Haramı ‘helal’ diye yiyenler!

Çalışmadan zenginleşenler…

Avantadan köşeyi dönenler…

Sıfır kilometreden yola çıkıp;

Zenginlikte en öne geçen değerlerimiz varmış da…

Biz kış uykusundan uyanmayanların haberi yokmuş!…

Vay be!

Bizde kendimizi ‘her şeyi bilen’ bir matah sanırdık!

Meğer bizim bilmediğimiz daha neler varmış neler!

Hani eski kafalıyız ya!

Hani bir türlü devletçilik ahlakını ve disiplinini terk etmeyi beceremiyoruz ya!

Hani en önemlisi de;

Şu 68 ruhunu öteleyip, bir türlü ‘toplumsal düşünce’ anlayışımızı terk edip ‘serbest piyasa’ anlayışına entegre olamıyoruz ya!…

Belki de bu nedenle ülkemizin hızlı değişiminden ve kendine özgü yenileşmesinden ve zenginleşmesinden haberimiz olamıyor…

Iyi ki ortaya yurtsever (!) bir mafya liderimiz çıktı da;

Saklanan ve bilmediğimiz gerçekleri yeni-yeni öğrenmeye başladık!

Eğer o ‘mafya lideri’ ortaya çıkmasaydı;

Biz nereden bilebilirdik (eski) bir başbakanımızın oğlunun en genç yaşta 30’a yakın gemisiyle uluslar-arası sularda dolaştığını…

Ülkeler-arası hem ‘maske’ ham de gizemli yük taşıdığını!

Ve bu sayede ‘milyarlarca dolar’ para kazandığını nasıl bilebilirdik!

İyi ki yurtsever (!) bir mafya liderimiz ortaya çıktıda;

Kutsal Meclis çatımızın altında, geçmişte ve günümüzde kimler Mafya Çeteleriyle içli-dışlı oluyor?

Kimler, milletvekilliğinin yanı sıra ekstradan iş yapıyor?

“Bana bu çağda 20 bin, 25 bin lira maaş yeter mi kardeşim!” dercesine, başka nerelerden maaş aldıklarını öğrenmiş olduk…

Hele hele en önemlisi de;

Bir zamanlar çiftçinin ve tarım üreticisinin bankası olarak bildiğimiz Ziraat Bankasının, öznesi olan ve desteklemesi gerekin çiftçiye değil de…

Bizleri çeşitli yöntemlerle sömürmek için; “Pamuk eller cebe” diyen;

Ve mafya liderinin de ‘Demirören’i mizah yaparak ‘Pamukören’ diye ifade ettiği kişiye 750 milyon lira kredi verdiğini…

Ve bu zamana kadar ne kredi olarak aldığı ‘ana parayı’ ve nede faizini bile ödemediğini ‘mafya liderinin’ kamuoyunu bilgilendirmesi ile öğrenebiliyoruz…

“Güler misin, ağlar mısın” diyeceğim geliyor ama demeyeceğim…

Çünkü;

Neye güleceğimizi ve neye ağlayacağımızı vallahi de şaşırır olduk billahi de…

Hem de öylesine çok şaşırır olduk ki…

Yediden-yetmişe adeta birbirimizin benzeri olduk!

Ve işin en ilginç ve düşündürücü yanıysa şurası;

Çiftçiyi, ziraat üreticisini desteklediğini ezberlediğimiz ve ezberlettiğimiz bir banka imtiyazlı bir şahsa kredi veriyor ve krediyi alanın geriye ödeme yapmadığı söyleniyor…

Ama öte taraftan;

Üniversite öğrencisi aldığı üç kuruşluk borcu ödeyemediği için durmadan baskı yapıyor…

Tarım üreticisi bankadan aldığı krediyi geriye ödemekte zorlansa; Hemen icraya veriliyor…

Kredi Kartı kullananlar ha-keza öyle…

Eeeee?

E’si şu;

Kim; kimin için çalışıyor belli değil…

Kim; kimin sırtına biniyor belli değil…

Kim helal’ yiyor?

Kim ‘haram’ yiyor?

Karanlıkta malı kimler götürüyor?

Kim; kiminle birlik olup, karınlık işlerde uğraşıyor?

At izi, it izine karıştı…

Vallahi de belli değil, billahi de belli değil…

Onun için sözü daha fazla uzatmayalım…

Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? diye soralım;

Ve sözü sizlere bırakalım…

Buyurun…

NOT; Görseldeki resim İnternet dünyasından almadır.