AŞK

AŞK

 

İnsanların gözlerine baktığımda dibi görünmeyen bir boşluk görüyorum.

Kimi şaşkın,

Kimi bitkin,

Kimi umursamaz,

Kiminin dünya yansa umurunda değil misali.

Mutlu mutsuz birbirine karışmış bir aşağı bir yukarı dönme dolap gibi çarkın içinde dönüp duruyor.

Ne garip, umutlarını fındığa bağlayanların çaresizliğine diyecek söz yok .

Bazen de içimden haktır diyorum. Senin gariban halinle fındığını yastık altında bekletmenin ne gereği var. Geçmişte yaşanan fiyatları unutmamak gerekirdi. Sezon başında ne güzel en yüksek fiattan açılmışken ne diye satmazsın ki!!!

Şimdi yan ağla dön ağla…

Hep birlikte bir türkü tutturalım. “Sen bir koyun olsan ben bir kuzu ,meleye meleye getirsek yazı”..

Bekleyin bakalım belki seneye yeni sezon fındığı ile fiyatlar da yükselir.

Neyse haftanın yoğunluğunu bir kenara bırakalım. Biraz “aşk” tan söz edelim. Gerçi günümüzde doğru dürüst aşkta kalmadı.

Bizim Ömer çok dürüst ve iyi bir esnaftır. Ara sıra uğrar biraz sohbet eder kendime çiçek alır evin yolunu tutarım.

Çünkü insanın arada bir kendini ödüllenmesi gerektirir diye düşünürüm. Sağ olsun Ömer’de beni çok sevdiği için çok fazla parada almaz çiçeklerden. Asıl mesele çiçekten öte Ömer ile sohbet etmektir. Her konuda bilgi donanımı olan bir gencimiz.

O gün yine çiçek almak için gittim işyerine. Dedim ya çiçek bahane. Ömer açtı konuyu. Ömer anlatırken ben hayranlıkla dinliyordum. İçimden çok şükür Rabbim bizden sonra gelen kuşak bilgi ağacı gibi büyüyor diye geçirdim. Konuya öylesine dalmışım ki !

Dükkandan içeriye giren kadının ses tonu bütün dinlediklerim bir an da buhar oldu.

Kadın o’ kadar heyecanlı bir ses tonu ile ‘Benim çiçeğim hazır mı?’ dedi.

Kafamı çiçeğe çevirdiğimde o’ kadar güzel bir sepet hazırlanmıştı ki!

Gayri ihtiyarı “bu ne kadar güzel bir sepet” sanırım kız istemeye gidiyorsunuz.

Kadın, hayır bugün eşimin doğum günü. Bu çiçekler onun için derken birde elinde kese kağıdından rengarenk kalpli çikolataları çıkarıp sepetin içine kendi  elleri ile yerleştirmesi çok hoş bir olaydı.

Galiba yeni evlisiniz dedim.

Kadın ,20 yıllık evliyim dedi. Vay be dedim .Az rastlanan bir olay. Böyle durumlarda genelde kadınlar hediye almaya alışıktır. Bir kadının erkeğe çiçek göndermesi çokta alışa gelmiş bir durum değildir.

Kadın 20 yıldır kocasına doğum gününde çiçek gönderiyor ve gözlerinde ki “aşkın” kokusu etrafına neşe saçıyordu.

Bugün cumartesi, sizlerde kendinize ve eşinize, annenize, kardeşinize, arkadaşınıza hatta komşunuza bir güzellik yapın .Şart değil çiçekçiden almak  bahçeler çiçek dolu. Kopartın bir tane götürün.

Ne yaparsanız yapın aşk ile yapın. Aşk’ a dair birkaç satırda benden sizlere hafta sonu armağanı olsun.

Aşk; gecenin koynuna girmiş sabah olmasın diye dua etmiş… sabah kıskanmış akşamın gözü kör olsun yine aşk geceye sarılacak demiş hem sabaha hem akşama çekilin ulan demiş bir insana yakışan en güzel elbise sevgi ile sırmalanan “aşk” demiş …demişte yine de kendini sabahın ışığından akşamın alaca karanlığından kurtaramamış .İşte bu yüzden “aşk” hep kuytu köşelerde gecenin koynunda saklanmış durmuş. Gökten üç elma düşmüş ..düşmüş düşmesine de bana hep ayazı vurmuş.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?