Bir Giresun Gezisinin Ardından (2)

Bir Giresun Gezisinin Ardından (2)

Şebinkarahisar benim sandığımın aksine bir vadide değil de tepenin tam üstüne konmuş bir şehir. Osmanlı Devleti döneminde sancak olan bu ilçe cumhuriyet döneminde verdiği göçler nedeniyle epey nüfus kaybetmiş. Özellikle ilk dönemler İstanbul ve Ankara’ya olan göler daha sonraları yurdun değişik bölgelerine devam etmiş. Şebinkarahisar’ın hala il olması için çalışan bir lobi var ama il olmak bir hayalden öteye gidecek gibi değil. 23-24 binlik nüfus ile il olmak o kadar kolay değil. Özellikle yanı başında bulunan Suşehri 30 bine yaklaşan nüfusu ile bu isteği önemli ölçüde engelliyor. Şehir merkezinde çok sayıda irili ufaklı oteller bir medeniyet içine geldiğimizi gösteriyor. Öğle namazı için gittiğimiz Merkez Camiini yakın zamanda vefat eden Şebinkarahisar’ın medarı iftiharı eğitimci yazar Hüseyin Hüsnü Tekışık yaptırmış. Ama bir şehir için küçük bir cami olarak kalmış.
Şehir içinde bulunan irili ufaklı cevizden değişik ürünler yapan sanayi var. Ceviz ve fındık ezmesi yanında, pestil ve köme gibi ürünler elde edilip çevre il ve ilçelerde satılmasının yanında İstanbul ve Ankara gibi illere de gönderiliyor. Öğle yemeği için şehir merkezinde bulunan Beyaz Saray Lokantasında yediğimiz yemeklerin tadı damağımızda kaldı desek abartmış olmayız. Yemek sonrası hemen yakınında bulunan Atatürk Köşkü bahçesinde çay içmeyi de ihmal etmedik.
Şehir merkezini kartal pençesi gibi avucunun içine alan kale daha dün yapılmış gibi ihtişamlı görüntüsü ile görünse de çok yakınına kadar araç yaklaşmadığı gerekçesi ile kimse tok karnına gitmeyi göze alamadı. Ama eteklerine kadar giderek Taşhan adı verilen bir dönem cezaevi olarak da kullanılan yapının yanına kadar gittik. Burada bize iştirak eden Eyüp Belediye Başkanı hemşerimiz Remzi Aydın ile küçük esnafları gezdik ve yaklaşan ikindi namazını Fatih Sultan Mehmet Hazretlerinin yaptırdığı söylenen Fatih Camiinde kıldık. Sanki daha dün yapılan bu 700 yıllık cami sanki bir 700 yıl daha yaşayacak gibi dimdik ayakta. Bahçesinde bulunan meşe ağaçlarının gölgesi ise hiçbir şey ile değişilmez.
Şebinkarahisar dönüşü uğradığımız Tamzara Mahallesi ise tam bir kültür hazinesi. Tamzara küçüklüğümüzün hafızasına Tamzaranın Üzümü türküsü ile nakşedilmiş ama bir aileden tam 7 (yazıyla yedi) profesör çıktığı söylenince daha da gıpta ile baktığımız yer oldu. Valinin yemeğine katılan Giresun Turizm Altyapı Hizmet Birliği (GİRTAB) Tamer Uzuner’in bahsettiği yerel ve organik ürünler pazarı da burada yapılıyormuş. Biz gittiğimizde akşam yaklaştığı için biten pazara katılan bir abla ile sohbet ettik. Her biri çiftçilik yanında yüksek tahsil de yapmış kadınlar yetiştirdikleri ürünleri burada kooperatif tarzında satıyorlarmış. Her bir ürün tescile tabi olduğu için de dışarıdan bir şey getirip satmak mümkün değilmiş, birinin üretebileceği kapasite ne ise o kadar ürünü pazara çıkarıyorlarmış. Bir çay içmeye bile fırsat bulamadığımız Tamzara aklımızın bir köşesine çakılı kaldı.
Akşamın alaca karanlığında başladığımız Kümbet Yaylası yolculuğumuz geldiğimiz yolu takip ederek sürdü. Kuru ve serin yayla havası yerini bulutlu bir havaya bıraktıysa da yağmursuz bir yaz akşamı Kümbete vardığımızda akşam ezanı okunmuştu. Ama biz yine de Koçkayası Yaylası yoluna çıkarak Kümbeti yüksek bir noktadan seyretme fırsatı bulduk. Hatıra resimleri çektirerek belleklere yerleştirdiğimiz Kümbet’ten Giresunspor Eski Başkanı Ömer Ülkü’nün ikram ettiği çayı içerek ayrıldık. Dereli’ye inmeden Sena Tesislerinde yediğimiz alabalık ve kavurma et ise damak zevkimize uygundu. Yanında garnitür olarak verilen mantar ve fasulye kavurması ise işin tadı tuzu oldu.
Akşamın ilerleyen saatlerinde başladığı yerde Giresun Uygulama Otelinde sona eren bu gezi bana 8-10 yıl kadar önce Gaziosmanpaşa Giresunlular Derneği’nin düzenlediği Giresun Turunu hatırlattı. O geziye de katılmış biri olarak bu tür programları düşünmenin ve uygulamanın hiçte kolay olmadığını düşünüyorum. Dolayısı ile bu işi düşünen ve uygulayan başta Eyüp Giresunlular Derneği Başkanı İsa Kayış, ona bu konuda destek veren Eyüpsultan Belediyesi Başkanı Remzi Aydın ve Giresun Valiliğine teşekkür ederim. Tabii önemli bir teşekkürü de geziye katılan dernek başkanı ve yöneticileri hak ediyor. Bir teşekkür de mensubu bulunmakla onur duyduğum Giresun Medya Platformu hak ediyor. Platform Başkanı Sadi Toygar ve başkan yardımcısı Metin Ruşen ile geziyi başından sonuna kadar izleyerek medyada en iyi şekilde yer almasına çalıştık.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?