ÖZLEM ÖZSOY-SEDAT KARAKAYA

Ak Parti’nin Giresun’da Avukat kimlikli Milletvekili Sabri Öztürk, Gündem Gazetesi’nde gazeteciler Sedat Karakaya ve Özlem Özsoy’un gündemde olan referandum çalışmalarına yönelik çeşitli sorularını yanıtladı.

 Referandum gezilerini aralıksız sürdüren Ak Parti Giresun Milletvekili Sabri Öztürk, çalışmalar kapsamında Giresun’un Espiye ve Eynesil ilçelerinden sonra Giresun merkeze bağlı köylerde devam etti.

Ardından yeniden şehir merkezinde vatandaşlarla buluşan Milletvekili Öztrük, Giresun Gündem Gazetesi Haber Merkezi’nde gazeteciler Sedat Karakaya ve Özlem Özsoy’un sorularını yanıtladı.

 Vekil Öztürk burada yaptığı açıklamada Türkiye’nin, yerel ve genel seçimlerden çok daha önemli bir anayasal oylamaya gittiğini vurguladı. Öztürk, “Yaklaşık 50 yıldır gelmiş geçmiş tüm önemli liderlerin, rahmetli Özal’ın, Türkeş’in, Erbakan’ın, Demirel’in ısrarla isteyip, ama o günkü siyasi konjonktürle değiştirme imkânı bulamadığı parlamenter sistem için harekete geçildi.

Başkanlık sistemi konusunda ilk defa Ak Parti döneminde Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız ve Sayın Bahçeli ilk defa bunu başarmak üzereler. Bugüne kadar yoğun bir tempoyla çalıştık, pazar günü ise milletimiz bu konuda kararını verecek. Toplum olarak 50 yıllık bir özlemi gidermenin yanısıra Cumhurbaşkanı Hükümet sistemi geldiğinde, çocuklarımıza, torunlarımıza, gelecek yüzyılımıza hitap edecek bir sistemi getirme imkânına sahip olacağız. O yüzden tüm seçimlerden çok daha fazla önem verdik. Sandıkta milletimiz siyaset üstü bir tavırla hangi görüşe mensup olursa olsun, mutlaka ‘evet deyip oyunu kullanacağına inanıyoruz’ şeklinde konuştu.

 VEKİL ÖZTÜRK VEKİLLİK YAŞININ 18’E İNDİRİLMESİNİ DE DEĞERLENDİRDİ

Millet Meclisinde görev alacak milletvekili yaşının 18’e düşürülmesi yönündeki konulara da değinen Ak Parti Giresun Milletvekili Sabri Öztürk, kendisi de bir hukukçu olarak, çok isabetli bulduğunu belirterek şöyle devam etti:

 “Milletvekilliği bir meslek değildir. Toplumdaki genç yaşlı her meslek gurubundan, ülkenin her bölgesinden seçmenlerin temsilinden ibaret. Bakıyorsunuz şimdi seçmen yaşı 25 ama 18’e getirmek isterken 18 ile 25 yaş arası yaklaşık 8,5 seçmen var. Burası temsil görevi olduğuna göre 18 yaşında, 20 yaşında, 24 yaşındaki bu gençlerimizin duygu dünyasından anlayabilecek bunların taleplerini meclis kürsüsünden dile getirecek temsilcileri olması gerekiyor. Meclisimizde genç arkadaşlarımız var.25 yaş üstü, 78 yaşında bile vekil var. Dolayısıyla bu 8,5 milyon genç kitleyi temsil edecek milletvekillerine de ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ama bu demek değil ki seçilme yaşı 18’e düşürüldü diye, bütün milletvekilleri 18 yaşında olacak diye bir şey yok. Biz bir temsil imkânı getiriyoruz. Avrupa Birliği üye ülkelerinin %73’ de seçilme yaşı 18. Dünya’da gelişmiş ülkeler bunu yapmış biz neden yapmayalım?

