ALGI OPERASYONU

ALGI OPERASYONU

Her dönem olduğu gibi, olaylara mavi gözlüklerle bakan ve her tarafı tozpembe gösteren, bunun karşılığında da kaptıkları ihale, kredi veya vergi affı gibi mali desteklerle büyüdükçe büyüyen besleme, yanaşma, yandaş ve candaş medyanın; nam-ı diğer Havuz Medyası’nın  yürüttüğü algı operasyonları, her zamanda ve her dönemde prim yapıyor, insanları yönlendirmede çok etkili oluyor. Geçmiş dönemlerde “medya, 4. kuvvet” derlerdi, ama şimdi devir değişti ve “medya, 1. kuvvet” konumuna yükseldi.

Kasıtlı, haince, menfaat mukabili, hayali olarak yürütülen bu operasyonlara inanan ve algılara mağlup olan vatandaşın birisi, sokaklardaki arabaları göstererek, yanındaki arkadaşına diyor ki: “Şu zenginliğe bakar mısın arkadaş? Memlekette fakir adam kalmadı. Eskiden araba mı vardı? Köyden şehre yayan gelir-giderdik. Hatta ekmek almaya para da bulamazdık. Hey gidi günler hey.”

Bu insanımızın söyledikleri, ilk bakışta doğrudur,  az da olsa haklılık payı  vardır, bunlar güzel gelişmelerdir. Ancak işin bir de arka planı vardır. Nedir o? Efendi kardeşim, senin o bahsettiğin eski günlerde, Almanya ve Japonya harpten çıkmışlar ve yerle bir olmuşlardı. Bu devletler şimdi sanayi devi oldular, dünyada parmakla gösterilecek seviyeye geldiler. Biz ise, devlet olarak 90 seneden beri harbe girmedik, durumumuz meydandadır ve içler acısıdır.

Senin bu çokluğuyla övündüğün arabaların tamamı ithal ürünler, bunlar senin alın terinin başkalarının cebine girmesine vesile olan teneke vasıtalar. Bunların hangisi senin imalatındır, patenti bizim olan ne vardır? Bizim öğrencilerimizin kullandığı kurşun kalemler, kalem traşlar, silgiler ve diğerleri hala Çin malı, ithal ürünlerdir. Jilet bıçağından ciklete kadar günlük kullandığımız alet ve edevatın büyük bölümü bize ait değildir. Tamam, bu arabalarla övün, ama bir de kendini başkaları ile kıyasla. Borç miktarı ne kadardır, elimizden çıkan KİT’ler, satılan topraklar ve diğer gayrimenkuller ne miktardadır? Bunları göz ardı ederseniz, havanda su dövmüş olursunuz, algı operasyonunda tuş olduğunuz meydana çıkar.

Küçük çaplı da olsa bazı alanlardaki güzel gelişmeleri gündeme getirip de, ahlâk ve maneviyat alanındaki çöküntüyü, kokuşmuşluğu, erozyonu, yörüngeden sapmayı; dış politikadaki yanlış uygulamaları, bazı güç ve mihraklara teslimiyeti, yalnızlığı ve çaresizliği, hezimeti; ekonomik iflası, iddiaları ayyuka çıkan olası yolsuzlukları, hırsızlıkları, rüşveti,  işsizliği, yoksulluğu, yetersiz ücrete talim eden milyonları yok sayarsanız, ancak kendinizi aldatmış olursunuz, o kadar.

Hizmet alanlarına yatırım yapılmasını, hayatı kolaylaştırıcı bir takım güzelliklerin ortaya çıkmasını tabii ki takdir etmeliyiz, ediyoruz da. Bazı olumsuzluklara muhalif olmak demek kör veya sağır olmak anlamına gelmiyor. Ama uzun vadede kalkınmak, her bakımdan gelişmek, büyümek için öncelikle yatırıma, istihdama, üretime, ihracata yatırım yapılması gerekirken, bunun ihmal edilmesini veya ötelenmesini nasıl hoş karşılayabiliriz?

Tüm bunlarla beraber, geçmişten günümüze neleri kaybettiğimizi, imkânların var olmasına rağmen neleri elde edemediğimizi gözlerden uzak tutmamalı ve muhasebesini  yapılmalı değil miyiz?.

Kısacası, ne olduğumuz, nerelerden nerelere geldiğimiz elbetteki önemlidir. Ama daha da önemli olan, ne olmamız mümkündü, neden öyle olamadık, sebepleri nelerdir, kimler mani olmuştur? bunları sorgulamaktır.

Yoksa birilerinin eline sıkıştırdığı zurnayı, aldığın göstermelik yardımlar veya faydalandığın geçici menfaatler karşılığında, belli süre üflersin; zaman sonra dolduruşa geldiğini anlarsın, ama ondan sonra da senden sadır olacak muhtemel ahlar-vahlar işe yaramaz.

Kalemini, beynini,  gönlünü veya elindeki iletişim araçlarını, diğer imkânlarını, geçici de olsa ücret mukabili kiraya verenlerin yürüttüğü bu insafsız, zalimane, kasıtlı yayınların, operasyonların zararını millet olarak çok gördük, ama bir türlü bunun farkında olamadık, zamanında aklımızı yerli yerinde kullanamadık Ve’s Selâm…

Başımıza ne tür belâ ve musîbet geldiyse, en önemli sebebi budur. Bunu anlamamak da ısrar etmenin, önlem almamanın kime, ne yararı olacak ey millet? Maksatlı ve sahte algı operasyonlarını boş veriniz de, hayatın gerçekleri ile yüzleşiniz, başka da çıkar yol yoktur.

Selâm, Hakk’a tabi olanlaradır.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?