Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
ALUCRALILAR DİYORLAR Kİ; YALNIZLIK BİZDE KADER Mİ?
  • 0
  • 460
  • 16 Kasım 2020 Pazartesi
  • +
  • -

Hatta başka bir ifadeyle;

“Bizler üvey evlat mıyız?” diyorlar…

“Bizim hiç yüzümüz gülmeyecek mi” diye sitem ediyorlar…

Vallahi doğruyu söylemek gerekirse…

Ve bana göre de doğru söylüyorlar….

“Durup-dururken bunu da mı nereden çıkardım?”

Hayır…

Bunu durup-dururken ben çıkarmıyorum…

Giresun Gündem gazetesinde ‘Yavuz kayacık’ imzalı bir haber okudum…

Ve bu haberi sizlerle paylaşıyorum…

Şöyle geçiyor gazetede haber;

“Alucra Üvey Evlat mı?” dedikten sonra şöyle devam ediyor;

“Acil kalp hastalarının bu çağda 1 saat 50 dakikalık uzakta Erzincan’a yetiştirmeye çalışması reva mı?”

“Giresun Özel İdare 310 trilyon borç yaptığı halde, İlçe Hastanelerinin üniteleri hala niye sahipsiz?”

Alucra Devlet Hastanemizin;

-Acil Hasta Kabul Servisi

-Ağız ve Diş Sağlığı

-Aile Hekimliği

-Röntgen-Laboratuvar

Ve Dahiliye Bölümleri hizmet verirken…

Hayati önem taşıyan;

-Kadın Doğum

-Yoğun Bakım Üniteleri olmadığı için;

Hastalarımız en yakın komşu illere sevk ediliyor…

‘Kalp Hastaları’ ilçemize 2 saatlik uzaklıkta olan Erzincan Devlet Hastanesine…

‘Kadın Doğum Hastalarımız’ ise, yine ilçemize 85 kilometre uzak olan Kelkit Devlet hastanesine sevk ediliyor” diyor, Yavuz Kayacık.

Yani demek istiyor ki;

“Bizim ilçemizde de koskocaman bir fiziki yapıya sahip olan Devlet Hastanemiz var ama; hastalarımızı komşu il ve ilçelerde tedavi ettirmeye çalışıyoruz” diyerek, Alucra’nın dertlerini dile getirmeye çalışıyor…

Hangi Alucra’dan mı bahsediyorum?

Sıcağı-sıcağına hangi Alucra’dan bahsettiğimi hemen söyleyeyim;

1933 yılında Giresun’un kasabası olan Alucra’dan söz ediyorum…

Hani ilçe olduğu günden bu yana yalnız kalan…

Cezalandırılmak istenen memurların sürgün yeri olan!

İlçe olarak bağlı olduğu valilikte -resmi devlet işlerini görmek için- ta Samsun’dan, Gölköy’den yol alıp dolanarak, mülki olarak bağlı olduğu ile 2 günde zor gelen Alucra’dan söz etmeye çalışıyorum…

Hani bir duruşma sırasında;

“Alucralılar vatandaş değildir hakim bey” denilen Alucra’dan…

Hani hiçbir ilçemiz gurbetçilik göçü nedir bilmezken;

Yıllar-yıllar öncesinden bu yana en çok göç veren Alucra ilçesini tanımlamaya çalışıyorum…

Hani şu (bilmeyenler için) söylüyorum;

Ülkemiz emperyalistler tarafından abluka altına alındığında, yani o en korkulu yıllarda Erzurum Kongresine Payaszade Hacı Hüseyin Hüsnü Bey (Özdemir’i) delege olarak gönderen Alucra’dan…

Ve ‘Kurtuluş Savaşı’ başladığında;

Değil yetişkin erkeklerin, eli tüfek tutan çocuklarını seve seve cepheye gönderen anaların ilçesini tanıyalım istiyorum…

Hani şu;

Siyasi kimlikli şahsiyetleri ile öne çıkan Alucra’dan söz ediyorum.

