Yok, yok…

Kendileri için hiçbir şey istemiyorlar…

İstiyorlarsa; iki gözleri önüne dursun!

Vekillerin tek bir isteği var;

Yeter ki asillerin mutluluğu yerinde olsun…

Yerin kulağı var;

Sizde duymuşsunuzdur ya…

Bütçe görüşmeleri sırasında yine kavga çıkmış…

Zafer Işık isimli bir vekil;

Hüseyin Örs isimli bir vekilin alnına okkalı bir yumruk çakmış!

Ve yumruk yiyen ‘vekil’ hastaneye kaldırılmış…

Diyeceksiniz ki;

Bize ‘kutsal çatı’ diye bellettikleri TBMM çatısı altında niye kavga çıkarılmış?

Vallahi niye kavga çıkarıldığını bilemem ama…

Benim tahminime ve öngörülerime göre;

Muhtemelen bu toplumun ortak çıkarları için kavga etmişlerdir!

Yoksa, durup-dururken niye kavga etsinler…

Kalkıp da;

“Altı (6) yaşındaki kız nasıl gelin oldu?” diye sorup-soruşturacak ve kavga edecek halleri yok ya…

Sahi, sizde duydunuz mu?

‘Şey’ diyorum…

Vallahi tekrar etmeye ve yazmaya utanıyorum…

İsmailağa Cemaati denilen bir cemaat;

6 yaşındaki küçücük kız çocuğunu 29 yaşında bir sakallıya söz kesip, 13 yaşında nişan ve 14 yaşında düğün yapmışlar ya…

Meclis çatısı altında kavga edenler;

Belki “bu ne şarlatanlık ve ne kepazelik” diye kavga etmişlerdir diye düşünüyorum ben…

Böyle düşünmemi de umarım yadırgamazsınız…

Çünkü, kendimizi temsil etme adına gönderdiğimiz seçilen bütün ‘vekiller’ milletvekili unvanı almak için yaptıkları yemin metninde şöyle demiyorlar mı;

“…hukukun üstünlüğüne, demokratik ve LAİK cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma” diye yemin ediyorlar…

Eh, anayasaya ve laikliğe bağlı kalacaklarına yemin ettiklerine göre;

Altı (6) yaşındaki kızın gelin olmasını savunanlarla, karşı çıkanlar arasında yapılan bir yumruklaşmadır diye düşünüyorum ben…

Sahiden anımsadığım kadarıyla;

Bizim altı ilkemizden birisi de LAİKLİK’ti öyle değil mi?

Hani;

Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan LAİKLİK ilkesi..

Kadının ve insan haklarının güvencesi…

Hani bildiğim kadarıyla;

Anayasamızın 4. maddesinde kendisini tarif eden…

Ve değiştirilmesi ‘teklif bile edilemez’ denilen bir LAİKLİK ilkemiz vardı…

Acaba o da mı diğerleri gibi rafa kaldırıldı?

Hani, ön kuşkum ve demem o ki;

LAİKLİK rafa kaldırılmasaydı, tarikatlar ve cemaat örgütleri ortalıkta bu kadar serbest dolaşır ve şeriat uygulamaları için can atar mıydı?

Cumhuriyetin 100. yılına sayılı günler kaldı;

Bizler, çağın yolculuğunu yapmanın gururunu yaşamak ve tartışmak yerine 6 yaşındaki küçücük yavrunun ‘gelin’ olmasını tartışıyoruz…

Cumhuriyetin 100 yıllık yolculuğunda;

‘Laiklik sistemini rayına oturtup, kadınlarımızı erkeklerle eşit duruma getirdik ve onlarla yan-yana yürüyoruz’ diye övüneceğimiz yerde…

Kadınlarla-erkekler arasında;

Yüz yıl geride kalan ‘Haremliğin-Selamlığın’ tartışmasını yapıyoruz..

Kadınları kamusal alandan çekip;

Eskiden olduğu gibi kafes arkasına, evlere hapsetmeyi düşünüyoruz!

Kadınları kuluçkaya yatırıp; bol bol çocuk yapmalarını tavsiye ediyoruz..

Özetlersek;

Güya ilkelerimizden birisi LAİKLİK…

Adamın hiç gülesi yokken güleceği geliyor…

Son söz olarak;

Cumhuriyet sistemimizin ve mevcut demokrasimizin içinde Laiklik var mıdır, yok mudur onu pek bilemem ama…

Toplum olarak birilerinden beddualı olduğumuzu…

Ve kendimize yakıştırdığımız LAYIK sistemin içinde yaşadığımızı az- buçuk tahmin edebiliyorum…

Kalın sağlıcakla..