Adına her ne kadar “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilse de, uygulanan sistem başkanlık sisteminin ‘Türk tipi’ uygulamasıdır.
Klasik başkanlık sisteminde, federal devlet ya da birleşik devlet modeli olur. Temsilciler Meclisi ve senato olarak ikili meclis yapısı olur.
‘Türk tipi’ uygulamada ise tek meclis, tek lider mantığı geçerlidir. Her şeye o tek lider karar vermektedir.
Kararnameleri yasa gücünde olduğu için ülke adeta kararnameler ile yönetilir. Parlamento göstermeliktir.
Sanırım toplumu ürkütmemek adına ‘Türk tipi’ adı verilen ve “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olarak isimlendirilen bir geçiş süreci planlanmış gibi…
Süreç içinde adım adım sistemin inşası sürdürülmek istenmektedir.
AKP Milletvekili Ravza Kavakçı başkanlığında ki heyetin Almanya ziyaretini de bu kapsamda ele alınabilir. Ne diyor Ravza Kavakçı, “Almanya da federal sistem hakkında bilgi alışverişinde bulunduk.”
Heyette yer alan isimler ise; AKP Genel Merkez İnsan Hakları Başkan Yardımcısı Yasemin Atasever ile AKP MKYK Yedek Üyesi Esme Özbağ’dır.
Heyet, AKP adına Almanya’ya gitmiştir.
Demek ki AKP’nin planında federal sistem var. Olmasa neden Almanya’ya heyet göndersin?
Zaten Graham Fuller ‘in ‘Yeni Türkiye’ projesi de federal yapıyı amaçlamaktadır.
AKP iktidarı da adımlarını bu amaca yönelik atmaktadır.
Siz bakmayın Erdoğan’ın sık sık Rabia işareti yaparak “tek devlet…” demesine. “Hedef 2023” planında, üniter devlet yapısının yok edilmesi ve federal yapının inşası da vardır.
***
AKP ile “cumhur ittifakı” adı altında işbirliği yapan MHP’nin üniter devletten yana olduğu ifade ediliyor.
O zaman akla şu soru gelir.
MHP lideri Devlet Bahçeli, Ravza Kavakçı’nın Almanya ziyareti sonrası yaptığı paylaşıma neden tepki göstermedi?
Oysa andımız konusunda iktidara sert eleştiriler yapmıştı.
Diyanet İşleri Başkanının ‘Fesli Kadir’ ziyaretine de sert tavır almıştı.
Şimdi susuyor…
Neden?
“Cumhur ittifakı” zarar görmesin diye mi acaba?
Anımsayalım.
Bir ay önce AKP ve MHP arasında yerel seçimde ittifak konusunda ipler kopmuştu. Anketler tehlikeyi işaret ettiği için yeniden bir araya geldiler. Uzlaştılar…
Daha önce sadece İstanbul’da aday göstermeyeceğini açıklayan Bahçeli, hafta sonu partisinin Antalya toplantısında;
“İstanbul, Ankara ve İzmir’de aday göstermeyeceğiz” açıklamasını yaptı.
Ve bu illerde AKP kimi aday gösterirse göstersin destekleyeceklerini söyledi. ‘Erdoğan’ın uygun bulduğu aday benim içinde uygundur’ demek istedi.
Fakat Antalya konuşmasında, Almanya gezisine ve federal sistem konusunda görüş alışverişi yapılmasına yönelik tek söz etmedi!
Sanırım bu tavrında, ‘aman Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olmayalım’ mantığı etkili olmuştur.
İttifak bozulmasın da birkaç belediye kazanalım beklentisi, Almanya gezisini görmezden gelmesinde etkili olmuştur.
Herhalde sürekli dile getirdiği “beka sorunu”, aslında kendi bekası…
Ve o ‘beka’ için susması gerektiği için susuyor!
Ya tabanı ne düşünüyor acaba?
Bunu da yerel seçimlerde göreceğiz.
***
Yerel seçimler için partiler bir yandan işbirliği görüşmelerini sürdürüyorlar. Öte yandan da CHP ve AKP belli olan adaylarını da açıklamaya başladılar.
Giresun için önce CHP adayını açıkladı. İki dönemdir bu görevi sürdüren Kerim Aksu, üçüncü defa partisinin adayı oldu.
AKP’de önceki gün adayını açıkladı.
İl Başkanı Aytekin Şenlikoğlu partisinin Belediye Başkan adayı oldu.
Şimdi yanıtı aranan soru şudur.
31 Mart 2019 tarihinde yapılacak olan seçimi kim kazanır?
Her ikisinin avantajları da var. Dezavantajları da var.
Kimin kazanacağını partilerin kendi oyları belirlemeyecektir. Diğer partilerden kim daha çok oy alırsa seçilme şansını artıracaktır.
Şu an, iki dönemdir başkanlık görevini yapmakta olan Kerim Aksu bir adım öndedir.
Dezavantajlarını azalttığı oranda ipi göğüsleyecek gibi görülüyor.
Özetle her şey kendi elindedir.
‘Satranç hamlelerini’ doğru yaparsa seçimi alır.