ÇALINAN; SEÇMEN İRADESİ VE MAZBATA

ÇALINAN; SEÇMEN İRADESİ VE MAZBATA

Cami açılışında konuşan cumhurbaşkanı, ‘…sandığın hakkını vereceğiz, inşallah bu işi hırsızlara bırakmayacağız..’ diyerek, oylarının çalındığı ısrarını tekrarlamakta.
AKP’nin adını, ‘İftar/Sahur Buluşması’ koyduğu programların, cami açılışı ve diğer tüm toplantılarının konusu seçim.
Sözde iftar açılmakta ancak, konuşmaların içeriği tamamen siyasi, ibadetle ilgili değil.
Eğitim, ekonomi, toplumsal barış, adalet, sevgi, paylaşım, hoşgörü..den söz eden yok.
Her zaman yapıldığı gibi öfke, yalan, hakaret, rakip değil hasım görme, ötekileştirme…
Siyasetin kirli dili ve yüzü iftar sofraları ve diğer yerlerde devam ettirilmekte.
AKP’nin kullandığı ve başarılı olduğu algı yönetimi tüm hızıyla işletilmekte.
Hedefe ulaşmanın en kestirme yolu, kutsal mekânları da kullanmaktan geçmekte.
‘Cumhurbaşkanı, Mars’a dört şeritli yol yapacağız dese inanırız…’ diyebilen okumayan, eleştirmeyen, sorgulamayan, olayların neden/sonuçlarını yorumlamadan yoksun, aklını kiraya vererek biat eden kitlelerin çoğunlukta olduğu toplumdan ne beklenir ki?
Bildiğini okuyan AKP, ‘Sandık kurulu oluşturulmasında, sayım-döküm cetvellerinde usulsüzlük var’ denilen, oyların çalındığına ilişkin tek sözcüğün olmadığı YSK kararına kendi pencerelerinden bakmakta ve ‘oylarımızı çaldılar’ demeye devam etmekte..
AKP’nin seçim stratejisi, ‘oylarının çalındığına yönelik mağduriyet’
AKP genel başkanı, ‘hırsızın hiç mi suçu yok?’ sorusunu sormakta.
Kimler, nasıl, nerede, hangi yöntem kullanarak çalmış? belli değil.
‘Elimizde delil var, üstelik görüntülü’ diyenler sessizce geri çekildi.
‘Çaldılar’ dayanaktan yoksun, iftira, yalan, algı yaratma, siyaseten söylenmiş bir söz.
‘Çamur at izi kalsın’ ve ‘nasıl olsa inandıracağımız bir kitle var’ yaklaşımı.
‘Kargayı, keklik niyetine kafeste besleyecek’ taraftarı ile gurur duymalarında haklılar.
‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ söylemi ile algı yaratma stratejisi.
‘Gerekçeli kararda oylar çalındı diye bir tarafın söylemini yazacak halleri yok. Biz bunu halk diliyle söylüyoruz.. bakıyor seçmene, diyelim ki Ak Parti adayına verecek gibi anladığına seçim pusulası vermiyor…’ diyen başbakan, meclis başkanlığı yapan AKP adayı, ‘çok basit, oy hırsızlığını tespit ettik, sağlam çalmışlar, oylarımız iç edildi’ gibi sadece kargaların gülebileceği sözler dememiş miydi?
Halk dilinde, ‘hırsız var, çaldılar’ın karşılığının yıllardır kimler için söylendiğini sağır sultanlar bile duydu.
‘Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu ama fark edemedik’ gibi traji-komik açıklamada bulunan, ‘örgütlü usulsüzlük’ iddiasını ortaya atanlar yöntem değiştirdiler.
Eşit koşullarda İmamoğlu ile yarışması mümkün olmayan, birlikte canlı yayına çıkma önerisine, ‘ …bakarız, tek başıma karar veremem’ diyen AKP adayına ne demeli?
Bunu gören iktidarın tüm bakanları da sahada yerlerini aldılar.
Devletin imkânlarını kullananlar sayesinde hukuk, siyasete mağlup olmuş durumda.
Seçim süresince ısrarla dile getirdiği, karşılığını bulmayan, ‘ülkenin bekası’ ile yatıp kalkan, şimdilerde İstanbul’a ‘mitil’ atarak, ‘karargâh kuran’ zattan ses çıkmamakta ve bu söylemini terk etmiş durumda
Saray adına konuşma yetkisi bulunan Bahçeli’ye, İmralı ile yapılan görüşmelerin organizesi görevi verilmesin? Onlara hitaben, ‘oylarımız çalındı, mağdur olduk’ mu diyecek?
Gelişen ve yaşanan olaylardan, ülkemizin iyi yönetilmediği, yeni yönetim sistemi aşısının tutmadığı açık ve net olarak izlenmekte.
Görünen o ki, yereli aşan İmamoğlu ile Türkiye siyaseti farklı bir kimlik kazanmakta.
YSK kararı sonucuna göre asıl çalınan, ‘millet iradesi ve İmamoğlu’nun mazbatası’
24 Haziran’da O, ‘yine, yeniden kazanacak’ sadece İstanbul için değil, tüm Türkiye için, ‘HERŞEY GÜZEL OLACAK’

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?