Demokrasinin Harçını Demokratlar Yoğurdu.1946

Demokrasinin Harçını Demokratlar Yoğurdu.1946

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra milletimizin demokrasiye sahip çıkmasında ayrı bir yeri olan Demokrat Parti’yi hatırlatmak istedik. 

 ”Türkiye’nin bir “demokrasi” tarihi varsa bu, Demokrat Parti sayesindedir. Dahası bugün tartışılabilecek kadar dahi olsa var olan demokrasinin harcını demokratlar karmıştır.”

Demokrat Parti’nin kökenleri, 1902 yılında yapılan Jön Türkler kongresine kadar uzanır. Bu kongrede Jön Türkler, merkezi otoritenin güçlü olmasını savunanlar ile liberal bir yönetim biçimini savunanlar şeklinde ikiye ayrılmıştı. Birinci grup Ahmet Rıza liderliğinde İttihat ve Terakki adını aldı. İkinci grup Prens Sabahattin çevresinde toplandı ve Osmanlı Ahrar Fırkasını oluşturdu.  

İttihat ve Terakki anlayışı I. Dünya Savaşı ve ardından başlayan Kurtuluş Savaşı yıllarında TBMM’de Birinci Grup ve sonradan Halk Fırkası’nı en sonunda da Cumhuriyet Halk Partisi’ni ortaya çıkardı. Demokratik sistem aksak da olsa 1925’e kadar devam etti. Çok partili hayatı ve basın hürriyetini yasaklayan CHP, harap ekonomiyi düzeltmek için Amerikan yardımı alabilmek uğruna 1945’te demokrasiye razı oldu. 

İkinci Grup, Ahrar, Hürriyet ve İtilaf ile cumhuriyetin ilanı sonrası Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası adlarıyla partileşti. İşte 1946’da kurulan Demokrat Parti bu İkinci Gruptan nüvelermiş ve sonunda doğmuştur. 

7 Ocak 1946’da kurulan Demokrat Partinin kısa adı “DP’dir. Kurulduktan dört yıl sonra yapılan seçimlerde (14 Mayıs 1950’de) 27 yıllık tek parti dönemini sona erdirdi.

“YETER… SÖZ MİLLETİNDİR !..” diyerek harekete geçti.

07 Ocak 1946’dan

14 Mayıs 1950’ye kadar;

Gazi Mareşal (Prof.) Mustafa Kemal’in

Galip Hocası (Celal Bayar)

Vekili (Adnan Menderes) ve

Arkadaşları adeta bir

Efsane yarattılar.

“BEYAZ İHTİLAL” ile

Karanlığı yendiler…

Dünyada emsali görülmemiş bir kalkınma, gelişme ve büyüme…

Hak’la Devlet barıştı.

Kara sapandan traktöre,

Gaz lambasından Elektriğe

Çarıktan iskarpine geçişin adıdır.

Cumhuriyet’le Demokrasinin buluştu, yerdir. Demokratlar.

Bugün bizim amacımız; 1960’larla ruhları karartmak değil, 1950’lerle Menderes’in güler yüzünü ve Türkiye’nin aydınlık geleceği ile ilgili ısrarlı ümidini canlı tutabilmektir

Bir büyük davanın gerçek sahipleri demokratlar olarak, Türkiye’nin bize ihtiyacı var.

Türkiye’yi, Türkiye’nin siyasetini yeniden demokratlar yoğuracaktır.

Biz demokratlarız

Biz milletin sesiyiz

Biz milletin ta kendisiyiz

Demokrat Parti 7 Ocak 2018 tarihinde Türk siyasi tarihinde 72.yılını tamamladı.

Kuruluşu ve tarihiyle ilgili hafızamızı kısaca yoklamak gerekir ise ;

Demokrat Parti Türk siyasi hayatının en önemli kilometre taşlarından birisidir. 1950-1960 yılları arasında üst üste kazanılan 3 seçim ile iktidara hâkim olmuş, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 27 yıllık iktidarına son vererek “Beyaz İhtilal” olaraktan adlandırılan başarısı ile birlikte yeni bir döneme imza atmıştır.

