EĞİTİMİ- ÜRETİME YANSIYORSA KENDİ MARKASINI YARATIYORSA

EĞİTİMİ- ÜRETİME YANSIYORSA KENDİ MARKASINI YARATIYORSA

Bir ülke işte o zaman ileriye doğru yol alır…
Ve ne el kapılarında para dilenir, nede onların arkasında kalır…
Yok; eğitim salt teorik bilgi yüklemeleriyle ve yaldızlı diplomalar almak için yapılıyorsa, o zamanda havasını alır!
Sevgili dostlarım,
Ve saygıdeğer sayfa arkadaşlarım,
Sizlere bugün -sayfam üzerinden- eğitimden nasibini aldıktan sonra, edindiği teorik bilgileri üretime yansıtan çok değerli bir imalatçıdan ve iş-adamından söz etmek istiyorum…
Ki (doğrusunu söylemek gerekirse) gençlik ve spor yaptığımız yıllardan arkadaşım olduğu içinde, arkadaşımın başarılarından dolayı açıkçası -ne yalan söyleyeyim- gurur duyuyorum…
Ve daha fazla gevezelik yapmadan da hemen konuya giriyorum.
Adı: İbrahim Kara
Giresun Sanat Enstitüsünden mezun olduktan sonra, Üniversite eğitimini İstanbul Devlet Mimarlık Akademisinde yaptı ve 1975 yılında Yüksek Makine Mühendisi olarak mezun oldu…
Giresun Sanat Enstitüsünde okuduğu yıllarda birçok arkadaşımız gibi o da, birçok sosyal etkinliklerin içerisinde yer aldı…
Örneğin hem okul takımının kaleciliğini yaptığı gibi daha sonrada Örnek Spor’un kaleciliğini yaptı…
Ve iş dünyasındaki başarısından kısaca söz edecek olursak;
İbrahim Kara, üniversite eğitimini tamamlayıp ve mühendislik diplomasını eline aldıktan sonra, ilk yaptığı işi Barça Köyünün altındaki küçücük bir imalathane açarak ‘İnşaat Çivisi’ üretimi yaptı…
Hatta bu ‘çivi imalatından’ dolayı bir ara ismine yörede ‘Çivici İbrahim’ denildi…
Yani aldığı eğitimi- üretime yönelik bir şekilde alan İbrahim Kara bu ilk düşleri olan ‘çivi imalatı’ düşlerini daha da ileri taşıyarak 1987 yılında -risk alarak- insan ve yük taşıma asansör imalatına başladı…
Bir yandan Samsun- Artvin arasında kurulmak istenen ve farklı üretim yapan fabrikaların ‘makine düzeneklerin’ kuran İbrahim Kara, bir yandan da Giresun merkezde GİSMAP adıyla kurduğu ‘asansör üretme’ fabrikasının altyapı çalışmalarını yapıyordu…
Ve az öncede söylediğimiz gibi İstanbul’dan- Karadeniz’e kadar 16 çay fabrikası ve birçok üretim merkezinin makine sistemlerini de kuran İbrahim Kara’nın şu an Giresun merkezde GİSMAP ve Organize sanayi bölgesinde GURUP LİFT adında ve 60 kişinin istihdam olduğu fabrikaları var…
Ve uzun yıllarıdır, büyük bir sabırla ve iddialı bir şekilde yaptığı işi dünya standartlarında yapan ve en iddialı markalarla yarıştırmak isteyen İbrahim Kara, sonunda arzuladığı hedefleri yakalamış ve bugün birçok ülkeye GİSMAP markalı asansör ihraç etmektedir…
Şu an en çok GİSMAP asansör talebi olan ülkelerin içerisinde;
Vietnam…
Gürcistan…
Ermenistan..
İran…
Tacikistan…
Mısır gibi ülkelere büyük Tır’larla Giresun’dan GİSMAP marka asansör ihracı yapılmaktadır…
Geçmişte aldığı eğitimi sürekli yeni markalarla üretime yansıtmak isteyen İbrahim Kara, yeni-yeni icatların peşinde koştuğu gibi bir yandan da ‘Güneş enerji Panelleri, büyük iş merkezlerine ‘yürüyen merdiven’ imalat ve kurma işlemlerini de yapıyor…
Giresun Organize Sanayinin kuruluşunda da öncüler arasında olan İbrahim Kara, toplumsal sorumluluk alma görevlerinden de kaçmadığı için; bir ara Ticaret Odası Başkanlığı da yapmış olup, bir dönem Giresun Spor kulübünde de yöneticilik yapmıştır…
Şimdiiiiii…
Gel gelelim, konuyu özetleyerek sonlandırmaya…
Anca özet cümlelerimi ifade etmeden önce bir parantez açarak hemen ifade etmek isterim ki; (sürekli üretimin içinde olanlar ve yeni-yeni şeylerin peşinde koşanlar beni çok mutlu ediyorlar da, ancak insanın kendine yakın arkadaşları başarıdan-başarıya koşuyorsa, bu beni daha da çok mutlu ediyor)
Ve sohbet başlığımızı tekrar anımsatarak ve aynı zamanda eski bir eğitimci olarak, sözlerimi şöyle bağlamak isterim;
Eskiden -kısmende olsa- bütün meslek okullarımızı salt diploma almak için değil, üretimin içinde yer almak için yapılırdı…
Örneğin; bunların en başında da Sanat Enstitüleri…
Ticaret Meslek Liseleri…
Öğreten Okulları…
Tarım ve ziraat okulları vesaire, vesaire…
Kısaca tüm meslek okullarından mezun olanlar -azda olsa- yine aldıkları eğitim doğrultusunda -üretim adına- bir işe yarardı…
Şimdi ‘eğitim sistemimiz’ iyiden-iyiye dibe vurdu desem;
Teorik öğretimin dışında hiçbir işe yaramıyor desem;
İnanın belki de beni topa tutarlar…
En iyisi ‘beni topa tutmadan’ ben ağzımı tutayım da, sizlerinde daha fazla kafasını şişirip durmayayım….
Bir başka ‘değerlerimiz sohbetinde’ buluşmak üzere;
Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Mümkün olduğu kadar kendinizi üretimin dışında bırakmayın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?