DÜŞLERİMİZ ÇILGIN VE UÇUK OLSUN ÇÜNKÜ YAŞADIĞIMIZ KENT GİRESUN

DÜŞLERİMİZ ÇILGIN VE UÇUK OLSUN ÇÜNKÜ YAŞADIĞIMIZ KENT GİRESUN

Kimileri elde edemeyeceğim düşlerin peşinde koşar!
Kimileri de olgunlaşmış gerçeklerin içerisinde yaşar!
Saygıdeğer sayfa arkadaşlarım;
Bugün sizlerle Giresun üzerine sohbet yapmak istiyorum.
Giresun’u bizzat gelip görmeyenler için tarif edecek olursak;
Kimileri bu kente “Yeşil Giresun” diyor.
Kimileri “cennetin yeryüzüne çıkmış hali” olarak değerlendiriyor!
Velhasıl-kerim, tanrının Giresun coğrafyasına bahşettiği doğal güzelliklerini farklı-farklı tanımlayanların bir hayli fazla olduğunu gönül rahatlığı içerisinde söyleyebilirim…
Giresun, Osmanlı döneminde Trabzon iline bağlı bir kasaba…
Cumhuriyetin kurulduğu yıl ‘il statüsüne’ kavuşuyor.
Yani Giresun’un il oluş tarihi; Cumhuriyetle aynı yaşıt…
Fındığın başkenti sayılan Giresun yerleşkesinin kuruluş tarihi Osmanlı döneminden de eski tarihlere dayanıyor.
Bu nedenle de birbirinden farklı etnik kimliklerle ortak yaşama kültürünü birbirine kaynaştıran bir kent…
Böyle olduğu içindir ki, Doğu Karadeniz kıyı şeridinde ve 1905 yılında ‘tiyatro’ ilk kez Giresun kasabasında kurulmuştur…
Arından kısa bir süre kesintiye uğramış ve aradan üç yıl geçtikten sonra 1908 yılında Raşit Rıza ve hanımı Suzan hanım ile birlikte tekrar tiyatro açılmış…
Kısacası; o dönemlerde üst-üste gelen savaşlar sonucu Giresun kasabasında tiyatro bir kapanıp, bir açılmış…
Ve günümüze kadar da -kör topal- yürüyüşle de olsa gelivermiş.
Bu kadar uzun bir ‘giriş’ yaptıktan sonra sözü şuraya getirmek istiyorum;
Giresun -dünden bugüne- bir sanat ve kültür kenti…
Ama ne yapıyorsa; hepsini kendi olanaklarını kendisi yaratıp ve kendi hamurunu kendisi yoğurarak yapıyor!
Yani bir başka il veya yöreler gibi ‘merkezi yönetimlerden’ ve üst düzey erklerden hiç’mi hiç destek görmüyor…
Halbuki bu kentin öne çıkardığı (değil) ülke çapında, dünyanın takdir ettiği o kadar ünlü insanlar var ki; hangi birini sayayım;
Dünyada son yüzyılın en büyük ‘eğitim bakanı’ Hasan Ali Yücel Giresunlu ve oğlu Can Yücel Giresun kökenli…
Dünyanın en büyük mizah yazarı Aziz Nesin Giresunlu…
Ünlü romancı Kemal Tahir’i,
En ünlü ressamlardan Hamit Görele,
Heykelin babası sayılan Metin Ekiz,
Ünlü eleştirmen Fethi Naci,
Futbolda dünyanın iki numaralı adamı; Şenez Erzik,
Siyaset adamı Mustafa Suphi ve Harun Karadeniz’ler…
Hangi birini sayayım..
O kadar dünyaca ünlü sanat-kültür ve siyaset adamı yetiştirmiş ki bu kent…
(Hepsini bu sayfaya sığdıramayacağım için bu kadarını yeterli sayıp ve konuyu toparlayarak asıl girmek değinmek istediğim konuya girmek istiyorum.)
Demek ki neymiş?
Giresun, doğal güzelliklerinin yanında birde kültür-sanat alının da yer aldığı gibi. Aynı zamanda ‘dünyaca ünlü’ sanat adamlarına da sahipmiş…
Ve üstüne-üstlük birde 26 yıl önce (yaylalarının ve doğasının güzelliği nedeniyle) ‘Yayla ve Dağ Turizmi Kenti’ olarak ilan edildi.
Ama aradan 26 yıl geçmesine rağmen (birkaç küçük işletmenin dışında) hiçbir kıpırtı yok…
Daha açık bir ifadeyle (sahipsizlikten ve kimsesizlikten) olmuş olacak ki; hala ses-seda ve ‘tık’ yok!…
Halbuki bu kentin doğru-dürüst bir ‘kanaat öncüsü’ olsa, sanım bu “turizm” başlığının altını en güzel bir biçimde süsleyebilir…
Örneğin birbirinden güzel yaylalarından birisine (tüm dünyanın ilgisini çekecek) uluslararası bir “Kongre Merkezi” yapılmasına öncülük edebilir…
Örneğin, en güzel yaylalarımızdan birisine (futbol dünyasının ilgi merkezi) olacak bir şekilde ‘Uluslararası standartlara’ sahip bir ‘kamp merkezi’ ve ‘spor kompleksleri’ yapılması düşünülebilir…
Şimdi burada bir parantez açacak olursam;( bazılarınızda haklı olarak diyecektir ki) “Siz düşündünüz de ne oldu?”
“Daha geçen yıl, futbol dünyasının (2) numaralı adamı olan ve üstelik Giresunlu Şenez Erzik’i getirdiniz de ne oldu?”
“Yol alabildiniz mi?” diye düşünenleriniz de vardır mutlaka da!…
Ama biz bazıları gibi muktedir değiliz!…
Bizler (tabiri yerinde olursa) zurnanın ‘zırt’ dediği son delikler’iz!
Yani bizlerde sizin gibi hesaba-kitaba katılmayan insanlarız!…
Daha açık bir ifadeyle söyleyecek olursak; “Düşüncesinin hükmü olmayan” sıradan insanlarız!…
Düşünsenize bir;
İlimizde bin kişilik bir tiyatro salonu var…
Siyaset dünyası başta olmak üzere dünyanın tüm iş-adamlarının kongrelerini yapacağı on -on beş bin kişilik Konferans Salonları var…
Giresun Adası üzerinde büyük bir ‘Kongre Merkezi” var…
Giresun Kalesin’de birbirinden güzel ‘Kültür ve Sanat Salonları’ var…
Yaylarımız da; Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın, Beşiktaş, Trabzon gibi büyük Futbol Kulüplerimizin hem ‘kamp yapacakları’ ve hem de ‘Kongrelerini’ yapacakları devasa ‘Kongre Merkezlerimiz’ var…
Olamaz mı yanı?
Olsa fena mı olur?
Yoksa; çok mu uçuk-kaçık ve çılgınca projeler bunlar?
Sizler nasıl düşünürsünüz bilemem ama;
Ben diyorum ki; “Gerçekleşmezse gerçekleşmesin!”
“Düşlerini kurup, düşleriyle yaşamak bile güzel bel!”

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı
Sonraki Yazı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?