Geçtiğimiz günlerde Eyüp Giresunlular Derneği’nin düzenlediği ve Eyüpsultan Belediyesi’nin desteklediği bir Giresun gezisine katıldım. Eyüp Giresunlular Derneği, bir proje hazırlayarak ilçede bulunan il dernek başkanlarını Giresun’a getirerek, onlara Giresun’un tabii ve turistik yerlerini tanıtmak istemiş. İlçede bulunan 30’a yakın il dernek başkanı bu geziye davet edilmiş, 15-20 kadarı da geziye katılarak Giresun’a gelmiş. Ben Giresun’da bulunduğumdan geziye burada katıldım. 1 Eylül Cumartesi günü Sabiha Gökçen’den başlayan gezi Ordu Giresun Havaalanına inilmesiyle devam etti. Misafirlerimiz Giresun Valiliğinin ev sahipliğinde Uygulama Oteli’ne yerleştikten sonra öncelikle Giresun Kalesini ziyaret ederek orada öğle yemeği yediler. Burada bulunan Osman Ağa Mezarını ziyaret eden misafirlerimiz daha sonra tarihi ve turistik değeri çok olan Zeytinlik Mahallesini ziyaret ettiler. Gördükleri karşısında hayranlıklarını gizlemeyen ziyaretçiler, böyle korunmuş bir yeri ilk defa gördüklerini ifade ettiler. Daha sonra meşhur Giresun Kadayıfından tadan misafirlerimiz serbest zamanı istedikleri gibi değerlendirdiler.
Uygulama Otelinde misafirler onuruna verilen akşam yemeğine katılan Giresun Valisi Harun Sarıfakıoğulları misafirleri ile tek tek ilgilenerek onlarla tanıştı ve her başkan ve yöneticiye kendi illeri ile ilgili sorular sordu, sorulanlara cevap verdi. Misafirler yakın ilgisi için teşekkür ederken ertesi gün uzun sürecek program için yataklarına çekildiler.
Pazar günü erken saatte kalkan misafirler, hazırlanan kahvaltıyı alel acele yaptıktan sonra Giresun Kökevi ziyareti için hazırlanan araçlarına bindiler. Uzun bir yolculuktan sonra Kökevine varan misafirler Kökevi’ne hayran kaldılar. Küçük bir derenin tam ortasına tabiatla uyum halimde yapılan Kökevi, kah bir ağacı kucaklamış, kah onu da kullanarak bir işlevle buluşturmuş bir yapı olarak gelen misafirlerine hizmet eder hale gelmiş. Ulu kestane ve meşe ağaçları yanında şarıl şarıl akan su sesleri misafirlerin yorgunluğunu unutturdu. Dereye girip ayaklarını ıslatanlar yanında yapılan çayı yudumlayanlar da vardı. Kökevi içinde hiçbir şey uyumsuz değil, her araç bir işleve sahip olarak uyum içinde yan yana gelenlere huzur veriyor.
Kökevi ziyaretine bitiren misafirlerimizi geldiği yoldan geri döndüren yetkililer, bu kez direksiyonu Kuzalan Şelalesi ve Mavi Göle kırdılar. Kuzalan Şelalesi birkaç yıldır Giresun Turizmine kazandırılmış önemli yerlerden biri. Dereli yakınlarındaki bu yer, son yıllarda önemli cazibe merkezi haline geldi. Hemen yakınında bulunan Mavi Göl ise ayrı bir cazibe merkezi oldu. Ancak işbilmez idareciler tam da yazın ortasında bu göl etrafında bir proje başlattığından orada çalışanlar ile gelen ziyaretçiler tatsız münakaşalara sebebiyet veriyor. Ancak gelenler gölün aşağısından başlattıkları ziyareti göl yakınlarına kadar izinsiz sürdürüyorlar. Mavi Göl ziyaretimiz bu yüzden biraz netameli geçti desek abartmış olmayız. Buradan sonra çok yakınlarda bulunan acı sudan(maden suyu) içerek Şebinkarahisar’a doğru uzun bir yola çıkıyoruz.
Giresun Şebinkarahisar arası 130 km çok uzun bir yol. Bu yol iki aracın ancak yan yana geçebildiği bir yol. Virajları ile meşhur bu yolda 1880 yıllarında zamanın Sivas Valisi Halil Rıfat Paşa tarafından yapılan bir de tünel bulunuyor. Bu tünel çekiç ve murçlarla el emeği ile açılması yönünden çok önemli. Bir vilayet ile ilçe merkezinin bu kadar uzak olması mutlaka bazı önemli hizmetlerin de aksamasına sebep olmuyor değil. Özellikle kışın geçit vermeyen engin dağlar araya bir takım sorunların girmesine de neden olmuyor değil. Ancak sağlı sollu yemyeşil engin ağaçlar ve dağlar insanın gönlünü ısıtmaya yetiyor. Bu yol üzerinde kışı geçit vermeyen Eğribel Geçidi de bulunuyor. Son yıllarda burayı daha rahat geçmek için bir tünel yapılıyorsa da derde ne kadar merhem olacağını açılınca göreceğiz. Yaklaşık iki saat süren ve kıvrıla kıvrıla Eğribel Geçidine çıkan ve kıvrıla kıvrıla yine Kelkit Vadisine inen bu yol bizi Şebinkarahisar ulaştırdı.