Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
BİLENLER ANILARINI TAZELESİN BİLMEYEN VARSADA ÖĞRENSİN
  • 0
  • 161
  • 13 Nisan 2021 Salı
  • +
  • -

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Bir zamanlar;

Köyde yaşayan insanlar kendi gereksinimlerini kendi üretirdi…

Taze yumurta yiyecekse; tavuk…

Çocuğuna taze süt içirecekse; inek beslerdi…

Yani, kısacası;

Yıllık beslenmesinin yüzde-seksenini kendisi üretirdi…

Gündelik yaşamda gereksinimi olan çoğu araç-gereçleri kendisi imal eder, kendisi imal ederdi…

Tıpkı;

(Görselde paylaştığım gibi)

Atadan-babadan kalma kültür mirası ilkel ‘dokuma tezgahını’ evin harmanına kurup;

Hem her evin gündelik yaşamda gereksinimi olan;

Kolan, torba, darı çentiği ve heybe yapacağı dokumaları dokurdu…

Ve hem de, çocuklarına ‘çeyiz’ olarak vereceği süslü-püslü ve motifli ‘dastar’ dokurdu…

Sakına-sakın ‘dastar’ deyip de, gelip geçmeyin…

Yani;

Burun kıvırıp, omuzdan bakarak, hafife alarak küçümsemeyin!

Bir zamanlar hatırı-sayılır, en önemli eşyaların başında gelirdi dastar…

Hele de en güzel motiflerle dokunmuş ve kenar püskülleri de komşunun dokuduğu ‘dastardan’ daha güzel olmuşsa, değme keyfine sen o ‘dastarı’ dokuyanın…

Peki, bir ‘dastarın’ veya ‘heybe, torba ve kolan’ gibi dokumaların son şeklini alabilmesi için hangi aşamalardan geçmesi gerekiyor?

Kısa başlıklar halinde hemen onu da özetleyelim;

Bu sözünü ettiğimiz ‘dokumaların’ olmazsa-olmazı;

Koyun yününüz olacak…

Daha sonra yününüz iyice yıkanıp kurutulacak…

Kurutulduktan sonra ‘tahta yün tarağında’ taranıp temizlenecek…

Temizlendikten sonra ‘Kirman, Eğircek veya İplik eğirme Çıkrığında’ eğrilerek ‘ip’ haline getirilecek…

Ve ondan sonra yapmak istediğiniz ‘dokuma’ işine geçebilirsiniz…

Peki bu kadar önemli bir yere sahip olan ‘dastar’ yaşamın içerisinde nerelerde kullanılır?

Az öncede ifade ettiğim gibi;

İster kız olsun, ister oğlan hiç fark etmez…

Dastar, hazırlanan ‘çeyizlerin’ en başında gelmekteydi…

Hatta ‘dastar’ dokuyan anneler, dastarı dokuyup bitirince şöyle tembih etmekteydi;

“Bu dastar senin çeyizlik dastarın”

“Şu dastar ablanın veya kardeşinin çeyizi” gibi tembihler yaparak, ön uyarılarda bulunulurdu…

Ve dokunan ‘dastar’ iyice ‘naftalinlendikten’ sonra ‘çeyiz sandığına’ yerleştirilirdi…

Çeyiz olarak düşünülmeyen ‘dastarlar’ ise ‘yığılı yatakların’ altına yerleştirildiği gibi, aynı zamanda ‘misafir odalarına’ da serilirdi…

Başka nerelerde kullanılırdı?

Konuk geldiğinde ‘yatak yığının’ altından çıkarılır ve oturulacak olan odalara serilirdi…

Aynı uygulamalara;

Evde mevlit ve kuran okuturken bütün odalara dastar kilim serildiği gibi, düğünlerde ‘harman’ ve ‘konak evlerine’ de, konukların altına ‘dastar’ serilirdi…

Düğün sürecinde harmanda ‘Damat Donatırken’ verilmek istenen hediyeler, yapılan bağışlar; yerde serili olan ‘dastarın’ üzerine atılır veya bırakılırdı…

Ve çoğu zamanda eşe-dosta ‘çeyiz’ olarak hediye verildiği gibi ‘hayır’ işlemek amacıyla camilere de ‘hediye’ edilirdi…

İlkel tezgahlarda, el-emeği, göz-nuruyla dokunan ‘dastardan’ başka neler yapılırdı?

Çobanın azık torbası…

İlkokula giden çocuğun kitap çantası…

Yaylaya ve pazar yerine giderken omuza veya yük hayvanlarının üzerine atılan ‘heybeler’ yapılırdı….

Tarlada ekin ekerken ‘mısır tohumu’ konulacak ‘çentik’ yapılırdı..

Az önce dastardan yapılan ‘okul çantası’ dedim de aklıma geldi…

Bizler, ilkokula giderken kimimizin omuzun da kenarları süslü, dastardan yapma yün ‘torbası’ olurdu…

Kimimiz de ise ‘keten torbaya’ kitaplarımızı doldurur öyle okula giderdik…

Yani;

Kenarları süslü-püslü ve püsküllü dastardan yapma ‘torbası’ olanlar, ‘keten torbayla’ okula gidenlere fiyaka yapıp, caka satardı…

Yani;

Hepimiz köy çocuğu olmamıza rağmen, aramızda yine de sınıfsal farklılıklar vardı…

(Söz okul çantasından açılmışken, hemen şunu da ekleyivereyim)

Okul çantalarımız; Yün torba ve ketenden olduğu gibi;

Küçük tahta bavullarla okula gidenlerde vardı…

Amerikan sütü içmeye başladığımızda boş naylon süt torbalarına kitaplarını koyup ‘okul çantası’ yapan arkadaşlarımız da vardı…

Ve mademki sohbetimizi ‘dokuma’ üzerine yapıyoruz…

Bir zamanlar köyde sadece ‘dastar’ dokunmaz, aynı zamanda evin gündelik yaşamda gereksinimi olan ‘kolan’ dokuma işini de yine tüm köylüler kendisi yapardı…

(Görselde görüldüğü gibi)

Son söz;

Bir zamanlar köyde yaşayanlarımız, kendi gereksinimini kendileri üreterek karşılardı…

Yani günümüzde olduğu gibi her şeyi çarşıdan-pazardan satın almazdı…

Bir başka sohbetimizde ‘heybemizden’ ne çıkar bakalım?

Şimdilik hoş kalın,

Hep birlikte hoşça kalalım,

Sağılık ve esenlik içinde olalım…

En önemlisi de;

Geride kalan anılarımızdan çok uzak kalmayalım…

Arada-birde olsa ‘dastar torbamızdan’ çıkarıp konuşalım…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM