ÇANAKKALE; SADECE BİR CEPHE DEMEK DEĞİLDİR.

ÇANAKKALE; SADECE BİR CEPHE DEMEK DEĞİLDİR.

Çanakkale Zaferi

Her yıl 18 Mart’ ta kutladığımız Çanakkale Zaferi, tarihin akışını değiştiren, bağımsızlığı uğruna, canını vermekten çekinmeyen Türk milletinin kahramanlık destanıdır.

Türk milleti bu zaferle dünyaya, bağımsızlığı ve vatan toprağı söz konusu olduğunda, karşısında hiçbir gücün duramayacağı mesajını vermiştir.

Her milletin, kendisine ışık tutan, şevk ve heyecan kaynağı değerleri vardır. Fertler bu değerlerin etrafın-da kenetlendikleri zaman gerçek manada millet olma şuuruna ererler. Toplumu birbirine kaynaştıran bu değerlerden birisi de milli birlik ve beraberlik duygusudur.

Türk bağımsızlık savaşının temellerinin, Çanakkale sularında, Conkbayırı’nda ve Anafartalar’da atıldığı, “Çanakkale Zaferi, bağımsızlık uğruna, canını seve seve feda etmeyi bir görev bilen aziz şehitlerimizin başarısı ve destanıdır. Elde etmiş olduğumuz bu muhteşem zafer, vatanımızın bütünlüğü ve ulusumuzun bağımsızlığı söz konusu olduğunda, Türk milletinin neleri başarabileceğinin de en büyük ispatı olmuştur.

 O da  bir metrekareye  altı bin merminin düştüğü  Çanakkale’dir” cevabı verirler.

İşte tarih 18 Mart 1915 bir destan yazılıyordu tarih sayfalarına. Vatanı, Bayrağı, namusu ve dini uğruna yiğitler şehit düşüyordu .şerefleri ile o gün. Bir destan yazıldı tarihin sayfalarına ve o destanın adı Çanakkale destanı idi. Allah, Allah nidaları ile düşmana siper edilmişti iman dolu göğüsler. Yoktu düşman da olan top, tüfek ve mühimmat ama kalpleri Allah sevgisi ile atan yüreği Kur-an nuruyla dolu yiğitlerdi o destanı yazan. Doğulusu, Batılısı, Güneylisi ve Kuzeylisi tek yürek tek bedendi.

Evet, 103 yıl önce tarih sayfalarına not düşüldü.

Çanakkale’nin sadece Birinci Dünya Savaşı’nda bir cephe demek olmadığı “Çanakkale; demek sadece bir kahramanlık destanı da değildir. Çanakkale, İstanbul’un fethi gibi, çağ açıp çağ kapatan tarihî bir olaydır. Çanakkale, Türk devletinin, Türk milletinin topyekûn giriştiği bir var olma mücadelesidir. Çanakkale, ezilmiş halkların emperyalizme başkaldırısıdır. Çanakkale İslam Milletinin bir ortak zaferidir. Çanakkale, bir anlamda, Doğu’nun Batı’yla mücadelesidir. Çanakkale, sadece milletimizin ve devletimizin makûs talihini değiştirmekle kalmamış, dünya siyasi tarihini de köklü bir şekilde değiştirmiştir.

İtilaf devletlerinin yardım götüremediği Çarlık Rusya’sı yıkılmış, dünya yepyeni bir yapıya bürünmüştür. Dönemin süper gücü İngiltere başarısızlık nedeniyle hükümetini düşürmüştür. Britanya’nın ‘Yenilmez Armada’ sıfatı paramparça olmuştur. Çanakkale Zaferi, Kuzey Afrika’ya, Asya’ya umut olmuş, özgürlük mücadelelerini başlatmıştır. Yeni Zelandalılar, Avustralyalılar kendi millî birliklerini Çanakkale’den sonra keşfetmişlerdir. Çanakkale ruhunu veren iki kavram var:

Çanakkale’nin imanın imkâna galebe çaldığı yerdir .

Çanakkale, yaşanmış ve bitmiş bir zafer de değildir, hâlen devam eden bir süreçtir, hâlen devam eden bir mücadeledir. Türk milletinin birlikteliği ve fedakârlığıdır. İşte bizim için Çanakkale bu birlikteliktir. Zira, bu ruh bize Anadolu’yu vatan bildiğimiz bin yıldan ve iki bin yıllık devlet geleneğimizden emanettir.

Çanakkale, Mustafa Kemal’in önemli bir aktör olarak tarih sahnesine çıktığı yerdir. Çanakkale’de vatanını, özgürlük ve bağımsızlığını savunan ulusumuz, tüm olumsuzluklar ve olanaksızlıklar içerisinde büyük bir direniş göstermiş, donanım ve olanak bakımından kendisinden kat kat güçlü olan ülkelere karşı önemli bir zafer kazanmıştır.

Bu büyük zaferin temelinde Türk ulusunun birlik ve beraberliği, özgürlük ve bağımsızlığa olan inancı yatmaktadır. Bu büyük zaferin yıl dönümünde, büyük Atatürk ve silah arkadaşlarını, canlarını ortaya koyarak ‘Çanakkale Geçilmez’ dedirten kahraman şehit ve gazilerimizi, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 103. yıldönümü” Çanakkale,yi anlamak, yalnız Gelibolu yarımadasını ziyaret edip, sadece kazılan siperleri görmek değildir. Bilakis 103 yıl öncesine giderek manen şehitlerle konuşabilmek, yaşananları anlayabilmek ve yazılan destanlara ibretle bakabilmektir.

Bunun için  geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza başta Çanakkale savaşı olmak üzere, Sakarya’da, Dumlupınar’da yaşanan destanları ve ardındaki ruhu iyi anlatmalı ve cennet vatanımızın ve necip milletimizin kıymetini çok iyi öğretmeliyiz. Çünkü milletimizin ve vatanımızın bekâsı şehitlik ve gazilik ruhunun canlı tutulmasıyla mümkündür.

Birlik beraberlik ve bütünlük içinde verilen bu mücadeleyi, millet olarak idrak etmeli, gelecek nesillere bu bilinci aktarmalıyız.

Çanakkale zaferinin 103. Yıldönümünde, milletimizin bu onurlu gününü kutluyor, kahraman şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi şükran ve rahmetle anıyor, saygılar sunuyorum.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?