Kaldı ki medeni hukukumuzda 18 yaşına gelmiş vatandaşlarımız için evlenme dâhil birçok hukuki haklarını veriyoruz. Hatta 15 Temmuz’da vatan kurtarmak için Cumhurbaşkanımız insanları meydana çağırdığında hepimiz meydanlara gittik. Özellikle tankları durduran, içine giren gençlerimizdi. Gençlerimiz tankı durdurduğunda, vatan kurtardığında kahraman diyoruz, ama milletvekili adayı da olsun dediğimizde çoluk çocuk diyoruz. Burada bir tezat var. Hele bizim tarihimizde Fatih Sultan Mehmet gibi bir örneğimiz var. Bir çağı açıp bir çağı kapatan, İstanbul’u fetheden .Dolayısıyla gençlerin önünü açmak lazım,biz gençlere güveniyoruz” diye konuştu.

BAŞKANLIK SİSTEMİ GELİRSE,OBJEKTİF BİR YARGILAMA OLACAK MI?

Milletvekili Öztürk ayrıca Başkanlık sistemi konularının başında gelen yargının bağımsızlığı ve hürriyetinden de örnekler verdi. Öztürk, “Türkiye’nin geleceğini teminat altına almak için bu yargılama sistemine ihtiyacı var şuan ki Cumhurbaşkanı’nın nasıl yargılanacağına ilişkin Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) Bir anayasamız var. Ne zaman yapıldı?1982 yılında, kim yaptı askeri darbeciler yaptı bunu. Askeri darbenin başında Kenan Evren vardı. Kendisi Cumhurbaşkanı olacağı için Cumhurbaşkanına sınırsız yetkiler vermiş ama hiçbir sorumluluğu yok. Bugün mevcut sisteme göre Cumhurbaşkanını vatana ihanet dışında yargılayamazsınız. Uluslararası ceza hukukunda evrensel bir ilke vardır, suçta ceza kanunilik prensibi vardır. Ceza konusunda herhangi bir eylemle ilgili kimseyi cezalandıramazsınız. Vatana ihanette bizim ceza kanunumuzda suç olarak tanımlanmamış. Bugünkü anayasaya göre Cumhurbaşkanı hiçbir şekilde yargılanamaz. Yeni anayasada ise Cumhurbaşkanı suç islediği takdirde meclisin yeter sayı ile hakkında soruşturma açılmasına karar verilmesi ve yargılanma izni vermesi halinde yüce divanda yargılanabiliyor, hangisi daha demokratik?

 “BU PARTİSEL BİR MESELE DEĞİL ÜLKESEL BİR MESELEDİR”

Deniyor ki Cumhurbaşkanı HSYK’nın yapısını değiştirip kendisine bağladı bu doğru değil. Bugünkü HSYK yapısında, HSYK üyelerinin dört tanesinin birinci sınıf hakimlerin arasından Cumhurbaşkanı atıyordu. Ama yeni anayasada da bu değişmiyor. Yine 4 taneyi atamaya devam edecek, mevcudunda yine 2 tane üye var. Adalet Bakanı ile müsteşarı yeni Anayasa da yine aynen devam ediyor. Ne değişiyor? Mevcut anayasa da HSYK üyelerinin kalan tüm üyelerini Hâkim Savcılar, yani yargı bürokrasi kendi içinde seçiyorlar. Bu neyi getiriyor? Hâkim, savcı zaten yetkisini kullanıyor. Hâkim ve savcıyı denetleyecek kişi de hâkim, savcı seçiyorsa, nasıl denetleyecek, denetim eksik kalabilir!

Yeni sistemde ise Cumhurbaşkanı’nın seçeceği üyeler dışında Adalet Bakanı ve müsteşarın dışında tüm üyeleri artık meclis seçecek. Hem de salt çoğunlukla değil nitelikli çoğunlukla. HSYK üyesini seçme zorunluluğu getiriyoruz, üstelik 3/2. Ak Parti çok güçlü hükümetler kurmasına rağmen meclis aritmetiğinde hiçbir zaman meclisin 3/2 sini yakalayamamıştır Ak Parti bu kadar güçlüyken yakalayamadığına göre diğer hiçbir partinin yakalama şansı yok gibidir. Bu da demek oluyor ki mecliste birden fazla parti bir araya gelip anlaşacaklar. Hiç kimsenin adamı olmayan tarafsız adil herkesin güvenebileceği üyeleri oraya atayacaklardır. Bu sistem A,B,C partisi için değil Türkiye için, millet içindir.