DÖNME DOLAP GİBİSİN

DÖNME DOLAP GİBİSİN

Az-buçuk da olsa eli mürekkebe bulaşmış, bir zamanlar mektep sıralarına oturmuş, altmış üç yaşına da merdiven dayamış ve hayatın bir çok tecrübelerine vakıf olmuş bir kardeşiniz olarak, bir kısım insanları anlamakta ve bazı olayları yorumlamakta gerçekten zorlanıyorum. Bu hali diğer insanlarla paylaşmakta, derdimi ortaya koymakta ve bazı durumlarda başkalarından yardım istemekte de asla sakınca görmüyorum. Neticede hepimiz insanız, eksiklerimiz var, hatalarımız var, iyi ve güzel yönlerimiz olduğu gibi…

Milli Görüş hareketinin bölünmesinden önce muhtelif partilerin düşüncelerini paylaşan, sempatizanları olan, icraatlarını beğenen, ancak Ak Parti kurulduktan sonra yön değiştirerek, siyasi tercihlerini AKP’den yana kullanan insanlarla Milli Görüşçüler olarak hiç bir problemimiz, husumetimiz, sıkıntımız yoktur ve asla olamaz. Olamaz, çünkü  inançlarımıza aykırı da olsa, içimize sinmemiş bir uygulama da olsa “demokrasi vardır ve siyasi partiler de demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır.” diyorlar. İstesek de istemesek de bu ölçüler içinde hareket etmeye, oyunu bu kurallara göre oynamaya mecburuz. Bu sebepten dolayı, söz konusu AKP’lilerle olan münasebetimiz, mevcut diğer parti mensuplarından farklı değildir, farklı olması doğru da değildir. Beyan ettiğim gibi, demokrasi vardır, onun vazgeçilmez unsurları olan siyasi partiler vardır, AKP’de bu partilerden birisidir ve doğal olarak AKP’nin diğer partilerden gelen seçmenleri, sempatizanları ve taraftarları vardır. Elbette ki olacak, bunlar normal hadiseler, asla yadırganamaz ve yargılanamaz.

Yadırganamaz ve yargılanamaz, zira bu insanlarda bilgi eksikliği var. Onlar bildikleriyle hareket ediyorlar, kendilerine bazı gerçekler anlatılamamış olabilir ki, bu durumda kabahat onlara gerçekleri tebliğ etmeyenlerindir, bizimdir.

Fakat AKP’li insanların arasında bir grup seçmen vardır ki, fikir bazında, siyasi mücadele kapsamında onlarla olan fikrî kavgamız, rekâbetimiz, kutlu mücadelemiz uzun yıllar süreceğe benziyor. Ki, bunlar kendi tabirleri ile” eski milli görüşçüler” dir. Peki ama neden? Sebebi şudur: Bu insanlar doğruları öğrendikten, hakikatlere vakıf olduktan, Hak-batıl mücadelesini kavramış olduktan sonra bu safları ve mevzileri terk eylediler. Hem de makam-mevki, servet-şöhret, madde-menfaat uğruna….

            Ey eski(miş) Milli Görüşçüler!

2001 yılından evvel, “dünya Hak ile bâtılın mücadelesine sahne oluyor, bu mücadele Hz. Adem(as) ile başladı, kıyamet saatine kadar devam edecektir.” diyenler siz değil miydiniz? Kur’an-ı Kerim’den muhtelif Ayet-i Celile’leri okuyup-yorumlayarak, “kendi arzu ve iradesiyle, Milli Görüş’ün dışında siyasi tercihte bulunanlar inancına ihanet ederler, davasını satmış olurlar, dünya ve Âhiretini berbat ederler” fetvasını verenler siz değil miydiniz?  “Siyasi tercih meselesinin aslında “iman ve küfür arasında seçim yapmak olduğunu, Millî Görüş’ün imanı, diğerlerinin ise batılı temsil ettiğini, batılı tercih etmenin aslında İslâm Nizamı’nın reddi anlamına geleceğini” haykıranlar sizler değil miydiniz?

“Bu fikirleri anlatmadığımız insan kalmamalı, şehir-şehir, cadde-cadde, sokak-sokak, ev-ev dolaşıp hakkı ve onun siyasi ifadesi olan Milli Görüş’ü herkese anlatmalıyız; yoksa bunun vebali Cehennem’e girmek için yeter de artar bile.” şeklinde feryad-ü figan edenler başkaları mıydı?

Şimdi n’oldu sizlere? Kur’an kriterleri yerine Avrupa Birliği kriterleri, İslâm Birliği yerine Avrupa Birliği, Müslümanlarla dostluk yerine ehl-i küfürle dostluk…Maneviyatı madde uğruna, Ahireti dünya uğruna, Hakkı batıl uğruna, ideal ve davayı menfaat uğruna terk ediş…Bunlar yetmezmiş gibi Hak Davaya ve O’nun müdavimlerine, çilekeş taraftarlarına husumet, kin ve garez..

Tüm Peygamberlerin temsil ettiği, tebliğ için akıl almadık çile ve işkencelere maruz kaldığı, imanın hayata yansımasını gaye edinen, yer yüzünden haksızlıkları, kötülükleri  kaldırıp, onların yerine hakkı ve adaleti, huzuru ve mutluluğu, barışı ve kardeşliği tesis etmek olan, insanların dünya ve Ahiret kurtuluşunun projesi ve reçetesi mesabesindeki bu İlâhî gayeyi yok etmek için yürütülen çabalar ve gayretler…Hem de sözde Müslümanlar tarafından ve İslâmi kimlik altında, güya…

Dönme dolap misali bu nasıl bir değişim, bu ne biçim bir dönüşüm, bu nasıl bir çark ediş?. Bu ne sakat zihniyet, bu nasıl bir anlayış, bu nasıl bir düşünce ? Anlamadık, anlayamadık Allah’ım. Hak dava üzerinde bizi sabit kıl, kalbimizi döndürme, ayaklarımızı kaydırma, aklımızı koru Allah’ım. Hayatta olan bütün kullarına hidayet, selamet, Saadet nasip eyle Allah’ım. Seni sevenlerin ve senin sevdiklerinin hürmeti için….

Selam ve dua ile…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?