Giresun Gündem
ALLÂHÜEKBER
Sosyal Medyada Paylaş
9 Kasım 2020
Okunma sayısı: 285

ALLÂHÜEKBER

Biz Müslümanlar “Allâhüekber” ile gözlerimizi açarız dünyaya. Allâhüekber (cenaze namazı) ile uğurlanırız bu dünyadan. Yani “hayatımız iki Allahüekber arasındadır”. Biz doğduğumuzda sağ kulağımıza EZAN sol kulağımıza KAMET okunur. Bu Müslümanlığımızın alametlerindendir. Çünkü bize Peygamberimiz böyle öğretti. O gün bugündür, 14 asırdır biz buna uyarak hayata EZAN ile, dolayısıyla ALLÂHÜEKBER ile başlarız. İlk duyduğumuz kelime bu olur ve hayatımızı o en büyüğün çizdiği rotaya göre yaşamaya da gayret gösteririz. Hayatımızı Allah’ın dediği gibi yaşamaya çalışırız.
Allâhüekber’in diğer adı TEKBİR dir. Allah’ın tek yaratıcı ve tek büyük olduğunu ifade eder. Bu yüzden Müslümanın hayatı hep tekbirli olur. Olmalıdır da. Öyle olması için de daha doğar doğmaz kulağımıza Allâhüekber’i okur büyüklerimiz.
Ezan ve kamete Allâhüekber ile başlarız. Günde beş defa minarelerden Allâhüekber’i haykırır müezzinlerimiz. Namaza davetin ötesinde “Unutmayın en büyük Allah’tır, hayatınızı ona göre düzenleyin” demektir bu.
Namaza ilk başlarken Allâhüekber (iftitah tekbiri) ile başlarız. O yüce divana tekbir ile dururuz. Esas duruşumuzu Allâhüekber diyerek gösteririz günde beş defa.
Kurban keserken de “Bismillahi Allâhüekber” diyerek başlarız. Bayram namazlarını hatırlayın. İmam efendinin minberden “kebbirullâhe tekbirâ” demesiyle birlikte camide Allâhüekber nidalarının yankılanmasını unutamazsınız.
Kurban bayramında arefe günü sabah namazı ile başlayıp bayramın dördüncü günü ikindi namazıyla sona eren “teşrik tekbirlerini” hatırlayınız. Bunu okumak, tam 23 vakit her farz namazın ardından her müslümanın üzerine vaciptir.
Haccın vaciplerinden olan Mina’da şeytan taşlamaya başlarken “Bismillahi Allâhüekber rağmen li’ş-Şeytâni ve hizbihi (Allah’ın adıyla! Allah büyüktür! Kahrolsun şeytan ve taraftarları!) diyerek başlarız. Şeytanı ve tüm taraftarlarını ve dahi günahlarımızı Allâhüekber diyerek taşlarız. Safımızı netleştiririz burada. Söz veririz Rabbimizin yolundan sapmayacağımıza. Savaş açarız şeytan ve avânesine.
Biz Müslümanlar Rabbimizden bir ihsan ve ikram gördüğümüzde de ona teşekkür için ALLÂHÜEKBER deriz. O’nun büyüklüğünü haykırırız ta yüreğimizden. Tıpkı 30 Ekim’de İzmir’de meydana gelen 6.6’lık depremden tam 91 saat sonra enkazdan sağ çıkarılan Ayda kızımızın kurtarılma anında kurtarma ekibinin sevinç gözyaşlarıyla birlikte Allâhüekber’i haykırışı gibi. Tam 91 saat moloz yığınları altında kalıp da sağ salim kurtarılmak Allah’ın büyüklüğünün alametlerinden değil de nedir.
İşte biz bu gibi büyük hadise karşısında Allâhüekber’i haykırırız göz yaşlarımızla. O kurtarma ekipleri de onu yaptı zaten. Lâkin din ve dine dair her şeyden karnı ağrıyanlar, din ve dine dair her şeyi görünce kırmızı görmüş boğa gibi davrananlar burada da aynı refleksi gösterdi maalesef. Rahatsız oldular tekbirden. Garip bir durum tabi. Bu gibilerin 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde minarelerden yükselen salâlardan da rahatsız olduklarını gördük.
Sosyal medyada yazılıp çizilenler akla ziyan. “Çocuğu kesiyorlar sandım tekbir ne ya” demiş bir sosyal medya kullanıcısı. Adamın kafasındaki tekbir, Amerikan mamulü DEAŞ’cıların kelle keserken getirdikleri tekbir. Tekbirden anladığı sadece bu. Zira tekbiri başka yerde hiç duymamış. Hayatında islâm yok belli ki. Ama ne hazindir ki günde beş kez minarelerden ALLÂHÜEKBER nidaları yükselir de bunun ne anlama geldiğini, kime hitap ettiğini, neden okunduğunu hiç merak etmez bu kafadakiler.08.11.2020

Bir Yorum Bırak

Tüm Hakları Saklıdır © 2020 Giresun Gündem