Giydiği tişörtte de;

‘New York’ yazarmış…

Ve söylendiğine göre de;

PKK/PYD ve YPG terör örgütünün elamanıymış…

İstanbul’da yapmak istediği bombalı eylem için;

Afrin-İdbil üzerinden ülkemize kaçak olarak giriş yapmış…

Şimdi bazıları da haklı olarak diyecektir ki;

“Yahu kardeşim, ülkemize giriş yapmak isteyenler ‘kaçak’ olarak giriş yapmıyorlar ki..

Elini-kolunu sallayarak, türkü söyleyerek giriş yapıyorlar..”

Hem de öylesine korkusuz ve rahat giriyorlar ki; ‘Yol Geçen Hanına’ istirahat etmek için uğrayan kervancılardan bile daha rahat girip-çıkıyorlar…

İşte bu yüzden olmuş olacak ki;

Ülkemiz sınırlarından içeriye kaç silahlı terörist girip-çıkıyor?

Hangi ülkelerden gelen kaçaklar, gelirken yanlarında uyuşturucu getirip satıyor?

İnsan Hakları gerekçesine sığınarak;

Ülkemize sığınan ‘savaş kaçkınlarının’ ne kadarı masum ve ne kadarı ‘militarist görevle’ sığındı bilemiyoruz ki…

Ve insanın ister-istemez şöyle düşünesi geliyor;

Ortadoğu coğrafyasında neden hiçbir zaman silah sesleri susmuyor?

Aynı coğrafyada yaşayan bu halklar neden yıllarca birbirini boğazlıyor?

Neden birbirlerinin canını zamansız alıyor?

Yaşadığınız bölgeye veya kıta parçalarını şöyle bir bakıyorsunuz;

Yıllardır, Filistin-İsrail savaşları bitmek bilmiyor…

Tam ‘bitti bitecek’ derken;

Ya komşumuz Irak’ın içi karıştırılıyor…

Ye da Suriye’nin iç işleri karıştırılıp ‘savaş’ çıkartılıyor…

Kafanızı doğuya çeviriyorsunuz;

Ya, Afganistanlılar birbirinin kanını içiyor!

Pakistanlılar birilerinin emrini yerine getirmeye çalışıyor!

Yakın komşunuz İran’a bakıyorsunuz;

Mollalarla, aydınlığa kavuşmak isteyenler meydanları terk edip evine-barkına gitmiyor…

İşin en düşündürücü yanı da şurası;

Sözünü ettiğimiz bu ülkelerin dini inançları da çoğunluk olarak aynı inanca sahip olmaları…

Madem ki çoğunluk olarak aynı inanca sahipler;

O halde yıllardır bu coğrafyada sürüp-giden kavga neden?

Bu kanlı kavga;

Bir din-iman ve mezhep kavgası mı?

Renk, soy-sop ve etnik kimlik savaşı mı?

Ekonomik ve sosyal yaşamı daha yüksek düzeylere getirmek için verilen bir ekonomik paylaşım mı?

Yoksa birilerinin keyfi için ‘üç kuruşa kiralanmış’ beyinlerin ve satılmışların ortalığı karıştırması mı?

Neymiş efendim;

Bombacı kadının giydiği tişörtün önünde ‘New York’ yazarmış…

Bu ayrıntıya niye bu kadar takıldılar anlayamıyorum…

Üstelik salt bu bombacı terörist kadının tişörtünde ‘New York’ yazmıyor ki…

Tüm dünya gençlerinin üzerinde olduğu gibi bizim gençlerimizin giydiği tişört ve giysilerin önünde ve arkasında da IFB ve CIA gibi yazılar yazıyor…

Yani demem o ki;

Önemli olan giyilen tişörtlerin ve atletlerin önünde ve arkasında ‘Amerika’ ile ilgili sözcüklerin yazması önemli değil,,,

Asıl önemli olan;

Ortadoğu coğrafyası başta olmak üzere, tüm dünya egemenliğini ele geçirmeye çalışan Amerikalı emperyalist patronların ve savaş tüccarlarının beyinlere beyinlere yerleştirmek istedikleri patentler önemli…

Özetlersek;

13.11. 1-2022 (Pazar) günü İstanbul-İstiklal Caddesinde Suriye uyruklu terörist bir kadın gerçekleştirdiği bombalı saldırıyla 81 kişi yaralandı…

Ve 6 masum insanda bu dünyadan zamansız ayrıldı…

Ve ne acı bir tesadüftür ki, hayatını kaybedenlerin;

İkisi; bir anne ile kızı..

Bir diğer ikili; baba ile kızı…

Diğer ikili de; daha yeni evlenmiş iki çift…

Sonuç;

Kimin bombalı olup, kimin bombalı olmadığı bir coğrafyada yaşıyoruz…

Ve bu dünyadan;

Vakti gelince ecelimizle mi öleceğiz?

Yoksa, beklenmedik bir yerde ‘bombalı bir saldırıyla’ mı yok olacağız?

Şimdilik orası bize karanlık, orasını bilemiyoruz…

Son söz;

Ya, terörle yaşamaya alışacağız…

Ya, terör sonucu ölmeme aşısı yaptıracağız!

Ya da, nefesi derin hocalara bir gün daha fazla yaşamak için ömür duası okutacağız!

Daha da olmadı;

“Yeter artık be!” deyip, üzerimizden ölü toprağını atıp uyanacağız…