Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
BİR VELİ CİMERE ŞİKAYETTE BULUNUYOR “BEN BÖYLE BİR ŞEY GÖRMEDİM” DİYOR
  • 0
  • 875
  • 06 Kasım 2022 Pazar
  • +
  • -

Görmediği şeyi de şöyle tarif ediyor;

“Öğretmenlerin kimisi pantolonla, kimisi mini etekle okula geliyor…

Kızlı-erkekli hep beraber aynı sıralarda oturuluyor…

İlgilenmezseniz, çocuklarımı okuldan alacağım” diyor…

Dikkatinizi çekti mi bilemem;

Şu kritik günlerde -kendince- radikal bir çıkış yaparak birilerinin gözüne görmeye çalışan bu öğrenci velisi, türbanlıları, şalvarlıları, çember sakallıları ve cüppelileri işin içine katmıyor…

Bu sohbet konusu yaptığımız olay nerede mi geçiyor?

Hemen söyleyelim;

İstanbul’un Esenler İlçesinde yaşanıyor…

Ve ‘CİMER’e’ yapılan bu şikayetten sonra tepeden gelen emirlerle Esenler Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Ramazan Yılmaz, hemen harekete geçiyor ve okul müdürlüklerine ‘şikayete atıf yapan’ bir yazı yazıyor ve şöyle diyor;

“Konu hakkında okulunuzun tüm öğretmenlerine gerekli uyarıların yapılması hususunda gereğini rica ederim.”

Eeeee?

E’si şu;

Esenler Milli Eğitim Şube Müdürü görevini yapmış…

Gerisi okul idarecilerinin uygulamasına kalmış…

Kendi yorumuma geçmeden önce CİMER’e şikayette bulanan öğrenci velisi şikayetinde diyor ki;

“Neden öğretmenlerin belirli bir kılık kıyafeti yok?

Kimisi kot pantolonla, kimisi daracık taytla, kimisi mini etekle okula geliyor…

Kızlı-erkekli beraber aynı sırada oturuyor…

Böyle şey görmedim, çok rahatsızım..

İlgilenmezseniz, ortaokulu bitirir-bitirmez çocuklarımı okuldan alacağım…”diyor…

Vay be!

Şimdi gel de;

“Nerelerdeydik, nerelere geldik!?”

“Nerelerden nerelere sürüklendik!?” diye düşünme…

Ancak, kendi düşüncemi belirtmeden önce (eski bir eğitimci olarak) şunu ifade etmeliyim ki;

CİMER’e şikayette bulunan öğrenci velisi, her ne kadar sınıflarda ders veren ‘Türbanlı, Cüppeli ve Çember Sakallılardan’ söz etmese de…

Öğretmenlerin belli bir kılık-kıyafeti olmadan, maden ocağına giren işçiler gibi derse girmelerini bende pek hoş bulmuyorum…

Yani demem o ki;

Öğretmeninde kendi zevkine uygun giyim-kuşamı ve kendine özgü yakıştıracağı bıyığı, saçı-sakalı olsun olmasına da…

Bari mollaların ve cami hocalarının saçına-sakalına benzemesin…

Her neyse…

Konu aslında;

Saç-bıyık, kılık kıyafet değil…

Konu;

1924 yılında Mecliste kabul edilen ‘Eğitimde Birlik’ yasasının aradan yüz yıl geçmesine rağmen, kabul edilip-edilmemesi…

Sindirilip-sindirilmemesidir…

Ne diyordu bu ülkenin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk;

“Arkadaşlar, efendiler ve ey millet iyi biliniz ki; Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz…

En doğru, en hakiki tarikat; medeniyet tarikatıdır.”

Hayatta gerçek yol gösterici ilimdir, fendir…

İlim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir” demiştir….

Şimdi bazıları da belki diyecektir ki;

“Söylemişse söylemiş!”

İnanmadıktan sonra;

“Kim takar Atatürk’ün sözlerini” diye sesli-sesli düşünenlerin…

Ve homurtulu seslerle küfredenlerin olduğunu hepimiz biliyoruz…

Özetlersek;

Demek ki neymiş?

Derslere kot pantolonlu ve taytlı giren öğretmenler varmış…

Kızlı-erkekli öğrenciler aynı sıralarda oturuyorlarmış…

Halbuki bundan 100 yıl önce olduğu gibi tam tersi olmalı öyle değil mi?

Örneğin;

Haremlik-Selamlık olmalı!…

Ve ‘derslikler’ aynı çatı altında olmamalı..

Kızlar-kızlarla, erkekler-erkeklerle ayrı ayrı sınıflarda okumalı!!

Derse giren öğreticilerin;

Duası yapılmış sakalı ve elinde 99’luk tespihi olmalı!

Tepeden-tırnağa cüppe giymeli ve başına sarık takmalı!

Sınıfa ders vermeye giren öğretici;

Derse girmeden önce abdestini almalı!

Sınıfın kapısından içeri girer-girmez ‘Fatiha Suresini’ okumalı!

Öğrenciler arasında dolaşırken ayağındaki takunya tıkırdamalı!

Uzun sözün özü;

‘Eğitimde Birlik’ sistemi unutulsa…

Dinli-imanlı yeni bir sistem oturtulsa!

Sizce de güzel olmaz mı?

Buyurun;

Şimdi düşünme sırası sizin…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM