At izi it izine karışmış vaziyette…

At izi it izine karışmış vaziyette…

Çok unutkan bir toplumuz. Ayrıca olaylarda neden-niçin sorularını sorarak analiz yapma yeteneğimiz de yok.

Olayları sorgulamıyoruz da…

Ne kuklacıyı görebiliyoruz. Ne de kuklalarını!

Yazılı ve görsel medya aracılığı ile bize sunulanlar ile yetiniyoruz. Fanatik taraftarlar gibi siyaset yapıyoruz.

‘Partimin yaptığı her zaman doğrudur’ ya da ‘liderim ne derse doğrudur’ anlayışı ile hareket ediyoruz.

Analiz yeteneğimiz zayıf.

Sentez yeteneğimiz zayıf.

Kafamızı yormuyoruz. Bize sunulan ile yetiniyoruz…

Okumuyoruz. Araştırmıyoruz. Düşünmüyoruz.

5N 1 K dan da bihaberiz.

Ama doğru söyleyeni dokuz köyden kovmada mahiriz.

***

Şimdi şu sorulara yanıt verelim. Bu ülkede emperyal merkezlerin talebi ile “Çözüm Süreci” diye bir süreci başlatan kim?

Oslo’da İngiliz denetiminde terör örgütü temsilcileri ile masaya oturan kim?

İmralı’yı suyolu yapan kim?

Terör örgütü liderinin mesajını Nevruz’da Diyarbakır’da okutan kim?

Sırrı Süreyya Önder’i, İmralı-Ankara- Diyarbakır ve Kandil arasında ‘postacı’ yapan kim?

Çadır Mahkemelerini kuran kim?

29 Ekim günü (gün özel seçilmiştir!) bugün terör örgütü dediğimiz YPG’ye destek için peşmergeleri topraklarımızdan geçiren kim?

Dolmabahçe Mutabakatını imzalayanlar kim?

Valilere “çözüm süreci zarar görmesin operasyon yapmayın” talimatlarını veren kim?

Terör örgütünün “Çözüm Süreci” fırsatını ve bu talimatları kullanarak kentleri silah ve cephanelik deposu haline getirmesini sağlayan kim?

Tüm bu soruların hiç birisinin yanıtı CHP değil!

***

3 Kasım 2002 tarihinden 2011 tarihine kadar cemaat ile ‘parti içi koalisyon’ kuran kim?

“Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda” şarkısını söyleyen kim?

Cemaatin ilmiye (milli Eğitim), askeriye, adliye ve mülkiye kadrolarına yerleşmesini sağlayan kim?

Devlet içinde “paralel devlet” kurmasını sağlayan kim?

“Yeter artık bu hasret bitsin” diyen kim?

Türkçe Olimpiyatlarında övgüler düzenler kim?

KPSS sınavlarında ve PMYO sınavlarında kopya skandallarına göz yumanlar kim?

Cemaat liderinin ABD’de green card almasına kefil olanlar kim?

Heyetler halinde Pensilvanya turları yapanlar kim?

“Ne istediniz de vermedik” diyen kim?

“Ankara’yı parsel parsel parsellediniz” diyen kim ve ne demek istiyordu?

Milletvekili, Belediye Başkanı ve Belediye meclis üyeliği kontenjanı veren kim?

Bank Asya’yı törenle açanlar kim?

Yurt dışındaki okullar için referans mektupları yazanlar kim?

Bu sorularda da yanıt CHP değil!

***

Şimdi işin kolayına kaçılıyor. Soğuk Savaş dönemi taktiği izleniyor. O günlerde her muhalif için yafta hazırdı.

“Gominist!..”

Mantık değişmemiş.

Bugün de dün unutulmuş gibi her muhalif hareket için yine yafta hazır.

Ya “Fetöcü” olarak suçlanıyor ya da “terör örgütüne destek vermekle” suçlanıyor…

CHP’nin başlattığı “Adalet Yürüyüşü” içinde; bu kolaycılık, bu yaftalama devreye sokuluyor.

Bu yolla aslında tüm muhalefet kamuoyunda baskılanmaya çalışılıyor.

Hak, Hukuk ve adalet arayışları engellenmek isteniyor.

Toplumun teröre duyarlılığı siyasi amaçlarla sömürülmeye çalışılıyor.

***

Referandum sürecinde çok dile getirildi. Hatta afiş yapıldı. Denildi ki; “referandumda evet çıkarsa terör bitecek.”

YSK’nın adil olmayan kararı ile ve “Atı alan Üsküdar’ı geçti” mantığı ile referandumda “evet” çıkartıldı!

Peki, terör bitti mi?

Ne gezer. Neredeyse her gün şehit haberleri alıyoruz.

Törenlerle şehitlerimizi sonsuzluğa uğurluyoruz.

Fakat şehit cenazelerinde yaşanan dikkat çekici olaylar da yaşanıyor.

Samsun Çarşamba’da şehit Cenazesi var. Bizzat şehit babası ve yakınlar CHP çelengine tepki gösteriyor. Tahrip ediyorlar.

Çelengi korumak isteyen CHP’liler darp ediliyor!

Trabzon Araklı’da şehit Sinan Hamza’nın cenaze töreni var.

Törene gönderilen CHP çelengi yere atılıyor!

Sanki ülkeyi 15 yıldır CHP yönetiyor.

Sanki terörün nedeni CHP…

Yaşanan bu iki olay ve başka pek çok örnek ülkemizde gerçekten de at izinin it izine karıştığının göstergesidir.

Halkımızın yazılı ve görsel medya üzerinden bilinçli şekilde yönlendirildiği gerçeği ortadadır.

‘Yaftala gitsin’ nasıl olsa halkımız sorgulamıyor.

En büyük rakip kim? Elbette CHP…

O nedenle ‘vurun abalıya’…

Yazılı ve görsel medya elinizde nasıl olsa ve istediğin şekilde kullanabiliyorsun!

İşte bu nedenle de ”Adalet Yürüyüşü” gereklidir.

Siyasetin de adil olması gerekiyor.

Eğitimin de…

Hukukunda…

Gelir dağılımı paylaşımının da,

İhalelerinde…

Toplumsal yaşamın her alanında adalete acil ihtiyaç duyulmaktadır.

Çünkü yıllardır bilerek at izi it izine karıştırıldı!

Şimdi bulanık suda balık avlanmaya çalışılıyor…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?