BÖBREĞİM SATILIKTIR DİYENLER UCUZ ET KUYRUĞUNA GİRENLER

BÖBREĞİM SATILIKTIR DİYENLER UCUZ ET KUYRUĞUNA GİRENLER

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Şu günden-güne yükselişe geçen ‘hayat pahalılığı’ ve yoksulluk konusuna hiç girmeyeyim, durup dururken hayatından memnun olanların hiç keyfini kaçırmayayım diyorum demesine de…

İnsanın bazen duygusallığı düşündüğünün ve direncinin önüne geçebiliyor…
Yani sonuçta sende insansın…
Gazete haberlerinde çaresizliğin ve yoksulluğun belgesini ve fotoğrafını görünce ister-istemez sende etkileniyorsun…

Nasıl etkilenmesin birader?
Bir yanda ‘alacaklılar’ ve bal-börek yiyenler…
Diğer yanda ‘borcunu harcını ödemek için’ böbreğini ilan yoluyla acilen satışa çıkaranlar…

Örneğin ulusal gazetelerimizin birinin ön sayfasında ve İstanbul Sultangazi de bir kişi otobüs durağındaki ilan tahtasına şöyle bir ilan asıyor;

“Acil satılık böbrek 0-negatif.
Maddi zorluklar ve borçtan dolayı tek böbreğim satılıktır.
Tüm tahlillerim yapıldı.
Böbreğin fiyatı 20 bin liradır.
Telefon numaram aşağıdadır.”

Evet, aynen böyle yazıyor ilan tahtasına böbreğini satacak olan vatandaş…
Ve sadece 20 bin liraya satmak istiyor böbreğini…
Eğer böbreğini satabilirse borcunu ödeyebilecek…
Ve borcunu ödedikten sonra alnı dik bir şekilde gezecek!

Yok, yok; sakına sakın şaşırmayın…
Böbreğini satışa çıkaran bu vatandaş ülkemize sığınmış birisi değil…
Nüfus kağıdında T.C. yazan ve içimizden biri!

Tıpkı o da babaları ve dedeleri gibi askerliğini yapmış…
Zamanı gelince dolaylı veya dolaysız tıkır tıkır vergisini vermiş.
Büyükleri şuraya git deyince gidip, buraya gel deyince gelmiş!
Bu yaşına kadar hiç aksatmadan sandık başına giderek “şuraya oy vereceksin” dediklerinde, hiç itiraz etmeden vermiş…
Ve bütün bunlara rağmen -evi barkı olmadığı için- parklarda yatarak gecelemiş birisinden söz ediyor gazeteler…

Ve bir yandan vatandaşlarımızın kimisi borcunu ödemek için…
Bir kısmı çoluğunun-çocuğunun biraz daha iyi yaşaması için organlarından birisini satışa çıkarırken;

Bir diğer yanda da, sofrasından balı-böreği eksik etmeyenler ve günde 20 bin lira tutarında sofra kuranlar var…
Ama ne yazık ki bu çelişkiyi hiç anlatmıyorlar…
Hatta anlatanları ve anlatmak isteyenleri de;
Bozgunculuk yapmakla…
Toplumun arasına nifak sokmakla…
Allah’ın eşit yarattığı insanlar arasında ayrımcılık yapmakla suçluyorlar…
Tıpkı şimdi benim yaptığım gibi…

Bu konuyu şimdilik bir tarafa bırakıp, birazcıkta bir başka haber üzerinde yorum yapalım ve düşünelim isterim…
O haberde şu;

“Sivas’ta halk ucuz et alabilmek için Et ve süt kurumu önünde 10 lira daha ucuza et alabilmek için kuyruğa girmiş.”

Haberi okuyunca önce inanamadım..
Fotoğraf olarak belgelenmiş ‘kuyruğu’ görünce inandım…

Neden şaşırıp, inanmadığıma gelince;
Nasıl şaşırmayayım birader?
10 lira daha ucuza et alabilmek için ‘kırmızı et kuyruğuna’ girilen yer Sivas…
Yan tarafı Erzincan…
Yani bir zamanlar metropol kentlere kırmızı et gönderen iller…

Peki şimdi ne oldu da, ne değişti de Sivas halkı 10 lira daha ucuza et yemek için ‘et kuyruğuna’ giriyor?

Üstelik sizlerde takdir edersiniz ki; et kuyruğunu girenler halk…
Parası-pulu olan zengin tabaka değil…
Sivas halkı ve dar gelirli memur tabakası…

Halbuki -görselde gördüğünüz- bu halkın bir zamanlar kapısında onlarca ‘büyük baş’ ve yüzlerce ‘küçük baş’ hayvan yetiştirirdi…
Ve çocuklarına et kuyruğuna girerek değil…
Kurban bayramından-kurban bayramına hiç değil..
Dileği zaman, dilediği kadar et yedirirdi…
Yalan mı?

Her neyse..
Herkes yinede halinden memnun olacak ki;
Hiçbir şikayetleri yok…
Herkesin keyfi yerinde…
Herkes beyle bacanak!
Ancaaaak!
Ancaak;
Bakalım bu işin sonu nereye varacak?

Hoş kalın..
Hoşça kalın…
Sağlıkla kalın…
Ama yine de siz ‘siz’ olun;
Benim sınıf ayrımcılığı yapmama kafayı takmayın!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?