Ve sözünü etmeye çalıştığımız bu Alucra’nın öne çıkan, dede ve baba ocağı olan öyle hatırı-sayılır ünlüleri vardır ki;

Birçok Giresunlu ve Alucralılar bile onların kökenlerinin Alucra olduğunu bilmezler…

Örneğin;

“Heykelin Babası” olarak bilenen Metin EKİZ’in…

Ünlü Ressamlarımızdan Rafet EKİZ’in…

Birçok sinema filminin ve dizinin senaryosunu yazıp ve aynı zamanda sinema oyuncularımızdan birisi olan Turgut EKİZ’İN…

Ve bu sanatçıların annesi olan, ancak (mektepli değil) alaylı bir şekilde ressam olan ve binlerce resim yapan (anne) Esma EKİZ’in Alucralı olduğunu çok az insan biliyordur diye düşünüyorum..

Örneğin;

Ünlü sinema oyuncularımızdan ve aynı zamanda Yılmaz Güney’in, Fatoş’tan önceki karısı olan Nebahat Çehre’nin Alucra kökenli olduğunu kaç kişi biliyordur? dersiniz..

Ya, 68 Kuşağının DEVRİMCİ karayağız delikanlısı Harun Karadeniz?

O da Alucralı’dır…

Ülkücü Ozan Arif…

Pop müziğin sevilen sanatçısı Teoman…

THM’nin sevilen sanatçısı Mustafa Küçük’de Alucra kökenlidir…

Hani kısaca demem o ki;

Hem siyaset alanında…

Hem sanat alanında…

Hemde (gurbette yaşayan) ticaret alanında…

Bu kadar ünlü şahsiyetlere sahip bir ilçenin kaderi ‘yalnızlık mı’ olmalı sizce?

Bu sohbet konumuzu -kendi düşünce ve yorumlarımla- özetleyecek olursak;

Yıllardır sadece Alucra değil, Şebinkarahisar ve (daha sonra ilçe olan) Çamoluk ilçemize gereken ilgi gösterilmiyor…

Ve zaman zaman unutuluyor diye düşünüyorum…

Ki, bu sözünü ettiğimiz ilçelerimiz bundan 15-20 yıl önce Dereli Aksu vadisi üzerinden yapılması düşünülen ‘Transit yol’ ve Eğribel Tüneli’ en kısa zamanda hizmete girecek diye ne kadar çok sevinmişlerdi…

Ama aradan (yaklaşık) 15 yıl geçmesine rağmen….

Bırakın Giresun merkezden-Şebinkarahisar, Alucra ve Çamoluk’a kadar düzgün bir yol yapılmasını…

Giresun merkezden- Dereli ilçesine kadar 28 kilometrelik yol bile üzerinden 5 mahalli, 5 genel seçim geçmesine rağmen bitirilemedi.

Bu gidişle ‘bitirilecek’ gibi de görülmüyor…

Halbuki bir an önce bitirilse;

Değil sadece Şebinkarahisar, Alucra ve Çamoluk ilçesi, bütün doğu illerinin yol güzergahı bu ilçeler üzerinden olacak ve canlanacak..

Uzun sözün kısası;

Mademki Alucra, Şebinkarahisar ve Çamoluk, Giresun’un ilçesi..

Bu ilçelerimize (bana göre) diğer ilçelerden daha fazlı ilgi ve alaka gösterilmeli..

Çünkü bu ilçelerimiz hala bağlı oldukları il merkezine doğru-dürüst bir yolları olmadığı için istedikleri gibi gelip gidemiyorlar…

Gelip gidemedikleri içinde ve gönül rahatlığıyla;

“Bizim ilimiz Giresun’dur” diyemiyorlar…

Onun içinde diğer ilçelerimiz bile bu ilçelerimize yapılan hizmetleri desteklemeli diye düşünüyorum…

Ve bu duygularla da sözü sizlere bırakıyorum…

Buyurun…

Bu konuda söz sırası şimdi sizin…

Önerilerinizi ve söyleyeceklerinizi sizlerde söyleyin…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM