Sevgili dostlar,
Giresun İl Özel İdare Müdürlüğü, Gemiler Çekeği Mahallesi deniz kenarına öylesine güzel bir ‘gezi ve dinlence parkı’ tanzim etmiş ki; gezip-görmeye değer doğrusu…
Hele-hele akşamları denizin üzerinden tepsi büyüklüğünde kızıla dönmüş güneşin batışını izlemek ayrı bir keyif veriyor insana…
Bu deniz kenarındaki ‘dinlence merkezini ve gezi alanını’ şu ana kadar gezip-görenler nasıl düşünüyorlar onu bilemem ama; bana soracak olursanız;; ben çok mimari ve çok muhteşem buldum…
İl Özel İdare Şube müdürü Özgür Tekin’den edindiğim bilgiye göre -alan büyüklüğü- 27 dönüm olan ‘Gezi ve Dinlence Parkının’ 5 dönümü yeşillendirilmiş olup;
Her ‘yaş gurubuna’ hitap edecek ve her türlü gereksinimlere yanıt verecek en küçük ayrıntılara kadar düşünülmüş.
“Acaba özel arabamla gitsem, park etmeye yer bulabilir miyim?” diye tedirgin olmanıza gerek yok; arabanızı gönül rahatlığıyla park edeceğiniz büyük bir ‘otopark’ alanı var…
Yine “Acaba ben arkadaşlarımla sohbet ederken, çocuklarımı veya torunlarımı da götürsem; oynayacakları bir ‘oyun parkı’ var mıdır?” diye düşünmenize gerek yok; onu da düşünmüşler ve siz sohbetlerinizi arkadaşlarınızla çayınızı-kahvenizi yudumlarken, çocuklarınızın seve-seve oynayacağı alanlar da tanzim edilmiş…
Yok “ben oturup çay-kahve içerek sohbet yapmayı değilde, deniz manzarası izleye-izleye ‘yürüyüş yolunda’ yürümek istiyorum” diyorsanız; (henüz tam olarak bitmemiş olsa da) ‘Yürüyüş Yolu’ da düşünülüp, tanzim edilmiş…
Ayrıca geometrik ve ‘büyük daireler’ içine -ağaçlar dikili olan- 40 dolayında ve en az ‘on kişinin birlikte oturacağı’ yuvarlak oturak yerleri tanzim edilmiş…
Kısacası, velhasıl kerim; Giresun İl Özel İdare Müdürlüğü çok güzel bir çalışmanın altına imza atmış ve Gemiler Çekeği-Deniz kenarına ve büyük bir alana ‘Dinlence ve Gezi Parkı’ tanzim etmiş… (yine yetkililerden aldığım bilgilere göre)
Şimdilik bu ‘yerleşkenin’ henüz bir adı yok…
Ve bende bu ‘yokluktan’ yararlanarak ve bunu (eski bir eğitimci olarak) meslek bencilliği yapıp, fırsata dönüştürmek istiyorum!
Ve bu güzel yerleşkenin adının;
Büyük eğitimci; Hasan Ali Yücel isminin verilmesini öneriyorum.
Ve; “Hasan Ali Yücel- Dinlence ve Gezi Parkı” olsun talebinde bulunuyorum…
Hani tüm dünya devletlerinin bile “son yüzyılın yetiştirdiği en büyük eğitim bakanı Hasan Ali Yücel” olduğunu onlarda kabul ediyorlar da, onun için bu ismi öneriyorum…
Hani birde üstelik (söylemesi ayıp) Görele’nin Daylı köyünden hemşehrimiz de onun için böyle diyorum…
Evet, evet…
Aynen düşündüğünüz gibi yanılmadınız; aynı zamanda ünlü şair Can Yücel’in ve onun ikizi olan Canan Erolat’ın babaları…
Hani şu “Ben en çok babamı sevdim” diye şiir yazan Can Yücel’in babası…
Ve bu büyük insanın ismi verilirse bu yeni hizmete girmiş parka; o kadar güzel yakışacak ki!
Hele-hele belediye gibi ve gönüllü birlikteliklerle birde ‘heykeli’ yapılıp yerleştirilirse bu ‘gezi ve dinlence merkezine’ tadından yanına varılmaz vallahi!
Neden olmasın?
Karşıyaka Belediyesi bu büyük insanın ‘heykelini’ dikiyor bir parka da, bizler neden dikmeyelim?
Mersin- Merkez ilçe Mezgitli Belediyesi, tanzim ettikleri parka Köy Enstitülerinin Kurucusu olan; Hasan Ali Yücel’in ismini veriyorlar da; biz neden vermeyi düşünmeyelim?
Ki; Giresun-Görele Daylı köyünden olan Hasan Ali Yücel, bu ülkenin en karanlık köşelerine ışık taşımak için Köy Enstitülerini kurmuş ve;
7 yıl, 7 ay, 7 günlük ‘bakanlık’ döneminde ülkenin dört-bir yanına, karanlık köşelere, kör kuyulara ve kuytulara ışık taşımış!
“İnsanlarımız dünyayı gezemiyor, bari okuyarak dünyayı gezsinler” düşüncesiyle; yüzlerce ‘dünya klasiklerini’ Türkçeye çevirtmiş…
Bugün ilimiz mülki sınırları içerisinde (benim bildiğim kadarıyla) okul ismi sadece ve sadece Görele ilçemizde bir okulda var…
Ve yine bildiğim kadarıyla, Giresun’da bir sokak adı var…
Yani demem o ki; dünyaca ismi bilenen ve önemsenen bu büyük adamın il merkezimizde doğru-dürüst ismini taşıdığı bir yer yok…
Onun için diyorum (art niyetleri öteleyerek) ve ‘öküzün altında buzağı aramadan’ bu büyük şahsiyetin ismini bu ‘yeni tanzim edilen mekana verelim…
Neden olmasın?
En azından böyle bir kamuoyu oluşturalım.
Belki -sağ duyularının- öne çıktığı bir zamana denk gelirde; bakarsınız bir sabah gözlerimizi açtığımızda veya bir gün parka uğradığımızda parkın ismini; “Hasan Ali Yücel” olarak görürüz.
Aaaahhhh!, ahh!
Bunların hepsi olur, hepsi olur da…
Şu dağınıklığı bir toparlayıp, şu birlikteliği bir araya getirebilsek!
Neden olmasın?