BİR SEÇİM BÖYLE GEÇTİ/ SEÇİMDEN GERİYE KALANLAR

BİR SEÇİM BÖYLE GEÇTİ/ SEÇİMDEN GERİYE KALANLAR

İşleyişi beğenilse de, beğenilmese de yönetim sistemimiz demokrasi.
Olmazsa olmazı ise, belirlenen sürelerde yurttaşın önüne sandık konulması.
Yaklaşık 50 gün öncesinden başlayan propaganda dönemi sonunda sandıklar açıldı.
Seçim sonuçlarının tartışılması epey sürecek gibi.
Seçim süresince neler yaşandı, geride kalan ne oldu?
İttifaklar arasındaki söylemler siyasetin yüzü ve dilinin tamamen kirlendiğini gösterdi.
Özellikle, ‘Cumhur İttifakı’ liderleri farklı bir stratejisi izleyerek, savaş yaparcasına toplumu gerginleştiren, ayrıştıran, birliktelik sınırlarını zorlayan demeçlerle ön plana çıktılar.
İktidar, yerel seçimin ötesinde genele taşınan bir yaklaşım sergilemeye özen gösterdi.
İcraatlarına güvenemeyen iktidarın, proje sunma yerine yaşamın tüm alanlarında yığınla biriken sorunları bir kenara iterek tutunmaya çalıştığı tek dal, ortağı ile öcü olarak göstermeye çalıştıkları ancak, inandırıcı olamadıkları ‘beka sorunu’ oldu.
Vatandaşın asıl sorunu olan ekonomi, işsizlik, üretimdeki hızlı gerileme, her alanda yığınla biriken ülke sorunları, ‘Cumhur İttifakı’ ortaklığının gündeminde çok az yer aldı.
Her iki ittifakta, ülkenin geleceğini şekillendirecek eğitimden söz etmedi.
Cami hoparlöründen AKP müziği çalındığı, minareye parti flaması asıldığı, cami ve okulların siyaset yapılan mekânlara çevrildiğine tanık olduk.
Diyanet, inancı siyasete alet edenlere ses çıka(ra)madı, tepki ver(e)medi.
Daha düne kadar ağır hakaretlerle birbirlerine demediklerini bırakmayan cumhur liderleri, aynı platformda el ele poz vererek etrafa gülücük dağıttı.
Kendilerine oy verenleri ‘konsolide’ etmeye çaba gösterenler, karşı gördüklerine ‘illet, zillet, terörist, FETÖ’cü, işbirlikçi…suçlaması ile büyük haksızlık yaptı.
Partili cumhurbaşkanlığı sisteminin ülke sorunlarının çözümünde yetersizliği görüldü.
Barış, sevgi, hoşgörü…yerine kavga, öfke, kin, ötekileştirmeden medet umuldu.
Ön yargı, ayrımcılık, tehdit, iftira, hakaret, tahrik etme siyasetin önceliği oldu.
Düzeyi yerlerde sürünen ‘Cumhur İttifakı’nın söylemleri ile nefret dili zirve yaptı.
Rakiplerine, ‘Densiz, hadsiz, alçak, kafir, müsvedde, ürkek, korkak, edepsiz, kaçacak delikleri yok, sen ne işe yararsın, ne biçim adamsın, utanmaz, beş koyunu güdemez, şeyin (öküzün) trene baktığı gibi bakıyorlar, bu adilere oy verecek misiniz?.. vb. sözlerle saldıranlar maalesef büyük alkış aldı.
Toplumsal barışı sarsan, sevgi, hoşgörü, etik değerleri öteleyen, gerginleştirme, ayrıştırmadan beslenilmeye çalışılan seçim ortamı yaşandı.
Hazine ve maliyeden sorumlu damat bakan masaya vurduğu tek yumrukla, doları 5.60 TL’ye çıkararak!!!!tepe taklak etmeyi başardı.
Şehidin cenaze töreni fotoğrafına, ‘Vizyon 2028’ yazılarak kampanya yapıldı
AKP mitinglerde kendilerine atılan 100 gr. çay kapabilmek için kıyasıya kavga edildi.
İçişleri Bakanı, ‘HDP’den oy isteyenin Allah belasını versin’ restini çekerken, Bin Ali Yıldırım, ‘Oylarına talibim, beni tercih etsinler..’ dedi.
Geçim sıkıntısı çeken emekli, işçi, memur, taşeron, EYT, asgari ücretliler ikişer kg. soğan ve patates, bir bağ marul alma uğruna saatlerce ‘varlık kuyruğu’nda bekledi.
Vatandaşa gerçek ve doğru haber vermesi gereken havuz medyasına ne demeli?
Ya, milletten aldığı vergilerle ayakta kalmaya çalışan iktidarın borazanı TRT’ye?
Birlikte yaşayıp, gördüğümüz daha nicelerini, boş vaatler söylendiğine tanık olduk.
M. Akif Ersoy’u ziyaretine gelenlerden birinin, ‘İstiklal Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?’ sorusuna, en önemli değerimiz olan şairin verdiği yanıt, ‘Allah bu millete tekrar İstiklal Marşı yazdırmasın.’ olur.
Demokrasinin en üst düzeyde uygulanmasını isteyen sağduyulu yurttaşların, böylesine kirli bir seçim propagandası yaşamadıkları ve görmek istemediklerini sanıyorum.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?