Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
ÇOK GÜZEL BİR HABER OKUDUM OKUYUNCA ÇOK MUTLU OLDUM
  • 0
  • 241
  • 28 Kasım 2021 Pazar
  • +
  • -

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Ne kadar ilgi alanınıza girer…

Ne kadar ilgi alanınızın dışındadır, onu bilemem…

Bugünkü sohbet konumuz;

Bir türlü rayına oturtamadığımız ‘yayla turizmi’ üzerine olacak…

Ve birde uyarmadı demeyin;

Sohbet konumuz biraz uzun olacak…

Hatta sayfa standartlarımızı aşarsak;

Sohbetimizin devamı bir gün sonraya aktarılacak biline…

Çünkü yapmak isteğimiz sohbet;

Ahbap-çavuş ilişkisine dayalı bir keyfiyet sohbeti değil…

Bir yörenin, bir bölgenin gündelik yaşamını ve geleceğini belirleyen önemli bir sohbet paylaşımı olacak…

Şimdi sözü daha fazla uzatmadan konuya girmek istiyorum…

Yıl; 1989

Yöremizin doğal güzelliklerini tüm dünyaya tanıtmak için doğa turizmine kapı aralamak istiyoruz…

Dereli ilçesinin mülki sınırları içerisinde bulunan Kümbet Yaylasında ‘Yayla Şenlikleriyle’ dikkat çekmek istiyor ve ‘Yayla Turizmi Mayasını’ çalıyoruz…

Ve mayanın tutmasını bekliyoruz…

Aradan üç yıllık bir zaman geçiyor…

Yayla turizmi için çaldığımız maya tutuyor..

Ve 1991 yılında ‘Kümbet-Kulakkaya ve Bektaş’ yayla yerleşkeleri turizm alanına alınıyor…

Derken tapu kadastro giriyor…

Doğanın dokusunu bozacak çarpık yapılaşma yasaklanıyor…

İlk önce İl Özel İrade bütçesiyle ve dönemin valisi Ali Haydar öncülüğünde ‘Koç Kayası Tesisleri’ adı altında bir ‘Tatil Köyü’ yapılıyor…

Kulakkaya merkez yayla yerleşkesinde Dr. Halil İbrahim Özkuş tarafından ‘Zifin Otel’ adında çok güzel bir otel yapılıyor…

Aradan 30 yıla yakın bir zaman geçtikten sonra Bektaş yaylasının merkez yerleşkesine 1985 yılında yapılan, ancak gerekli işlevselliği sağlayamayan otel tekrar onarıma alınarak, uluslararası turizm standartlarında onarılıyor…

Paşa Konağı Yayla yerleşkemizde (yaklaşık onbeş yıl önce) turizm konaklama evleri yapılıyor…

Vesaire, vesaire…

Ancak turizm konusunda bir türlü devinim yaratılamıyor…

Şimdi beni mutlu eden ve sizlerle paylaşmak isteğim habere gelince o da şu; (gecikmeli de okusam, gazetelerden okuduğum haberi size özetleyerek veriyorum;)

“Giresun Turizm Derneği, Bahçeşehir Üniversitesi kurucusu ve mütevelli heyeti başkanı Enver Yücel’e, turizmi yaptığı katkılardan dolayı ‘Teşekkür Plaketi’ verdi.”

Ve plaket sunumunda şu konuşmayı yapıyor Giresu Turizm Derneği Başkanı, Nafiz Uğur Karaibrahimoğlu;

“Yaptığınız çalışmaları heyecanla takip etmekteyiz.

İlimiz adına yaptığınız turizm çalışmaları derneğimiz de amaçları arasında olduğu için sizleri takdir ediyoruz.

Giresun’a ve Türkiye’ye yaptığınız bu çalışmaların ve hizmetlerin devamını, diğer iş adamlarına, turizm sektörü yatırımcılarına, bürokratlara, kamu ve yerel yöneticilerimize örnek ve özendirici olmasını diliyoruz…

Ve Giresun turizmine sağladığınız katkılardan dolayı da sizlere Turizm Derneği olarak bu plaketi taktim ediyoruz.

Lütfen kabul buyurunuz.”

Bahçeşehir Üniversitesinin kurucusu ve mütevelli heyeti başkanı;

Enver Yücel ise sunulan plaketi kabul ettikten sonra özet olarak şöyle konuşuyor;

“Kulakkaya, İsviçre’nin Davos’una benziyor…

Ordu-Giresun Havalimanı ile yayla 1,5 saat mesafede…

Neden burası da uluslararası toplantıların yapıldığı Davos olmasın?

Kent merkezinde bir oteli devraldık.

Oraya dünya ölçeğinde bir markayı getirirsek, o zaman Giresun, Ordu, Samsun, Trabzon arasında önemli bir lokasyon haline gelir.

Çünkü Giresun kültürü ve doğası ile en iyi bölgelerden birisidir.

Ayrıca ilk kez söylüyorum; aşağı-yukarı kesinleşti de…

11 Aralık’ta buraya Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı gelecek…

Büyük ihtimalle Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğu bakanımızda gelecek…

Ve bölgenin yerel yönetimler, belediyeler, kaymakamlar, bilim insanları gelip iklimi tartışacağız.” diyor…

Özel eğitim sektörü denildi mi;

Enver Yücel’i, salt ülkemiz insanları değil, dünya tanıyor…

Ancak olayı politik düşünce hesabı yapıp; tanısa da ‘tanımak’ istemeyenlere kısaca tanıtayım…

Bir kere en yüksek sesle ve peşinen söyleyeyim;

Güzelim doğamızı siyanürle ‘altın’ arayarak altını-üstüne getiren yabancı şirketlerin ortağı filan değil Enver Yücel…

Kılıfına uydurup, yaylalarımızın en güzel yerlerini satın alan Katarlı da değil…

Fındık bahçelerimizi satın alan başı dolaklı, uzun entarili, dolar zengini Arabistanlı filan da değil..

Kuveytli, Bahreynli ve Körfez Emirliklerinden hiç değil…

İlimiz yaylalarında turizme canlılık getirmek isteyen Enver Yücel;

Giresunlu…

1957 Piraziz Doğumlu…

Aslen Matematik öğretmeni…

Tercih ettiği ve yolculuk yaptığı alan; Özel Sektör…

Daha önce Uğur Dershaneleri ve ardılı Anadolu Uğur Okullarının sahibi..

Ve aynı zamanda Bahçeşehir Üniversitesinin de sahili olduğu gibi aynı zamanda ABD’de açtığı üniversite var…

‘Sohbetimizi özetleyerek sonlandıralım’ diyeceğim ama diyemiyorum…

Çünkü baştan da ifade ettiğim gibi ‘sayfa hacmim’ bitti ama anlatacaklarımın hepsini anlatamadığım için, yarım kalan sohbetimize yarın devam ederiz diyorum…

Yarın görüşmek üzere;

Şimdilik hoş ve hoşça kalalım…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM