Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
BU MİLLETE HERŞEYİ ÖĞRETEBİLDİM AMA ‘UŞAK’ OLMAYI ÖĞRETEMEDİM
  • 0
  • 2520
  • 30 Ekim 2020 Cuma
  • +
  • -

Bu sözler ne zaman ve kime mi söyleniyor?
Hemen söyleyelim;
İngiliz Kralı 8.Edward’a söylüyor…
Ve bu sözlerin söylenebilmesi için olay şu şekilde gelişiyor;
İngiliz Kralı 8. Edward, 4 Eylül 1936 yılında Atatürk’e bir nezaket ziyaretinde bulunmak ister…
Mustafa Kemal Atatürk ise konuğunu ‘batılıların’ sofra adabına göre ağırlamak ister…
Ve bu hazırlığı yapacak olan yetkililere şöyle der;
“Bana, İngiliz sarayında verilen ziyafetler ne şekilde oluyorsa, onu en iyi bilen aşçı ve sofra hizmeti yapacak birilerini bulunuz” der…
Ve bu işi bilen en iyi aşçılar bulunur…
Masa hizmeti yapacak olan garsonlar tespit edilir.
Ve o gün gelir…
İngiliz Kralına gereken konukseverlik gösterilir..
Ve Kral kendisi için hazırlanan ihtişamlı sofrayı görünce;
“Sizi tebrik ederim ekselansları…
Ve aynı zamanda çok teşekkür ederim…
Kendimi birdenbire İngiltere’de zannettim.” Diyerek memnuniyetini iade eder…
Ancak yemek servisi yapılırken, garsonlardan birisinin ayağı yerdeki halıya takılarak, taşıdığı servis tabaklarının hepsini yere düşürür…
Yemekler halının üzerine dağılır…
Bu hatayı yapan garson ise utancından kıpkırmızı kesilir…
Bu yaşanan olayı fırsata dönüştürmek isteyen İngiliz Karlı alay etmek istercesine;
“Yeni bir ülke kurdunuz ama ekselansları, henüz hizmet edecek bir uşağınız bile yok”
Mustafa Kemal Atatürk hiç istifini bozmadan yanıt verir;
“Haklısınız ekselansları, ben bu millete her şeyi öğretebildim ama onlara uşak olmayı bir türlü öğretemedim.”
Ve yemekler yenir…
Ardından sıra Türk Kahveleri gelir…
Mustafa Kemal Atatürk, puro kutusunu eline alarak önce konuğuna ikram eder…
Ardından da kendisi purosunu ağzına götürüp, konuğunun purosunu değil, önce kendi purosunu yakınca, İngiliz Kralı bu durumdan da bir vazife çıkarmak ister ve şöyle der;
“Biz sizleri çok konuk-sever bilirdik,
Yapılan ikramların önce konuğa yapıldığını öğrenmiştik,
Ama görüyorum ki; siz puroyu önce konuğunuza ikram etmenize rağmen, önce kendi puronuzu yakıyorsunuz.”
O mavi gözlü dev, yüzüne düşürmesi gereken tebessümü düşürdükten sonra;
“Doğru duymuş ve doğru öğrenmişsiniz ekselansları…
Bizler konuk-sever bir toplumuz…
Konuk-sever olduğumuz içindir ki; zehri önce kendimiz içer, sonra konuğumuza ikram ederiz.” Der…
***
Eeee!
Peki ‘Uşaklık’ ve ‘bağımsızlık’ konusunda ne diyordu o emperyalizmin korkulu rüyası Mustafa Kemal Atatürk;
“Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz.”
Evet dostlar…
Bugün Cumhuriyet Bayramı…
Bugün Cumhuriyetin 97 yaş günü kutlanıyor..
Onun için bugünkü ‘Yaş Günü Hediyemiz’ Atatürk’ün özdeyişlerinde olsun…
Muharebe meydanlarının en uzman komutanı olmasına rağmen…
Girdiği her cephede emperyalistlere önünde diz çöktürmesine rağmen..
Savaş konusunda ne diyordu o büyük insan;
“Savaş; zaruri ve hayati olmadıkça,
Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça,
Savaş bir cinayettir.”
Ve bunun tam tersine verilmesi gereken savaş konusunda da şöyle diyordu;
“Size sesleniyorum…
Unutmayın ki; en büyük savaş,
Cehalete ve gericiliğe karşı verilen savaştır.”
Ve en önemlisi de…
Şekilciliğe, heykelciliğe ve körü-körüne tapınmalara karşı çıkan o büyün insan, kendisi içinde ‘tapınılmasını’ istemediği için şöyle der;
“Beni görmek demek;
Behemehal yüzümü görmek değildir.
Beni anlıyorsanız ve duygularımı hissediyorsanız bu kafidir.”
Daha ne desindi?
Daha ne diyecekti?
Ta o günlerde görmüş;
Heykelcileri…
Çelenk törencilerini..
Gardırop Atatürkçülerini…
İsmini köprü yapıp geçenleri…
Kısacası isminden geçinenleri;
Daha ölmeden görmüş ki o büyük devrimci;
Rozet, heykel ve şekilciliğine karşı çıkmış….
Cumhuriyet Bayramınız kutlu,
Gelecek günleriniz mutlu olsun…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM