BAYRAMDA HEDİYEMİZ NUTUK OLSUN KİM HAİN KİM VATANSEVER OKUNSUN

BAYRAMDA HEDİYEMİZ NUTUK OLSUN KİM HAİN KİM VATANSEVER OKUNSUN

Sevgili dostlarım,
Ve uzun sohbetlerime katlanan değerli sayfa arkadaşlarım;
Bundan beş-on gün önceki ‘sayfa sohbetimizde’ demiştim ki;
“Gelin, bu cumhuriyet bayramında bir farklılık yaratalım ve “Nutuk” hediye etme kampanyası başlatalım” diye bir öneri getiriş ve bizzat ben bu kendi önerimi pratiğe taşıyacağımı söylemiştim…
Ve verdiğim sözü yerine getiriyorum…
Cumhuriyet bayramına bir hafta kala ben ‘Nutuk’ hediye etme kampanyamı başlatıyor ve ilk ‘Nutuk’ hediyemi veriyorum…
Kime hediye ediyorum?
Giresun Üniversitesi-İngilizce İşletme Bölümü 4. sınıfta okuyan Azerbaycanlı Receb Yusifzade’ye, cumhuriyet bayramı öncesi ‘Nutuk’ Hediye etmekle ve cumhuriyet bayramı gününe kadar her gün bir kişiye ‘Nutuk’ hediye etme eylemimi sürdüreceğim…
(Görselde Azerbaycanlı Receb Yusifzade ile birlikteyiz.)
Ara-sıra Giresun Öğretmen Evinin bahçesine veya Kamelya’sına uğrar ve gündelik gazetemi okur, dost ve arkadaşlarla da sohbet ederim…
Günlerden salı ve öğretmen evinin bahçesindeyim…
Azerbaycanlı Receb, okula gitmediği zamanlarda ‘gündelik harçlığını’ çıkarmak için Öğretmen Evinde garsonluk yapıyor.
Üstüne-üstlük, efendi mi; efendi…
Yüzünden düşen gülücük parçalarıyla sevimli mi; sevimli…
Tanısın-tanımasın,gördüğü bütün insanlara saygılı mı; saygılı…
Kısacası, kendini sevdirmesini bilen birisi Azerbaycanlı Receb…
Her neyse…
Bu herkese saygılı çocuğa, yanımda taşıdığım ‘nutuk’ kitabını hediye edeceğim-etmesine de, ancak (serde eğitimcilik var ya) Atatürk hakkında kısaca bir ‘bilgi yoklaması’ çekmek istiyorum.
Ve soruyorum;
“Sen nereliydin Receb?”
“Azerbaycanlıyım hocam”
“Atatürk’ü sever misin?”
“Sevmez olur muyum hocam, tabi ki sevirem…O herkesin en büyük atasıdır.”
“Peki, Atatürk hakkında hiç kitap okudun mu?”
“Okumadım hocam, ama Atatürk’ü çok sevirem”
“Peki, Türkçe konuşman çok düzgün de, okuyup-yazman nasıl?”
“İyidir hocam, hatta bu konuda belgem bile var.”
“Öyleyse sana Atatürk’ün bir kitabını hediye etmek istiyorum” deyince, gözlerinde tarifi mümkün olmayan bir sevinç pırıltısı başladı… (ve sanki “ne olur hemen ver” dercesine;)
“Çok sevinirem hocam”
(dedikten sonra, Receb’i bir çay daha almaya gönderdikten sonra kitaba birkaç söz yazıp imzaladıktan sonra) Azerbaycanlı Receb’e Atatürk’ün ‘Nutkunu’ hediye ettim. birde birlikte fotoğraf çektirmek istedi ve bir başka Azerbaycanlı arkadaşına rica ederek birlikte mutluluğumuzu belgelemeye çalıştık…
Cumhuriyet bayramına daha beş gün var…
Bu’da demek oluyor ki; daha beş gençle tanışıp ve beş gence Atatürk’ün ‘nutuk’ kitabını hediye etmenin mutluluğunu tadacağım demektir…
Kirli savaşların olmaması için ne diyordu o büyük lider;
“Yurtta barış, dünyada barış” diyordu, öyle değil mi?
Peki bu sloganı hepimiz -ezber olarak- belki biliyoruz bilmesine de…
Acaba kaçımız, kaç kişimiz bu sloganın pratiğe yansıması için mücadele ediyor ve kavga veriyor?
Gençlere yönelik olarak, yine ne diyordu, bütün dünyanın hayran olduğu o büyük lider;
“Bütün ümidim gençliktir” diyordu…
Peki gençlik Atatürk’ün beklediği kadar ‘ümit’ olabildi mi?
Olamadı…
Hatta birçoğu ‘özgür’ olmayı tercih edeceğine; tam tersine birçok genç ‘ümmet’ olmayı tercih etti adeta!
Peki niye böyle oldu?
Nedeni gayet basit; çünkü yeteri kadar Atatürk hakkında bilgiye sahip olmadı…
Daha doğrusu olamadı…
Ve beynine hep ‘tüketim kültürüne’ yönelik, Atatürk ilkelerinden uzak ‘yozlaşmış kültür’ pompalandı!
Atatürk “bütün umudum gençlik” demesine rağmen, tam tersine; “düşünce eyleminden uzaklaştırılmış”
“a-politik yapılarak yozlaştırılmış”
“kafaların içinde -Atatürkçülük adına- ne varsa boşaltılmış” bir gençlik yetiştirmeyi arzuladı egemen güçler…
Ki; egemenliklerini daha ilerilere taşıyabilsinler!…
Sözün özü…
Beynimin kıvrımlarında dolaşan şu sorularla sohbetimizi bitirmek isterim…
Gençleri bir tarafa bırakacak olursak;
Bugün Atatürk’ün kurduğu meclis çatısı altında bulunan sayın milletvekillerimizden acaba kaç kişi Atatürk’ün nutkunu okumuş olabilir diye inanın çok merak ediyorum…
Daha doğrusu 600 kişiden kaçı okumuştur acaba?
Tabi birde sayıları ‘1 milyona’ yaklaşan öğretmenlerimizin kaçta kaçı okumuştur?
Birde bunu merak ediyorum…
Hatta bu konuda birde ‘anket’ yapılıp, kamuoyuyla paylaşılsa hiçte fena olmaz diye düşünüyorum…
Her neyse…
Saadete gelelim ve son sözümüzü söyleyeyim…
Cumhuriyet Bayramı haftası ve süreci içerisinde;
“Atatürk’ün Nutkunu Hediye Ediyorum” kampanyasına katılan sayfa arkadaşlarım olursa ve bu konuda gerek ‘resimleyerek’ ve gerek bilgi olarak bilgilendirirlerse; sayfam üzerinde paylaşmak isterim…
“Aydınlık günlere birlikte yürüyelim…” dedikten sonra;
Sohbetimizi de bu son cümleyle bitirelim…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?