BAHÇELİ NE DİYORSA O OLUYOR

BAHÇELİ NE DİYORSA O OLUYOR

Bu sözü Sayın Erdoğan; kim bilir belki de her gün kendi kendine mırıldanırdır. Hele de son iki yıldır. Sayın Bahçeli’nin bunca yaptıklarına karşın.
Ama kadir bilmezler var. Nankörlük yapanlar var. İşi yokuşa sürenler var. Ara bozucular var. Tabii iyiler de var.
Sayın Bahçeli önce sistem değişecek, Türkiye Parlamenter sistemi terk edip, “başkanlık sistemine” geçecek dedi.
Bu iş için referanduma gidildi. Muhalefet “hayır” derken Sayın Bahçeli iktidarın yanında “evet” oyu vereceğiz dedi.
Başkanlık sistemine geçildi.
Başkanlık sistemine uygun genel seçimlerin yapılması gerekiyordu. Yani mevcut Cumhurbaşkanı Devlet Başkanı olmalıydı. Başbakanlık ve bakanlıklar kaldırılmalıydı. Erken genel seçimlere gidildi. AKP ve MHP “Cumhur İttifakı”nda anlaştılar. O iş de halledildi.
AKP ve Sayın Erdoğan’a yapılan bunca yardımlar, karşılıksız ve hiçbir menfaat beklemeden yapılıyordu. Bazıları ile basının bir kısmı; “Sayın Bahçeli Cumhurbaşkanı Yardımcısı olur, kurulacak yeni hükumetten en az sekiz bakanlık alır” diye yazdılar.
Son olarak Türkiye 31 Mart 2019 da yerel seçimlere gidecek. Sayın Bahçeli “Cumhur İttifakına desteğimiz sürüyor. Yerel seçimlerde de anlaşabiliriz” mesajını verdi. Partiler arası temaslar başladı. Ne hikmetse MHP’nin özverilerine karşı, AKP’liler su kaynatıyor, havanda su dövüyordu.
Bu arada “Andımız” ve TÜRKÜM, DOĞRUYUM, ÇALIŞKANIM, sözleri iki parti arasında sorun olmaya başladı. Bu sözcükler AKP’ileri köpürtürken, Sayın Bahçeli; “Bu sözlerde kabul edilemeyecek ne var” diye sormak zorunda kalıyordu. Bu arada seçim ittifakı da tehlikeye giriyor. MHP tekliflerini küçümseyen AKP: “Ben büyüğüm, benden büyük yok” diyordu.
Tam bu sırada Sayın Bahçeli ve Ekibi; AKP’ye; “rest” çekiyor. Ankara, İstanbul dahil MHP’nin, 81 ilde seçimlere katılacağını ilan ediyordu. Bu reste karşı AKP: “restini gördüm, restine rest”. Devamında ;”herkes kendi yoluna” diyordu.
Restleşmeler uçuşurken, TBMM de, muhalefetin verdiği bir önerge görüşülüyordu. (Kısa adı EYT olan, Emeklilikte Yaşa Takılanlar) Bu önergeye MHP muhalefetin yanında tam kadro evet oyu kullanıyordu. İşte restleşmelerin neticesinde bundan sonra; nelerin olacağı o oylamanın sonucunda ortaya çıkıyordu. AKP yerel seçimleri kaybeder, kaybederse Cumhurbaşkanı ve hükumet sistemi çökerdi. Yani her şey sil baştan olurdu.
Oylamanın ikinci aşaması iki saat sonra yapılıyor, MHP çekimser oy kullanıyor. Hükumet, Başkanlık Sistemi ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan kurtuluyordu.
Aslında son iki yıldır bütün ipler Sayın Bahçelinin eline geçmişti. Artık Türkiye’de; “o ne derse o oluyordu”. Sistemin en güçlü adamı o idi. Bunu anlamayan, işi kavramamış AKP’liler vardı. Bir insan bir işi, hiç bir çıkar beklemeden yapıyorsa; onun eli bükülebilir miydi?
Sonrası Sayın Bahçeliye kalıyordu. Çok olgun davranıyor. Konuyu kaşımıyor, önce üç büyük ilden, nihayet Erzurum ve Denizli’den aday çıkarmıyor. Karşısındakilere jest yapıyordu. İşte büyüklük buydu. Fedakarlıklar idealist insanlara yeni yeni ufuklar açıyordu.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?