ÇİLE ÇEKEN KADINLAR BİRLİK OLSA YAŞADIKLARINI BİR-BİR SORGULASA

ÇİLE ÇEKEN KADINLAR BİRLİK OLSA YAŞADIKLARINI BİR-BİR SORGULASA

Vallahide,
Billahi de,
Bilumum erkekler;
Ve yönetsel güçler;
Kendilerine kaçacak delik arar!

Yeter ki, kadınlar bir araya gelme becerisini gösterebilsinler!
Yeter ki, yıllardır sanayi alanlarında horlanan;
Kırsal kesimlerde yıllardır insan yerine koyulmayıp dışlanan;
Oldum-olası hep -erkek egemenliğinin- arka planında tutulan kadınlar;

Hele-bir araya gelmesini bir becerebilseler!
Bak o zaman sen, ortada -erkek egemenliği- diye bir şey kalıyor mu, kalmıyor mu?
Az öncede dediğim gibi ‘kaçacak delik’ arıyor mu, aramıyor mu?

Örneğin, en azından -8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde- olsun, bir kez ayağa kalksa!
Ve ‘egemenlik tahtını’ bir türlü terk etmeyen erkeklere şu soruları sorsa;

“Yahu sen, hem cennet anaların ayağının altında” diyorsun…
“Hem bana dünyada cehennem azabı çektiriyorsun!”

Hem “Her başarılı erkeğin arkasında kadın var” diyorsun…
“Ama beni hep yaptığın işlerden ayrı tutuyorsun”
“İnsan yerine koymuyorsun!”
“Hep iki-üç adım arkadan yürütüyorsun!”
“Dünyaya doya-doya bakmamak için; yüzümü-gözümü örtmemi istiyorsun”

Hem “yuvayı dişi kuş yapar” diyorsun…
Hem “kendi yaptığım dünyayı, bana zindan ediyorsun!”

Hem ‘erkeğin gücü, kadının gücünden fazladır” diyorsun.
“Hem dünyanın bütün ağır işlerini bana yaptırıyorsun”
“Yahu, yoksa sen benimle dalga geçip, kafa mı buluyorsun?”

Bana ve hemcinsime;
Hem “anamız, avradımız, yarimiz” diyorsun…
Ama ardından da; ağza alınmayacak küfürler ediyorsun!
“Yahu Allah aşkına sen ne demek istiyorsun?”

Yaşamımızı paylaştığımız bu toprakları adı bile Ana-dolu…
Ama adını ‘anadan’ alan bu toprakların üzerinde yaşayan anaların yüreği hep gam-gasavet dolu!

Yeri geldi mi yaşadığın bu topraklara “Ana-yurt” diyorsun…
Ama aynı topraklarda yıllarda ‘anaların anasını’ ağlatıyorsun!
Bir-şekilde punduna getirip; yurdunu- yuvasını yıkıyorsunuz!

Doğduğun, büyüdüğün ülkenin adına ‘ana-vatan’ diyorsun…
Ama o kadının varlığını ve emeğini; hiç mi-hiç hesaba-kitaba katmıyorsun!
Ve yüzyıllardır hep kadını aşağılayıp duruyorsun…

“Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin”
“Ekmek olsun kuru olsun, oğlan olsun deli olsun” benzetmesiyle hep kadınları aşağılıyorsun…

“Kızın var mı, dedin var”
“Kızını dövmeyen, dizini döver”
“Kadın erkeğin şeytanıdır”
“Zemheriden sonra ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez”
Benzetmeleriyle hep kadınların yerin dibini sokuyorsunuz…

Halbuki ne demişti Hz. Muhammed;
“Kadın erkeğin gelincik çiçeğidir”

Ne demişti Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin kadınları için;
“Yeryüzünde gördüğünüz her şey, kadının eseridir”

Ve başka ne demişti;
“Ey, Türk kadını; sen yerlerde değil, omuzlarda yükselmeye laiksin”

Şair Can Yücel ne demişti;
“Kadından meleklik bekliyorsan, ona cenneti sunacaksın”

Ya, bozkırın tezenesi Neşet Ertaş ne diyordu bu konuda;
“Kadınlar insandır, biz insanoğlu”
Ve siz bu güzel tanımdan nasıl bir ders çıkarırsınız onu bilemem ama, benim çıkardığım ders şu;
Eğer ‘insan’ olduğumuzu kabul edip ve övünmek istiyorsak; önce kadınları ‘insan’ olarak kabul etmemiz gerekir…
Çünkü üstümüzdeki tüm nitelikler ‘kadından’ gelmektedir…

Sayfa sohbetimizi yavaş-yavaş toparlayıp özetleyecek olursak;
Bu toprakların adına Anadolu diyoruz…
Bu sözcüğü ‘ana-yurt’ ve ‘ana-vatan’ sözcükleriyle destekliyoruz.
Yani yaşadığımız toprakları bu sözcüklerle süslüyoruz…
O zaman kadının ortak adı olan ‘ana’ sözcüğüne yakışır bir şekilde davranıp yüceltmeliyiz kadınlarımızı…

Ve artık kadınlarımızı da ‘insan’ yerine koymalıyız…
Mademki ‘güçlerinin’ erkeklerden az olduğunu kabul ediyoruz;
O zaman onları ağır işlerde çalıştırmaktan kaçınmalıyız…

Madem ki ‘her erkeğin başarısının arkasında kadın var’ o zaman kadınları da -evlere hapsetmeyip- erkeklerle aynı haklara sahip olduğunu düşünüp; “kota” gibi saçmalıklar koymamalıyız…

Ve en önemlisi de;
“Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar” sözünü asla ve asla aklımızdan çıkarmamalıyız…
Ve ‘kirli savaşlarla’ analarımı ağlatanlar her kimse;
Anamızı, bacımızı,yarimizi ve nişanlı kızlarımızı ağlatanlara hep birlikte karşı çıkmalıyız…

Kadınlarımızı hangi alanda olursa-olsun, sömürenlere ve insan yerine koymayanlara karşı, kadınlarımızla birlikte omuz-omuza, yan-yana, kol-kola hep aynı safta durmalıyız…

Ve bu duygularla sözü daha fazla uzatmadan;
Başta kendi ülkemin kadınları olmak üzere, tüm dünya emekçi kadınlarının ‘8 Mart Emek Gününü’ kutluyorum…
Eğer bir gün -barut kokularının olmadığı- bir dünyada yaşarsak;
Böyle bir dünyayı, yine kadınların yaratacağına inanıyorum…

Hoş kalın,
Hoşça kalan,
Sağlıkla kalın,
En önemlisi; kadınlarla eşit haklara sahip olunan bir dünyada ve hep birlikte mutlu yaşayın..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?