“ÇÜNKÜ ÇALDILAR”

“ÇÜNKÜ ÇALDILAR”

İstanbul seçimlerini kaybetmeyi sindiremeyen AKP, farklı bir strateji uygulamakta.
Adı, ‘Gönül Sofrası/İftar Buluşması’ olan iftar programlarının konusu yine seçim.
Sözde iftar açılmakta ancak, konuşmaların içeriği tamamen siyasi, ibadetle ilgisi yok.
Gönüller bir köşeye atılmış öncelik, her zaman olduğu gibi öfke, yalan, hakaret…
Siyasetin kirli dili ve yüzü iftar sofralarında bile hız kesmeden devam ettirilmekte.
Yerlerde süründürülen eğitim, hak, hukuk, adalet, üretimden uzaklaştırılan Anadolu çiftçisi, işsizlik ve yaşamın her alanında yığınla biriken sıkıntılardan söz edilmemekte.
Tutmayan yeni sistem değişikliği, ülkede yönetim boşluğu yaratmaya devam etmekte.
AKP’nin seçim stratejisi, ‘oyumuzu çaldılar, mağdur edildik’ üzerine kuruldu.
İstanbul’a ‘mitil’ atarak, ‘karargâh kuracağını’ söyleyen zatın, seçim öncesinde ısrarla dile getirdiği, vatandaşta karşılığını bulmayan ‘beka sorunu’ gündem dışına itildi.
Saray adına konuşan Bahçeli, ‘oylarımız çalındı, mağdur olduk’ mu diyecek?
‘Her şey çok güzel olacak’ sloganına karşılık, ‘çünkü çaldılar’ söylemi öne çıkarıldı.
Partili cumhurbaşkanı tüm konuşmalarında, ‘cevap çok basit, oyları çaldılar’ derken, başbakanlık, meclis başkanlığı yapan adayı ise, ‘sağlam çalmışlar, tespit ettik’ diyebilmekte.
Onlara göre ‘çalma’ işlemi organize, planlı ve önceden hazırlanmış.
Neredeyse yüzde doksana hükmettiği görsel ve yazılı medyayı elinde bulunduran iktidarın, koro halinde söyledikleri, ‘oylarımız çalındı’ algısı yaratma öncelikleri.
Oylar, organize olunarak çalındığına göre ortada dolaşan hırsızlar bulunmakta.
Suç işlenmişse karşılığında TCK’ne göre işlem yapılması gerekmez mi?
Peki, hırsızlar kimler? Organize denildiğine göre epey de kalabalıklar.
Kim, nasıl çalmış ve örgütlü olunmuş?
Hangi yöntem kullanılmış, failleri nerede, niçin yakalanmamakta?
Bu ciddi bir suçlamadan anlaşılan bir suçun olduğu ancak, suçlunun bulunamadığı.
Bir zarf içersine konulan ve yapılan dört tercih.
Biri geçersiz, diğerlerinin geçerli olmasının açıklamasını yapabilir misiniz?
‘Oylar çalındı’ demesi gereken YSK, sandık kurullarındaki usulsüzlükten söz etmekte.
Seçim akşamı veri akışını kesen AA ve ‘3800 farkla kazandık’ diyenlere ne demeli?
Sonuçta seçim ve kazanma garantisi bulunmamakta.
Yaşananlar ne olur, ne olmaz düşüncesiyle önceden yazılmış bir senaryo olmasın?
‘Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu ama fark edemedik’ gibi traji-komik açıklamada bulunanlar, bu sözün içerisini doldurmaya çalışmaktalar.
Anlaşılan o ki, ‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ söylemi devreye konuldu.
YSK’nın verdiği lütuf, ‘Allah bize bir fırsat verdi, değerlendirelim’e dönüştü.
‘Biz çalıştık, çabaladık, oylar sandıkta iç edildi’ ve ‘doyurduk ama oy vermiyorlar.’ söylemleri arasında bağ kurulduğunda, hani oylar çalınmıştı? sorusunu soralım.
‘Çalmak’ sözcüğünün yıllardır kimler için kullanıldığını herkes gayet iyi bilmekte.
İftar konuşmasında sandık görevlisini kasteden AKP adayı, ‘bakıyor seçmene, diyelim ki Ak Parti adayına verecek gibi anladığına seçim pusulası vermiyor…’ diyerek, seçmenin aklıyla dalga geçen başbakanlık yapan kişinin yorumuna kargalar bile gülmez.
İnandırıcılığı olmayan,’oyumuz çalındı, hırsız var, mağdur olduk’ söylemlerinin karşılığını bulması olası değil, çalınan ise Ekrem İmamoğlu’nun mazbatası.
Ramazan nedeniyle, ‘gönül/şeffaf belediyeciliği’ sloganını unutup, ‘gönül sofrası/iftar buluşması’ adı altında, yere serdikleri sofra bezi üzerinde eğrelti biçimde oturup ‘bir lokma, bir hırka’ görüntüsünde poz vererek yandaş medyaya servis eden, dini siyasete bulaştıranlara, ‘İstanbul’u alan Türkiye’yi alır’ sözünü çok iyi anlayan seçmenin söyleyeceği son söz;
‘HER ŞEY GÜZEL OLACAK’

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?