DOĞRU YOL PARTİSİ, SİYASİ YAŞAMINDA 33 YIL GEÇTİ

DOĞRU YOL PARTİSİ, SİYASİ YAŞAMINDA 33 YIL GEÇTİ

Demokrat Parti-Adalet Partisi çizgisinin devamı olarak, 12 Eylül Askeri Müdahalesi’nden sonra 23 Haziran 1983’te kurulan Doğru Yol Partisi, millet iradesinin üstünlüğüne inanan, milliyetçi, muhafazakâr, demokrat, laik, liberal ve serbest piyasa ekonomisi taraftarı olmuştur.

DYP’nin, 1946’da başlayan halk hareketinin devamı olduğu genel kabul görmektedir. 1982 Anayasası’yla siyasetçilere getirilen siyasi yasakların, 6 Eylül 1987 tarihli halk oylamasıyla kalkmasından sonra, DYP Genel Başkanlığa Süleyman Demirel seçildi.

1983’ün Mayıs ayının ikinci haftasına girerken, Akay Caddesi’ndeki binada sessiz bir bekleyiş hâkimdi…

Büyük Türkiye Partisi Genel Başkanı, emekli General Ali Fethi Esener, sabah saatlerinde odasına giren biz gazetecilere şöyle diyordu: ‘‘Her şey tamam, arkadaşlarla konuştum, veto yok, yola devam ediyoruz…’’  Esener’in bu sözlerini yazdırmak için basın bürosuna yol alırken, çevresindeki arkadaşlarının yüz ifadesi bizleri kuşkuya sevk ediyordu.

O dönemde, Cumhuriyet Gazetesi adına BTP’yi izleyen Faruk Bildirici de aynı kuşkuyu taşıyor olacak ki, ‘‘Bu işte bir bit yeniği var’’demekten kendini alamıyordu.

Öğleden sonra karar BTP’ye ulaşıyor, kaygılarımız haklı çıkıyordu. BTP’nin 10 gün süren siyasi hayatına 11 Mayıs 1983’te Milli Güvenlik Konseyi kararı ile son veriliyordu.

Kararı yemek dönüşü partiye geldiğinde öğrenen Esener Paşa, üzgün bir yüz ifadesi ile binadan ayrılırken, çevresindeki arkadaşları şöyle diyordu: ‘‘Yenisini kurarız…’’

* * *

Gerçekten de veto yememiş olan ekip 23 Haziran 1983 tarihinde Doğru Yol Partisi’ni kuruyordu. Ancak DYP, 1983 seçimlerine girme hakkını elde edemiyordu. Bir yıl sonra da Anayasa Mahkemesi’nde DYP’nin kapatılması için açılan dava reddediliyordu.

Partinin Genel Merkezi her ne kadar başka bir yerde olsa da ‘‘Güniz Sokak’taki bir bilen’’ olarak isimlendirilen Süleyman Demirel, arkadaşlarının dağılmaması için büyük gayret gösteriyordu.

Daha bir yıl sürmeden Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) kapanıyor, 21 milletvekili DYP’ye geçerek TBMM’de grup kurmasını sağlıyordu. 1986’da 11 sandalye için yapılan ara seçiminde ise, tek başına büyük çoğunlukla iktidarda olan ANAP karşısında DYP 4 milletvekilliği birden kazanıyordu.

Hemen ardından yapılan seçimde ise Meclis’teki koltuk sayısını 59’a çıkarıyordu. Demirel’in siyaset yasağının kalkması ile DYP daha aktif hale geliyor ve 1991 seçiminde yüzde 27.5 oy oranıyla 182 sandalye kazanarak TBMM’de birinci parti oluyordu.

Hemen ardından SHP ile kurduğu koalisyon ise Türkiye’de geçmişte yaşanan siyasi geriğinliğe son verilmesinin en güzel örneğini teşkil ediyordu.

 

* * *

 

1993’te Demirel’in Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller’in de yerine Genel Başkan seçilmesiyle DYP, daha da farklılaşıyordu. Yıllardır dayandığı köylü tabanını korurken, şehirli tabanla da tanışıyordu.

 

DYP, geçmişte olduğu gibi, radikal sağdan gelen tepkileri, bir amortisör gibi kendi içinde eriterek, merkeze darbeyi önleme görevini daha aktif hale getiriyordu.

 

Hatta, DP ve AP’den kalan genetik merkezci yelpazesini genişletiyor, sola da kanat açıyordu. Bunu da bir zamanlar sol partilerin yürüttüğü mücadele alanlarına daha aktif girerek gösteriyordu.

Turgut Özal’ın vefatı, ardından da Süleyman Demirel Cumhurbaşkanlığı merkez sağ siyasetin kırılma noktasıdır. 24 Aralık 1995 seçimleri sonrasında DYP, ANAYOL ve REFAHYOL koalisyon hükümetlerinde yer almıştır. Demirel’in Cumhurbaşkanlığı sonrasında DYP ve ANAP liderlerinin birbirlerinin siyasetten silmek için izledikleri siyaset anlayışı, merkez sağda önemli bir gerilemeye neden oldu. Bunun dışında

merkez sağda gerilemeye yolsuzluk, yozlaşma, güvensizlik gibi etkenlerin önemli payı oldu. DYP 1987 genel seçimlerinde %19.1, 1991’de %27.03, 1995’te %19.13, 1999’da %12.01, 2002’de ise %9.54 oranında oy aldı. DYP, DP ve AP’nin geleneksel oy tabanının güçlü olduğu illerde başarılı oldu. DYP’nin kırsal kesimdeki oy potansiyeli daha yüksektir. DYP oylarının tarım sektörüyle pozitif ilişkide olması, DYP’ye en önemli desteğinin kırsal kesimden geldiğini göstermektedir. Bunun nedeni de, köylü ile en sıcak ilişkiyi kuran, Süleyman Demirel’e duyulan vefadır. DYP’nin toplumsal tabanını köylüler, çiftçiler, küçük esnaf ve tüccarlar oluşturmaktadır. 3 Kasım 2002 seçimleri sonucunda, Çiller’in istifası sonrasında genel başkanlığa Mehmet Ağar seçildi. DYP, 2007 seçimleri öncesinde

“Demokrat Parti” adını aldı. DP, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde oyların %5.42’sini alarak Meclis dışında kaldı.

DYP, 33’inci yaş gününde, Siyasi yaşamımızda 33 yıl geçti.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?