“ARALIK”

“ARALIK”

Merhaba Sevgili Okurlarım

Günler ayları aylar birbirini kovalarken ömrü olan bir yılın sonuna daha geldi sayılır.

Kimse kimsenin ne derdi var bilmeden ,kimi sefa içinde kimi cefa içinde derken “aralık” kapılarını gelecek yıla açmakla meşgul.

Sanırım yılın sonunda herkes kendi dilince şarkılar tutturacak.

Benim şarkım ise her yıl olduğu gibi “Neler oluyor hayatta bide şu rüya gerçek olsa” olacak gibi gibi.

Sahi neler oluyor bize. Tüm yaşantımızı neredeyse sosyal ağın üzerine endeksledik gibi.

Dolaylı yollardan bir yakınını kaybediyorsun .

Telefona sarılıp ;

Neden haber vermediniz?

Ne vakit kaybettik dediğinizde verilen cevap o kadar komik ki !

Acı ile karışık vay be deyip gülüyorsunuz.

“FACEBOOK’da” paylaşmıştık…

Bir yakınınızın bebeği dünyaya geliyor yada düğünü oluyor.

Vay be diyorsunuz. Ne çabuk büyümüş de evlenmiş. Ne vakit bebek dünyaya gelmiş.

Verilen cevap.

“aşk olsun etkinlik oluşturduk cevap yazmadın. Bebeğin boy boy fotoğraflarını koyduk yorum bile yapmadın.”

Çok şükür geçte olsa anlamış oldum . Sabah gözlerimi açtığımda ilk iş bundan sonra tüm akrabalarımın tek tek sayfalarına bakıp;

Kim ölmüş ?

Kim doğurmuş ?

Kim evleniyor?

O’na bakmak olacak.

Geçen gün eve gelirken dolmuştaki  70 yaşındaki teyzem bile en klas akıllı telefonu kullanıyordu. Hani şu dışında elma olan. Vay be dedim ben harbiden bu konuda çok geç ve cahil kalmışım. Hele  birde arada bir çantasından çıkarıp arayan var mı ? diye bakması yok mu ?

Tam bir ömürlüktü.

Vallahi sormaya utandım “teyzeciğim facebook’un” var mı ? demeye.

Burada saçmaladım galiba. Elbette okuma yazması olanın en doğal hakkı sosyal ağı dilediği gibi kullanmak.

Önemli olan akrabalık bağlarını burada ki yazılanlarla duyurmak değil elbet.

Çünkü ; burada gelişen olayları takip etmek için her saat başı haber almak her yiğidin harcı değil.

Geçmişe dönersek “KÖROĞLU” ne güzel söylemiş…

“tüfek icat oldu mertlik bozuldu”

Bizimkisi de o hikaye.

Sosyal ağlar tüm hızı ile hayatımıza girince akrabalık bağları bozuldu.

Yalnız bir dip not olarak hatırlatmak istiyorum. Akıllı telefonlar b ir gün hem parmaklarınızı hem de avuç içlerinizde dayanılmaz sızılar bırakabilir. Sizler bu ağrıları gerek hava şartlarına gerek ise iş yorgunluğuna bağlayabilir ilaçlara başvurabilirsiniz. Sakın ola böyle bir şey yapmayın. Önce bir müddet telefonunuzdan uzaklaşmayı deneyin. Geçmezse ilaçlara başvurun.

Çünkü bende günün yorgunluğunu geceleri “candy crus”  oynarken geçiştiriyordum. Ve şimdi dayanılmaz parmak ve avuç içi ağrısı çekiyorum. Allahtan ilaç alma gibi bir lüksüm yok. Şimdi oyundan kurtulmak için asgariye indirmiş oldum.

Akrabalarımıza ,dostlarımıza ve arkadaşlarımıza sosyal ağı kullanmadan haberleşip sarılacağınız bir ömür dilerim.

Sevgilerimle…..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?