ELEDİK ELEDİK HÖLLÜK ELEDİK VE ELEYE ELEYE SONA GELDİK

ELEDİK ELEDİK HÖLLÜK ELEDİK VE ELEYE ELEYE SONA GELDİK

 

“Eleme eylemi” bizim vazgeçilmez eylemlerimizden birisidir…

Gün olur; unumuzu eler, eleğimizi duvara asarız.

Gün olur; kum eleriz…

Günü gelir; öğrencilerimizi sınava çeker eleriz..

Memur yapmak için; KPS kuyruklarına dizer; eleriz!

Sevdiklerimizin ve arkadaşlarımızın arasından işimize gelmeyen; çıkarcılık için arkadaşlık yapanları eleriz!

Vesselam; eler-oğlu eleriz!

Elemek-belemek evvel-Allah bizim işimizdir!

Sanırım “Eleme Eyleminin” en kısa yoldan yapılan tanımı şu olsa gerek; iyiyle-kötüyü ayırma işi…

Neyse sözü daha fazla uzatmadan şuraya getirmek istiyorum;

Elin ülkelerinde nasıl olur onu bilmem ama; bizim ülkemizdeki siyasi ve demokrasi yolculuğundaki ‘elemeler’ sanırım bize özgü, farklı bir ‘eleme’ biçimidir diye düşünüyorum…

Örneğin; elin ülkesinde siyasi yolculukta yapılan ‘elemeler’ alttan yukarı halkın çoğunluğu istemi doğrultusunda yapılırken, bizde bunun tam tersi yukarıdan ‘tek kişilik’ talimatlarla yapılıyor desem itiraz edeniniz olmaz diye düşünüyorum…

Demem o ki; demokrasiyle haşır-neşir olmuş ülkelerde ‘Yönetim erkine’ getirilecek olanlar;

aşağıdan elene-elene yukarıya taşınırken, bizde ise bunun tam tersi tepemizde bulunan ‘tek adamların’ bir parmak işaretine bağlıdır!

Yani benim ülkemde egemen güçler;”Körler-sağırlar, birbirlerini ağırlar” misali; sevdikleri bir işe yaramasa da yukarıya taşırlar!

Birbirlerini en güzel şekilde ağırlarlar!

Fakat öyle bir gün gelir ki;paylaşım savaşında kavgalar çıkarırlar!

Ya birer-birer elenip ayrılmaya başlarlar!

Ya da; kafalarına göre birer Siyasi Parti kurarlar…

Niye?

Çünkü deniz bitti!

Çünkü aynı felsefeyle birbirlerinin yüzüne baka-baka hem sistem hemde kendileri yorgun düştüler!

Ve şu son günlerde Parlamento içinde bulunan dört siyasi Parti de birdenbire çalkalanmaya başladı!

Önce ‘Kayıkçı Kavgası’ yapıyorlardı…

Şimdi de ‘Parsa Kavgası’ yapmaya başladılar…

Parlamento dışında kalan ve yasal olarak kurulmuş 89 siyasi parti de kenardan onları seyredip; açılacak bir delikten içeriye girmeye çalışıyor!

Eskiden yapılan siyasi kavgalar hiç değilse; karşı görüşlere sahip partiler arasında olurdu. Şimdi ayni siyasi görüşe sahip partiler arasında oluyor…

Çünkü Parlamento içerisinde yer alan partilerin her birisi de aynı görüşleri paylaşan partiler…

Bugün sizce meclis çatısı altında sağ görüşe sahip partilerin dışında;

Gerçekten Sosyal Demokrasiyi savunan bir Siyasi parti var mı?

Atatürk üzerine nutuk atarak veya palavra sıkarak ve Atatürk’ün üzerinden yağ çıkararak değil de; gerçekten Atatürk ilkelerini yaşamın bizzat içerisine taşımak isteyen bir Atatürkçü Parti var mı Parlamento çatısı altında?

Meclis çatısı altında her türlü sağ görüşten; tarikatçı ve ırkçı görüşü temsil eden partiler var Parlamento çatısı altında da; sosyalist düşünceyi temsil eden bir parti var mı?

Yok…

Peki neden bir sosyalist partininde yer alması için fırsat verilip, siyasi denge kurulması istenmez?

Verilmez…

Çünkü tıkır-tıkır işlettikleri kurulu düzenlerine çomak sokar!

Dengelerini bozar!

Onun işlerine gelmez bir sosyalist partinin parlamento çatısı altında yer alması…

Sohbetin son düzlüğüne girerken, şöyle özetleyip sonlandırmak isterim;

Deniz bitti!…

Kara göründü!

Sistem ‘kayıkçı kavgası’ yapa yapa yorgun düştü!

Mevcut partiler kendi aralarında yapılanarak, bu yorgun sistemi biraz daha götürebildikleri yara kadar götürmek istiyorlar!

Hemde aynı siyasi anlayışlarla…

Aynı kadroların yedekte bekleyenleri sadece sahaya sürerek!

Fark sadece bu…

Yine ‘aynı tas, aynı hamam olacak’ sadece tellaklar değişecek!

Yine ‘körler, sağırlar birbirini ağırlayacak!

Sakına-sakın korkuya gerek yok; topallayan demokrasimiz, yine eskiden olduğu gibi topallayarak yürüyecek!

Sonuç;

Sağ görüşe mensup olanlar; doğru-dürüst bir sağ Partinin çatısı altında toplanıp öyle yol alsınlar…

Sosyal Demokrat olduğunu iddia edenler; bilimsel sosyal demokratlığı adam gibi temsil edecek bir çatı altında buluşsunlar.

Gerçek sol ve Sosyalist düşünenler de artık projesini adam gibi anlatacağı bir çatının altında toplanıp; kitle partisi yolculuğuna başlayıp, bir an önce sosyalist düşünce olarak Parlamentonun içinde yer almalı…

Ki, en kısa zamanda ben bu yolculuğun başlamasına inanıyor ve en azından böyle olmasını temenni ediyorum….

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?