Merhaba Sevgili Okurlar…
Dolar yükseliş de, Vekil adayları belli olmuş. Kimi küskün kimi mutlu mesut. Vatandaş meraklı bekleyişte. Siyaset çorba kazanına dönmüş. Raflarda fiyatlar katlanmış ve hatta geçenlerde mezgit balığının fiyatı 60 ila 80 TL olduğunu duyunca “pes doğrusu” demek düştü alamayanlara. Ve hatta 6 kişilik bir ailenin günde 4 tane pide aldığını düşününce önce 3 ile 4’ü sonrada 30 ile çarpınca pes doğrusu… Rabbim güç versin aile reisine dedim.
Sonra notlarımı karıştırıp hazırda ne varsa “Cumartesi’ye” şenlik olsun dedim.
Bak geçiyor “ömür sevgili”
Eyvallah ile bazen arasında bana göre çok fazla fark yok gibidir.
Bazen der susarsın eyvallah der çeker gidersin. Ya da tam tersi susarsın. Ve bazen de tam tersi olabilir mutluluktan kanat çırparsın…
Her iki cümlenin aralığına bir ömür sıkıştırır, bazen le başlar eyvallah ile güler geçersin…
Falan filan…
Ve bazen düşünceler firara çıktığında eyvallah der sıkışan sol yanın ile başını cama yaslar “ulan ne uzun yolmuş bitmek bilmiyor” dersin…
Gecenin gelmişine geçmişine söversin…
Eyvallah azizim eyvallah
Şimdi bir şiir yazacağım olmayacak
Çünkü;
Cümlelerim düşük
Kelimelerim savruk olacak…
En iyisi gelmişine geçmişine
Sövmeli harbiden diyorum
Yaşanmış ve yaşanmamış en güzel…
Güzelliklere
İçtiğimiz çaya…
Elbette hatırı olan kahveye
Hatta aylara
Eylül’e… ya Haziran
Derken yokluğunda kavrulacak
Temmuz
Ne saymakla ne de yazmakla biter
Aşılır mı yollar düşünmeden
Olmayan düşlere sarılmadan
Neyse!
Bazen ile eyvallah arasında
Araf’ta kaldım yine
Senli düşüncelerimle
Şimdi tamda bu saatte
Bazen’i rafa kaldırdım
Eyvallaha sekte vurdum
Gözlerim ile sözlerim arasında
Sıkışıp kalınca sen
Savruldu dizelerim
Öylesine
Dedim ya düştü cümlelerim.
Kelimeler savruk olsa ne yazar…