BİR ÜLKEDE LİDERLER BİRBİRİNE BENZERSE DEMOKRASİYİ SALT ÇIKARI İÇİN DÜŞÜNÜRSE

BİR ÜLKEDE LİDERLER BİRBİRİNE BENZERSE DEMOKRASİYİ SALT ÇIKARI İÇİN DÜŞÜNÜRSE

Şimdi siz söyleyin;

O ülkede demokrasi yeşerir mi Allah aşkına?

Boy atar mı?

Bir adım ileriye yürüyebilir mi?

Hı, ne dersiniz?

 

Aaaahhhh, ah!…

Nereden başlasam, ne söylesem bilmem ki!

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık misali;

İnsan şaşırıp kalıyor…

 

Yani sözü şuraya getirmek istiyorum;

Güya bizim bu güzel ülkemizde de ‘demokrasi’ uygulanıyor!..

Veya uygulanmış gibi yapılıp, öyle gösteriliyor!…

Ama ne acıdır ki; bizde -var olduğu sayılan-demokrasi; sözlükteki tarife hiç mi-hiç uymuyor!.

 

Halbuki nasıl yapılıyordu sözlükte demokrasinin tarifi?

DEMOKRASİ:” Siyasal denetimin doğrudan-doğruya halkın yada düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu toplumsal ve ekonomik nasıl olursa olsun, tüm yurttaşların yönetim biçimidir.” diyordu öyle değil mi?

Peki öyle mi?

Demokrasi; siyaset sözlüğünde tarif edildiği gibi mi?

 

Yani yukarıdaki tarife uygun olarak; aklımıza geldiğinde, canımız sıkıldığında ve çıkarlarımıza ne zaman uygun düşerse, sık-sık aralıklı olarak ‘seçim’ yapıyoruz yapmasına da!…

 

Düşündürücü olan yanı şu; seçmek istediğimiz temsilcilerimizi özgürce ve kendi inandığımız, güvendiğimiz kişileri seçebiliyor muyuz?

Yok…

 

Seçtiğimiz ‘temsilcilerimiz’ (yanlış veya doğruda seçmiş olsak) göğsümüzü kabarta-kabarta; “Ben temsilcimi kendi irademle seçtim” diyebiliyor muyuz?

Yok…

 

E, mademki ‘demokrasi’ denilen şeyin özelliği seçilecek kişinin; “ekonomik durumu nasıl olursa-olsun” ibaresi var olduğuna göre, bu durumda parası-pulu olmayan ama kafası zehir-zemberek misali çalışan birini “temsilcimiz” olarak seçebiliyor muyuz?

Yok…

 

O yok, bu yok!…

O zaman bizim uygulamak istediğimiz, ancak adını bilmediğimiz demokrasi ne demokrasisi?

Hemen söyleyelim;

Bizim demokrasimizin adı olsa-olsa; “liderler demokrasisi” olur…

 

Demokrasiyi iyi bilenler her ne kadar demokrasi denilen şey;

“İçindeki insanların izleyici değil, oyuncu olduğu bir sistemdir” demiş olsa da…

 

Bizde izleyiciler; oyuncu değil, olsa-alsa ancak oyuncak oluyor!

Bir başka ifadeyle söyleyecek olursak;

“Vatandaş bizim uygulamak istediğimiz demokrasilerde olsa olsa ancak konu mankeni olabiliyor!”

 

Yani sizlerinde çok iyi bildiği üzere; bizim parti liderlerimiz kime güveniyor ve kimi yanında görmek istiyor, kimi sözünden dışarı çıkmayacağına güveniyorsa onu seçtiriyor!…

Yani (açıktan söyleyemiyor ama) seçmene demek istiyor ki;

 

“Sizin kafanız bu işlere fazla basmaz!”

“Basmadığı gibi de fazla çalışmaz. Siz ben kimi gösteriyorsam, seçin bana gönderin!” sistemidir bizim demokrasi sistemimiz!..

 

Üstelik birde siz bakmayın onların birbirine ana-avrat küfredip, birbirlerine afra-tafra yapmalarına!…

Yıllardır hep aynı rolü kesiyorlar!…

Yıllardır hep aynı repliği ezberleyip söylüyorlar!

 

Siz bakmayın ‘parti isimlerinin’ farklı-farklı olduğuna!…

Siz bakmayın mevcut partilerin birbirimizden farklı programlara sahibiz demelerine…

 

Kendilerini birbirlerinden ne kadar farklı olduklarını söylerlerse söylesinler; hepsinin de siyaset felsefesi birbiriyle aynı!…

Hepside aynı derenin balığı!…

Hepsi de aynı ortak çıkarların peşinde koşuyor!…

Hemen-hemen hepside “cehalet, din-mezhep, tarikat, feodalite” tarlasından beslenerek büyüyüp yol almaya çalışıyorlar!…

Yani kısacası;

Karşıdan-karşıya geçmek için ‘demokrasiyi’ sadece ve sadece köprü yapıyorlar!…

 

Çünkü karşılarında onlara çeki-düzen verecek, onlardan farklı düşünen siyasi bir parti yok!…

Zaten var olanları da -her fırsatta- bir içim suda boğuyorlar!

 

Örneğin bu ‘sağ’ ve merkez partilerin dışında; bilimsel yanını ön plana çıkaran gerçek bir ‘Sosyal Demokrat Parti’ var mı?

Bana göre yok…

 

Doğru-dürüst bir birliktelik sağlayan ve emeğin her türlüsüne ve her rengine hitap eden ve kitle partisi niteliğinde bir Sosyalist Parti var mı?

Bana göre o’da yok!…

 

Ki “yok” olduğu için -meydanları boş bulup- at oynatıyor sistem ve sistemi muhafaza etmek isteyen bugünün siyasi partileri!…

 

Sohbetimizi özetleyerek sonlandıracak olursak;

Elin ülkelerinde ‘demokrasi’ denilen şey çoğulcu bir anlayışla ve lider sultasından uzak bir şekilde tıkır-tıkır işliyor!…

Benim bu güzel ülkemde demokrasi denilen şey her neyse;

Ya; ‘apoletli’ye’ yada ‘tek adam’ dediğimiz liderlere teslim ediliyor!

Ve yılladır kör-topal böyle yürünüyor!…

 

Eeeeeeee!…

Ne yapacaksın birader!…

Bir ülkede liderler birbirine benzerse;

Liderlerin partileri; aynı şeyleri söylerse;

Demokrasiyi salt çıkarları için düşünürse;

Sistem “Körler-sağırlar, birbirini ağırlar” biçiminde işlerse!

Demokrasi denilen şey; bir avuç azınlığın ve sadece yönetenlerin yaşaması gereken bir değer ise!…

Ve demokrasi denilen şey; büyük çoğunluklardan esirgenirse!

Ve yıllardır yaşanan bu çarpıklıkları; halk bir türlü göremiyor ise!

Mevcut ‘lider demokrasisi’ bu millete çok bile!…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?