Demokrat Parti iktidarı sırasında Türk siyasi hayatına yeni bir dinamizm gelmiş, üretim artmış, hızlı bir büyüme ve gelir artışı sağlanmış, aktif bir dış politika uygulanmıştır.

Demokrat Parti 1946 yılında Türkiye Cumhuriyeti siyasi hayatına adım attıktan 4 yıl sonra 14 Mayıs 1950 tarihinde iktidar olmuş ve 10 yıl süren kesintisiz yönetimi ne yazık ki 27 Mayıs 1960 yılında yapılan askeri darbe ile son verilmiştir.

Demokrat Parti kurulduğu günden itibaren halk tarafından büyük kabul görmesi nedeniyle iktidar, muhalefeti engellemek amacıyla 1947’de yapılması gereken seçimleri 1946’ya çekmiştir.

 ’Yeter Söz Milletindir’’ sözü üzerine inşa etmiştir.

1950 yılında Türkiye’nin nüfusu 20.900.000 bin olup bu nüfusun yüzde 75’i kırsal kesimde yaşamaktaydı.

14 Mayıs 1950 yılında yapılan seçimlerde 7.953.055 oyun 4.250.000 ninni yani yüzde 53’ünü alan Demokrat Parti 408 milletvekili ile 27 yıllık tek partili iktidarı yıkarak tek başına iktidar olmuştur.

Daha sonra yapılan 2 seçimde yüzde 58 ve yüzde 47 oy oranlarıyla iktidar olan Demokrat Parti

27 Mayıs 1960 yılında askeri darbe ile kendine ‘Millî Birlik Komitesi’’ adı veren cunta tarafından devrilmiştir.

Başta Cumhurbaşkanımız Celal Bayar, Başbakanımız Adnan Menderes olmak üzere birçok milletvekili ve il başkanları harbiye’ de göz altına alınmışlardır.

Yaklaşık 11 aylık bir yargılama sonucunda ne yazık ki 15 Eylül 1961 tarihinde açıklanan karar ile 15 kişi ölüm cezasına, 31 kişi ömür boyu hapis cezasına, 418 kişi de 6 ay ile 20 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmış, 123 kişide Berat etmiştir.

Cumhurbaşkanımız Celal Bayar’ın 65 yaşı geçmiş olması nedeni ile ölüm cezası ömür boyu hapis cezasına çevrilmiştir.

Türk demokrasi tarihi ’ne, Türk siyasi tarihine ve Türkiye Cumhuriyeti tarihine utanç ve kara leke olarak geçen bu kararlar 16 Eylül 1961’de Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın

17 Eylül 1961’de ise Başbakanım Adnan Menderes’in İmralı adasında idamı ile sonlandırılmıştır.

Tabi ki Demokrat Partinin ortaya koyduğu bu büyük dava 72 yılda kimi zaman Adalet partisi kimi zaman Doğru Yol Partisi adı altında şimdi de “Demokrat Parti” adı altında devam ettirilmektedir.

İşte bu nedenlerle tüm demokratlar, tüm Türkiye sevdalıları;

Türkiye’nin bir “demokrasi” tarihi varsa bu, Demokrat Parti sayesindedir. Dahası bugün tartışılabilecek kadar dahi olsa var olan demokrasinin harcını demokratlar karmıştır.

Bu ülkede demokrasi karşıtı her tertibin ilk hedefi demokrasinin kalesi olan O günden bugüne, sözleri ve özleri ile ders olmuş olan kıymetli demokratların emaneti olan milletindir.

Bu gurur Türk Demokrasisinin, bu gurur Türk Milleti’nindir.

Sözlerimi, böyle bir davanın neferi olmaktan duyduğum onurla ve elbet bu koca ömre emeği geçmiş tüm şahsiyetlere duyduğum şükranla bitirirken, bir kez daha bu davaya, kısacası millete hizmet etmiş tüm kahramanlarımızı,

Bir kez daha demokrasi şehitlerimizi, merhum Başbakanımız Adnan Menderes, Dış işleri Bakanımız Fatin Rüştü

Zorlu ve Maliye Bakanımız Hasan Polatkan başta olmak üzere tüm dava arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. Cenab-ı Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun”

Demokrasi ışığının yandığı gün…1946.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?