEVGİSİNE AÇIKTIR YÜREKLERİ

Sevgili dostlar,
Şu sıralar alevi mezhebine bağlı olanların ‘muharrem oruçlarını’ tuttuğu ve aşurelerini pişirip, lokmalarını dağıttığı günler…
Onun için bugünkü -sayfa sohbetimizi- aleviler üzerine sohbet etmeye ayırdım…
Okumak isteyenler; buyursun okusun…
Yok; “Benim ilgi alanıma girmiyor” diyenlerde -okumasın ama- en azından saygı duysun!
Ancak burada -sizinde takdir edeceğiniz üzere- alevilik konusunu bir sayfaya sıkıştırıp anlatmak olası değil…
“Ben anlatırım” dersem de siz inanmayın!
Onun içinde hem sizin canınızı sıkmadan, suyu fazla bulatmadan ve mümkün olduğu kadar özetleyerek anlatmaya çalışacağım..
Sizlerinde bildiği üzere tarihin tüneline girdiğimizde ve yüzyıllarca geriye dönüp baktığımızda; biz -Çepni Boyu Türklerinin- genlerinde alevilik olduğu gibi, damarlarında da ‘Alevilik’ kanı dolaşıyor!
Ama kimimiz yüzyıllar öncesinden -yapılan baskılar sonucu- bir yerlere kaçıp sığınmışız…
Kimimiz bilerek veya bilmeyerek asimilasyona uğramışız!
Kimileri de -gündelik çıkarları ön planda tutarak- kim güçlüyse ve kim iktidarda muktedirse; sırtımızı ona dayamış ve inançlarımızı sağa-sola savurmuşuz!
Veya da hepten inkarcı olmuşuz!
Kısacası birçoğumuz zaman içinde eriyerek ‘bilinçli veya bilinçsiz’ bir şekilde Muaviye’nin yanında yer alıp durmuşuz!
Halbuki Horasan yöresinden göç eyleyip, Giresun coğrafyasına gelip yerleşen her Çepni Boyuna mensup olanlar; Hacı Bektaşi Veli Ocağına mensup olup; ve onun felsefesiyle yol alanlardır!..
Ve onlar ki;
“Doğruluk dost kapısıdır diyenlerdir.”
Ve onlar ki;
“İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır”
“İlim, hakikate giden yolları aydınlatan ışıktır” felsefesini yürekten benimseyenlerdir…
Ve onlar ki;
“Eline, beline, diline sahip ol” düşüncesiyle ahlakı en ön planda tutup, hırsızlığı ve ahlaksızlığı öteleyenlerdir…
Ve onlar ki;
“Marifet ehlinin ilk makamı ediptir”
“Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme”
“Her ne ararsan kendinde ara” diyenlerdir…
Ve onlar ki;
“Okunacak en büyük kitap insandır”
“Kadınları okutunuz”
“Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu” ilkesini kendilerine felsefe edinenlerdir…
Onlar ki;
“İncinsen de, incitme”
“Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız” sözlerini hiçbir zaman unutmayan ve kendilerine slogan yapanlardır!
Ve onlar….
Ve onlar…
Ve onlar;
Her zaman birileri tarafından horlananlar’dır!
İnançlarına hiçbir zaman saygı duyulmayanlar’dır!
Ki, onlar; her düşündüklerini ‘insan sevgisi’ üzerine düşünürler…
Ve her şeyi ‘insan sevgisi’ üzerine temellendirirler!
Bırakın insanı ve karıncayı incitmeyi, dalında açan kırmızı gülü bile incitmezler!
Sözü uzatmayalım…
Ve yavaş-yavaş özetleyerek de toparlayalım.
Bir zamanlar Giresun coğrafyasında yaşayan yüz kişiden en az doksanı aleviydi…
Süreç içinde birçoğu asimile edildi!
Ama hala kıyıda-köşede de olsa…
Ve azala-azala ufak bir azınlık olarak da kalsa!
Tertemiz inançlarını ve geleneklerini sürdürüyor…
İnsan ayrımı yapmadan…
Kadın-erkek arasında haremlik-selamlık kurmadan!
Ve yedi yaşından-yetmiş yaşındaki insanı birbirinden ayırmadan, “insan güzelliği” üzerine kurdukları düşlerini sürdürüyorlar!
Dereli ilçesinin tarihi mahallesi olan ‘Sırhlı-han’ mahallesindeki Alevi dostlarımız, sevgili arkadaşım Ahmet Tuncer Almalı ile beni de davet ettiler ‘Aşure’ günlerine ve gittik…
Ve tatlı sohbetler yaptığımız gibi ikram ettikleri aşureleri yedik…
Bildiğimiz ve edebildiğimiz kadar dualarına ve iye niyetlerine de eşlik ettik…
Sonuç olarak;
“Hacı Bektaşi Veli-Kültün ve Cem Evi” mekanında düzenlenen ‘Aşure Günü’ etkinliği gerçekten çok güzel ve anlamlıydı…
Üstelik bir hayli de katılım vardı…
Bu güzel etkinliğe bizi de davet ettikleri için bu sayfa üzerinden kendilerine bir kez daha sonsuz teşekkürler ediyor ve sözlerimi yine Hacı Bektaşi Veli’nin güzel bir sözüyle bitirmek istiyorum;
“Bir olalım, iri olalım, diri olalım”
Ve bu güzel söze ilave olarak da;
Hep insanlıktan, barıştan ve güzellikten yana olalım..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?