Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
BAĞIMSIZLIK UĞRUNA CAN VERENLER TÖRENSİZ VE KEFENSİZ GÖMÜLDÜLER
  • 0
  • 214
  • 13 Kasım 2020 Cuma
  • +
  • -

Bu vatanın bağımsızlığı için…

Ardından gelen nesiller özgürce yaşasın diye;

Bile-bile, ölümün üzerine gittiler…

Kimi doğuluydu, kimi kuzeyli…

Kimi batılıydı, kimisi güneyli…

Hiçbiri kişisel menfaat öne sürmeden;

Bu ülkenin bağımsızlığı için seve-seve can verdiler…

Kimi kahramanların anıtı dikildi…

Kimi kahramanlar ise süreç içerisinde unutulup gitti…

Tıpkı;

Giresunlu gönüllü 42. alay komutanı binbaşı Hüseyin Avni Alpaslan’ın 50 dolayında askeriyle birlikte şehit olup unutulması gibi…

Tıpkı;

Sakarya Meydan Savaşında düşmanla göğüs-göğüse çarpıştıktan sonra, düşman askerinin sırtından hançerlediği Giresunlu İğneli Pembe Hatun’da zaman içerisinde unutulup gittiği gibi…

Tıpkı;

İnebolu taburuyla katıldığı Balkan Harbi şehitlerinden Giresunlu Yüzbaşı Kurdoğlu İbrahim Beyin unutulup tarihe karıştığı gibi…

Şimdi birçoğunuzda -haklı olarak- şöyle düşünecektir;

“Peki neden çok kolay unutuluyor bu gibi değerler?”

Veya da;

“Madem böylesine önemli değerlere sahibiz de, neden arkadan gelen kuşaklar bilmiyor” gibi…

Buna benzer sorular geçiyorsa aklınızdan hemen söyleyeyim;

İl ve ilçelerimizde ‘tarihsel bilgileri, belgeleri’ saklayacak bir hafıza görevi yapacak bir ‘Müzemiz’ yokta onun için bilinmiyor…

Eh, bizim adımızda muhalif olduğu için önerimiz hesaba katılmıyor.

Her neyse…

Konuyu daha fazla uzatmadan, asıl mevzumuza geri dönelim…

Şu ölümünün 100. yılında ‘Anıt Mezarı” yapılacak olan Binbaşı Hüseyin Avni kimmiş bir öğrenelim…

1876 doğumlu..

Giresun-Tirebolulu…

Ana adı; Hatun Kadın…

Baba adı; Emin Efendi…

Pangaltı Harbiye Mektebi mezunu…

Sakarya Meydan Muharebesinde şehit düştüğü güne kadar görev şekli ve unvanı; Binbaşı…

Askerlik Şubesi Başkanı…

Bir dönem ilçe kaymakamı…

Bundan tam yüz yıl önce…

Vahdettin ve damadı Ferit, İstanbul’u İngilizlere teslim edince…

Ve Anadolu’da yeni bir hareket başlayıp, Kuvvayi- Milliye Mustafa Kemal’in öncülüğünde yola girince;

Bir subay olarak, Anadolu hareketinin saflarında yer almıştır Giresunlu Hüseyin Avni Alpaslan…

Ve Kuvveyi-Milliyenin altyapı çalışmalarında…

O süreç içerisinde meydana gelen iç isyanları bastırmada…

  1. Gönüllü Alayın kurulmasında…

Ve en sonda Sakarya Meydan Muharebesinde 50 dolayında askeriyle birlikte şehit olmuştur Binbaşı Hüseyin Avni Alpaslan…

Süreç içerisinde unutulmuş…

Ancak, Tirebolu Dernekler Federasyonu (TİRDEF) yöneticilerinin duyarlılığı ve araması sonucu mezarı Ankara-Haymana’nın Katrancı köyünde bulunmuş…

Yani; Tirebolu’nun duyarlı sivil örgütü Binbaşı Hüseyin Avni Alpaslan komutanlarını unutmamışlar…

Ve aralarına Giresun Milletvekili Sabri Öztürk’ü de almışlar…

Yeni bir projenin altına imza atmışlar…

Şöyle ki;

Binbaşı Hüseyin Avni Alpaslan, Sakarya Meydan Muharebesinde…

Ve 42. Alayının başında 50 askeriyle birlikte 28 Ağustos tarihinde…

Mangal Dağı-Gökgöz mevkinde bir şarapnel parçasıyla yaralanıyor.

Tedavisi için Haymana Hastanesine kaldırılıyor…

Fakat tedavisi olumlu gelişmeyip, 30 Ağustos tarihinde şehit oluyor.

Ve aradan tam 99 yıl geçiyor…

Tirebolu Dernekler Federasyonuyla, Giresun Milletvekili Sabri Öztürk harekete geçiyor…

Ve bir ‘ANIT MEZAR’ yaptırarak, ölümünün 100. yılı olan 2021 yılına yetiştirmek istiyor…

Böylesi güzel bir projeyi kim alkışlamaz ki…

Onun için bende yürekten alkışlıyorum bu projenin sahiplerini…

(ancak ne kadar dikkate alınır onu bilemem ama)

Mademki (gecikmeli de olsa) Binbaşı Hüseyin Avni Alpaslan’ın şehit düşüp yattığı yer bulunup bir ‘Anıt Mezar’ yaptırılıyor…

Aynı savaşta şehit düşen Giresunlu İğneli Pembe Hatun’un mezarı da bulunup, ona da bir ‘Anıt-mezar’ yapılmasını öneririm…

Çünkü sözünü ettiğim ve tarihsel unvanı Giresunlu İğneli Pembe Hatun’da bu ülkenin bağımsızlığı için Sakarya Meydan Savaşında canını vermiştir…

Bu Giresunlu İğneli Pembe Hatun ki;

Kendi yaralarını unutup, 47. Alayın içinde yer alan Giresunlu Milis çetelerinin yarasını sarmıştır…

Kendi ağrılarını unutup, ağrısı-sızısı olanlara analık yapmıştır…

O İğneli Pembe Hatun ki;

Payına düşen tayinini yememiş, savaşan askerleri yedirmiştir…

Matarasındaki suyu içmemiş, susuzluktan can çekişen askerlere suyunu içirmiştir…

Yani bir yandan analık yapmıştır…

Bir yandan morali bozulan askere moral pompalamıştır…

Ve bir yandan da gerek silahı ve gerekse belinde taşıdığı kamasıyla

Onlarca düşman askerini haklamıştır…

Savaşırken 8 yerinden yaralanmıştır…

Fakat yinede düşman askeriyle göğüs-göğüse çarpışmıştır…

Ancak…

Arkadan gelen bir Yunanlı asker, onu arkadan hançerleyerek yere yıkmıştır…

Yani, yaşamı arkadan hançerlenerek sonlandırılmıştır…

Şimdi böylesi bir kahraman kadına ‘Anıt Mezar’ yapılmaz mı?

Böylesi yürekli bir ananın heykeli dikilmez mi?

Buyurun…

Söz sırası sizin…

Bu sorunun yanıtını da sizler verin…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM