Baskın seçim kararı niçin alındı?

Baskın seçim kararı niçin alındı?

Sürekli “erken seçim istemek vatana ihanettir” diyen Erdoğan, neden baskın seçim kararı aldı? Bu sorunun yanıtını erken seçimi ilk dile getiren Bahçeli’nin “Türkiye’nin bu ağırlığın altında daha fazla kalması, 3 Kasım 2019’a kadar sabırla dayanması mümkün değildir” sözlerinde aramak gerekiyor.

Ülkemizin üzerindeki ‘ 3 Kasım 2019’a kadar dayanamayacağı ağırlık’ nedir?

Acaba ülke ekonomik bir krize doğru mu gidiyor diye düşünürken, Erdoğan bir ipucu daha verdi.

“Seçim yapma kararını bir çeşit depreme hazırlık faaliyeti olarak görüyorum. Yani depremin yıkıcı etkilerine karşı hazırlık yapmış olacağız. Aksi takdirde tıpkı son iki asrımızın olduğu gibi bu süreçten zararlı çıkmamız kaçınılmaz hale gelecektir” sözleri ile verilmek istenen mesaj da önemlidir.

“Cumhur ittifakı” yapmış iki partinin lideri de yaklaşmakta olan ekonomik krize işaret etmektedir.

O zaman şu soruyu soralım. Ülkemiz ekonomisini bu duruma kim getirdi?

3 Kasım 2002 tarihinden bugüne tek başına ülkeyi yöneten iktidar, geldiğimiz durumun sorumlusu değil midir?

Bir numaralı sorumlusudur!

Çünkü üretim ekonomisini terk eden kendileridir. Mirasyedi gibi cumhuriyetimizin bin bir emekle kurduğu kuruluşları satan da kendileri ve selefleridir.

Şeker Fabrikalarının satışı buna son örnektir.

Mustafa Kemal Atatürk diyor ki;

“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.”

Bugünlerimiz için ders alınması gereken bir söz.

Tabi almak isteyenler için… Kılavuzu Atatürk değil de, ‘Fesli’ olanlar bu sözü ve anlamını elbette ki anlayamaz.

Tıpkı İzmir İktisat Kongresinde alınan “Misak-ı İktisadi” yani milli ekonomi kararını anlamadıkları gibi.  Tam bağımsızlık anlayışını anlayamadıkları gibi…

16 yılda ülkeyi ‘yağma kültürü’ ile her şeye rant gözü ile bakarak yönetirsen geleceğin nokta budur.

Gün gelir deniz biter!..

Ve iktidarın 2019 seçimlerine kadar sabırla dayanma gücü kalmaz. Kriz derinleşmeden baskın seçimle, iktidar(devlet) gücünü ve OHAL yönetimini de kullanarak bir beş yıl daha kazanma arayışına girmek zorunda kalırsın.

Bir süre önce “çatıyı hava iyi iken onaralım” diyen Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, bu sözleri nedeniyle Erdoğan’dan sert eleştiriler almıştı.

Demek ki haklı imiş… ‘Kral çıplak’ demiş…

Aynı Şimşek şimdi ne diyor?

“Seçimden sonra reformlara odaklanacağız.”

O reformların ne olduğu gayet açıktır. Yine halkın cebine ellerini atacaklardır.

Yine ‘yağma kültürü’ ve yakınlara-yandaşlara rant kazandırma anlayışı sürecektir.

Günümüzün ‘Galata Bankerlerinden’ dolar bazında yüksek faiz ile borç aranacaktır. Daha birkaç gün önce hazine dolar bazında % 6,20 faizle borç aldı. Bildiğimiz ‘tefeci faizi’… ABD’li ve AB ülkelerinden alına bu ‘tefeci faizi’ ile seçim ekonomisi izlenecek.

Kaynaklarımız yine Varlık Fonu üzerinden ele güne ipotek edilecektir.

Ve sonuç yine bir süre sonra ‘duvara toslama’ olacaktır.

Sözcü Gazetesi ekonomi yazarı Murat Muratoğlu diyor ki;

“Türkiye’nin iç ve dış toplam borçları ise 3 trilyon 604 milyar liraya ulaşarak milli geliri aşmış durumda. Lira’nın sürekli değer kaybetmesi ile finansman giderleri karşılanamaz boyutta… İktidar ve Saray bırak gelecek yıl kasım ayını, mevcut tablo ile bitiremez koca yazı… Dönmez ülkenin çarkı. İşte bu yüzden aldılar “acil erken seçim” kararını.. . “

O zaman şu tespiti yapmak gerekmiyor mu?

İzlenen yol aynı ise her zaman sizi aynı yere götürür.

O halde o ‘yolu’ ve ‘güle güle’ diyerek ‘yolcuları’ değiştirmek gerekmez mi?

24 Haziran bu açıdan halkımızın önünde bir fırsattır.

Şu an ABD’de pek çok yetkili var. Yakında Erdoğan’da İngiltere’ye gidecek. Amaç 24 Haziran için bir paket üzerinde anlaşmaktır. Geçtiğimiz günlerde % 6,20 faizle dolar bazında bize borç veren şirketlerin çoğu ABD ve İngiltere’nin ‘tefeci bankerleridir’…

Bakmayın siz “yerli ve milli” söylemlerine… ABD ve İngiltere ile ‘arka kapı’ diplomasisi sürmektedir.

Seçimler için destek karşılığı hangi ödünler veriliyor?

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?