ATATÜRK 19 EYLÜL’DE GİRESUN’A GELİYOR GENÇLERİ DİNLERKEN GÖZLERİ YAŞARIYOR |
Günaydın sevgili dostlar,
Günaydın değerli canlar,
Bugün günlerden 19 Eylül…
Bu tarih;
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924 yılında Giresun’a geldiği tarih…
İçinde bulunduğumuz tarih; 2021 olduğuna göre…
Demek ki Giresun’a tam 97 yıl önce gelmiş…
Ancak;
Arşiv bilgileri ve resmi kaynaklar böyle söyleyip, böyle yazsa da…
Daha önceki yıkılan stadyumun ve Kapalı Spor Salonunuzun adı her ne kadar ’19 Mayıs’ ibaresi taşısa da;
Atatürk’ün, Giresun’a geldiğine hala inanmayanlar ve inanmak istemeyenler var biliyor musunuz?
Her nedendir veya niyedir bilinmez;
Resmi kaynakları okuyup ve resmi belgeleri bizzat gördüğü halde, hala inatla inkar etmeye kalkışanlar var…
Ama ‘inanmayanlar’ inanmıyor, inkar edenler ‘inkar ediyor’ diye, bildiğimiz doğrulardan geri adım atacağımızı sanmasınlar…
Bizler, inkar edicilere ve unutturmak isteyenlere inat;
Mustafa Kemal Atatürk’ün 97 yıl önce Giresun’u ziyaret edip ve bizlere yaşattığı o günün mutluluğunu ve sıcaklığını soğutmadan inatla anlatmaya ve sürdürmeye devam edeceğiz…
Tıpkı şimdi özetleyerek anlatacağımız gibi…
Yıl; 1924’dür…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Karadeniz gezisine çıkmıştır…
15-17 Eylül tarihleri arasında Trabzon’dadır…
17-18 Eylül Rize’dedir…
19 Eylül Tarihinde ise hem Giresun’da ve hem de öğleden sonra Ordu’dadır…
Takvim yaprakları;
19 Eylül tarihini göstermektedir…
Giresun halkı başta olmak üzere, Gazi’yi yakından görmek isteyen gençler sahilde gece yarısından beri beklemektedir…
Saat; 09.30
Hamidiye vapuru Giresun açıklarına gelip demir atmıştır…
Ve kıyıda bekleyen gençlerden; siyah başlıklı, beyaz gömlekli 6 genç (daha önceden süsledikleri) kayıklarına binerek ve Gazi’yi kayıklarına alıp kıyıya çıkarmak için küreklerine asılırlar…
Hamidiye vapurunun yanına varırlar…
Gece yarısından bu yana bekledikleri kutsal konuklarını alırlar ve kıyıya çıkarırlar…
Beklenen konuğu en iyi şekilde ağırlayabilmek için;
Şehrin girişlerine ‘Taklar’ yapılıp, çiçekler ve bayraklarla süslenmiş.
Gazinin eşiyle birlikte kahve içip, dinleneceği Mithat Paşa Oteline kadar -halıda yürümesi için- halılar serilmiştir…
(Kaynak; Turgut Özakman’ın Cumhuriyet kitabından)
Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk yeteri kadar dinlendikten sonrada, ilin önde gelenleri ve yönetsel protokol’u ile birlikte şehrin ana caddesinden başlayarak gezmeye başlamıştır…
Bir süre yürüdükten sonrada ‘Bilgi Yurdunun’ başkanı şair Can Akengin ve arkadaşlarıyla tanıştırılmış…
Ve bu tanıştırma seremonisinde Mustafa Kemal Atatürk en çok ‘Bilgi Yurdu’ sözünden hoşlanmıştır…
Ve protokol programına göre önce Belediyeye gitmesi gerekirken “siz beni önce bu gençlerin Bilgi Yurduna götürün” demiştir..
Sözü uzatmayalım..
Gazi tek odalı yurdun kapısından içeri girince, piyanonun başında bir genç, gelen konuğunu melodilerle karşılamış…
Ve gösterilen yeşil bir kanepeye oturduktan sonrada;
Bilgi Yurdu yöneticilerinden genç Doktor Memduh Necdet Bey (daha sonra Otaman soyadını alacaktır) şu konuşmayı yapmış;
“Hoş geldiniz paşam…
Karadeniz’e çıktığınız günden beri gözlerimiz ufukta kaldı.
Enginlerin gökle birleştiği yerde hep sizi aradık.
Doğru Dumlupınar’dan mı geliyorsunuz?
Senin irade ve kudretin altında ölen şehitleri ziyaret ettin mi?
İçlerinde bizim Yeşil Giresun’dan da kimse var mıydı?
Onlara arzularının yerine geldiğini söyledin mi?
İstiklal harbinde şehit olanlar yalnız düşmandan değil, saraydan da intikam aldılar…
Artık mukadderatımız Afrikalı bir dadının büyüttüğü cahil bir Han ve Sultan elinde değildir..
Cumhuriyet bir tahtsa biz gençler onun sehpasıyız…
Biz kırılmadıktan sonra o düşmeyecektir.
Ve her zaman üzerinde laik olan oturacaktır.
Türk tarihinde artık kimse tufeyli yaşayamaz…
Sizin büyük huzurunuzda bütün gençler yemin eder ki;
Vatanın aleyhine, milli hakimiyetin ve cumhuriyetin zararına hangi baş kalkarsa onu koparacağız…
Velev o baş vatanı ve milleti hakimiyeti bize verenlerden birisi olsun.
Ferdi saltanatın mezarı Büyük Millet Meclisinin altındadır.”
Bu duygu dolu, cesur konuşmadan sonra Mustafa Kemal Atatürk, nemlenmiş gözleriyle şöyle der;
“Hakikatin ifadesi olan Giresun gençliğini tebrik ederim…
Afyonkarahisar ve Dumlupınar’da sizin uşaklardan da vardı” der..
Ve daha sonra da başkan Can Akengin’e dönerek;
“Yalnız bir salonunuz mu var?” diye sorar…
Can Akengin’de “Yalnız bu odamız” var yanıtını verince, bu kez ilin valisine dönerek;
“Bu ilde terk edilmiş boş bina yok mu hiç” diye sorar..
Vali’de;
“Var paşam ama mekruh ve yeniden donanımı için çok para ister” deyince, Gazi Mustafa Kemal Atatürk;
“Ben Maliyeyle anlaşırım, siz gençlere sözünü ettiğiniz binayı verin.” der…
Saat; 13.40
Gazi Mustafa Kemal’in gezi programında Ordu’da olduğunu ve bir an önce Ordu’ya da geçmek istediğini söyleyince, gençlerden birisi;
“Senelerin hasreti bir-iki saatte biter mi paşam…
Bizi niçin bu kadar erken terk ediyorsunuz?” diyen gençlere şöyle yanıt verir Gazi;
“Bu kadar kuvvetli ve zinde bir gençlik içinde kendimi gördüğümden dolayı bahtiyarım” der…
Ve tekrar Hamidiye vapuruna binerek komşumuz Ordu’ya gider…
Son söz olarak;
97 yıl öncenin sıcaklığıyla sana “ilimizi hoş geldin paşam” diyenlerin aynı heyecan ve sıcaklığıyla bugün bizlerde “hoş geldin” diyoruz…
Ve sizleri ‘unutmak ve unutturmak’ isteyenlerin sayısı ne kadar olursa-olsun;
Bizler, senin bu ülkeye kazandırdığın değerleri ‘unutmadığımızı’ bu vesileyle bir kez daha belirtmek istiyoruz…
19 Eylül 1924
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Giresun’da…
Ve o günün tazeliği hala hafızalarımızda…