BİRİNCİ YARIYIL TATİLİ

BİRİNCİ YARIYIL TATİLİ

Öncelikle öğrenci, hatta öğretmenlerin dört gözle beklediği yarıyıl tatili başladı.

Ulus olarak tatili seven bir anlayışımız bulunmakta.

Okulların açık olduğu gün sayısı, kapalı olduğu günden daha az olan tek ülkeyiz.

Dini ve ulusal bayramların tatilleri hafta sonuna geldiğinde hep birlikte üzülürüz.

Öğrenciler açısından ‘oh be.. nihayet geldi.. On beş gün de olsa okulun sıkıcı yaşamından kurtuldum..tatil oldu, hiçbir sorumluluğum yok…’ benzeri düşünceler ilk sırada.

Nedense çocuklara okulu sevdiremedik.

Sadece öğrenciler değil, öğretmenler de aynı sınıflandırmada yerini almakta.

Onlar da tatili çok sevmeye başladılar.

Üç, beş cm. kar yağdığında tatil olacak diye bekleyenler çoğunlukta.

Tatil olduğunda ise görsel, yazılı medyada ‘öğrencilere müjdeli haber’ denilmekte.

Elbette tatil olacak, biraz da olsa ara verilecek.

Önemli olan bu ara dinlencenin nasıl değerlendirileceğidir.

Öğrenciler için tatil, kendilerini geliştirmek için iyi bir fırsat.

Yoğunluklu olarak ders çalışmak, tekrar yapmak, ders kitabı okumak değil.

Yapılması gereken, günün uygun saatlerini belirli etkinliklere ayırabilmek.

Günü ders çalışarak geçirmek yanlış bir uygulama olur.

Var olan eksikliklerin tamamlanması amacıyla çalışılmalı.

.           Sadece dinlenme, eğlenme, TV izleme, bilgisayar başında zaman geçirme de değildir.

Tatiller ‘günü istenildiği gibi kullanma’ anlamı taşımamalı.

Tatil süresince kitap ve ders notlarını açmamak koşuluyla bir köşeye bırakarak  arkadaşlarla gezmek, geç saatlerde yatmak, hedefsiz dolaşmak, saatlerce bilgisayar ve diğer ekranların başında kalmak alabildiğine olumsuz sonuçlara neden olacaktır.

Tatili ‘boş zaman’ olarak gören anlayış öğrenciyi dinlenmeden daha çok yoracaktır.

Çocuklar, bu kısa dinlence süresini nasıl değerlendirmeliler?

Yapılacak ilk iş günlere göre neler yapılacağına yönelik planlama yapmak olmalı.

Kısa süreli bu dinlenceyi etkili, verimli ve mutlu geçirmek için yapılacak planlamaya mutlaka uyulmalı.

Dinlenme, eğlenme, arkadaşlarıyla geçirilecek zaman ağırlıklı olmalı.

İstenilen düzeyde başarılı olunamayan konuların tespit edilmesi, listelenmesi öncelikle belirlenmeli.

‘Tekrar öğrenmenin anasıdır’ diye bir söz vardır. Unutmayı önlemenin en etkili yolu aralıklı tekrar yapmaktır.

Zorlanılan konularda, yeterli bilgiye sahip, başarılı olan arkadaşlarından destek alınmalı.

Sosyal, kültürel, sportif ve diğer etkinlikler öğrencileri rahatlatacak, dinlenmelerine neden olacaktır.

Bu sürede bünye tembelliğe alıştırılmamalı, beden ve zihnin dinlenmesi, rahatlaması için zamanın en iyi biçimde değerlendirilmesi gerekir.

Yaşamın ve tatillerin olmazsa olmazı ise kitap okumak olmalı.

Okunacak kitap seçimi çok önemli olup, satıcının önceliğine bırakılmamalı.

Veliler beklentilerinin çok altında olan karnedeki sonuçlara bakıp ‘ tüm ihtiyaçlarını karşılıyorum, benden bu kadar, daha ne istiyorsun, otur dersine çalış, sen bir işe yaramazsın, başaramazsın, senden beklentim de yok..vb’ yaklaşımlar ileriye yönelik telafisi güç zararlara neden olacak, başarıyı olumsuz yönde etkileyecektir.

Karnedeki  değerlendirmede ne gibi sorumluluğunuz var iyi düşünmelisiniz.

Her çocuğun ilgi, yetenek ve becerilerine göre değerlendirilmesi gerekir.

Bu konuda sınıf ve rehber öğretmenlerle sıkı bir işbirliği yapılmalıdır.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?