Hani sizlerde çok iyi bilirsiniz ya;
Amerikalı dostlarımız bizleri oldum-olası çok sever…
Çok şükürler olsun ki;
Birbirimize olan aşkımız ve gönülden bağlılığımız düşmanlarımızı çatlatırcasına devam etmektedir!
Zaten ebediyete kadar devam edeceğini de -iktidarları kim devir alırsa alsın- bu sevdanın devam edeceğini ilan etmektedir!
İşte bu nedenledir ki; Amerikalı dostlarımız bizlere hiçbir zaman yalnız bırakmamışlardır!
Ne zaman bir sıkıntıya düşsek, ne zaman bir başımız ağrısa; hiç vakit kaybetmeden yardımımıza koşmuşlardır..
Tıpkı bizim Kore Savaşına -onların işine- gönüllü koştuğumuz gibi…
Hele hele bu Amerikalı dostlarımız ve koruyucularımız olmasa;
Bizler çoktan hapı yutmuştuk!
Eğer onlar komünist Rusya’ya arada-bir gözdağı vermeseydiler;
Ho-hoooyyy!
Bizler bu zamana kadar çoluk-çocuk, topyekun çoktaan komünist olmuştuk!
İyi ki Amerikalı dostlarımız, onları bir an önce dize getirdi de; hem bütün dünya milletleri ve hemde bizler komünist olmaktan kurtulduk!
Yoksa Amerikalı dostlarımız olmasa; sahiden hapı yutmuştuk!
Her neyse…
Sizler benim ne demek istediğimi çoktan anladınız…
Şimdi bu kadar ayan-beyandan sonra sözü şuraya getirmek istiyorum…
Bundan 49 yıl önce…
Yani 1969 yılının 19 Aralık tarihinde Amerikalı dostlarımız 6.filo denilen savaş gemileriyle İzmir limanına demirleyince;
Bazı vatan haini ve komünistler 6. filoyu protesto etmek istediler!
“Elini kolunu sallayarak, bizim ülkemizde gezemezsin” dediler…
“Burası senin babanın çiftliği değil, öyle keyfin istediğince gelip bizi rahatsız edemezsin” dediler…
“Hadi defol, evine dön” dediler…
Ve o günün yöneticilerine göre ‘vatan haini ve komünist’ bazı kesimlere göre ise; devrimci ve yurtsever olan bu bir avuç genç, İzmir limanına demirleyen 6. filoya dersini verdiler!
Ve ardından da o günün yöneticileri 6.filoya ve Amerika’ya karşı tepki gösterenlere hangi yakıştırmaları yaptılar dersiniz?
Hemen söyleyelim;
“Vatan haini dediler”
“Bunlar bölücü ve anarşist” dediler…
Hatta işi daha da ileri götürüp; “Amerikayı sevmeyenler Komünisttir” dediler…
Sizler ne dersiniz; doğru mu demişler?
“Yerin kulağı var” diye yanıt vermek istemiyor musunuz?
Eh, o zaman ben sizleri Nazım Hikmet’in VATAN HAİNİ dizeleri ile baş-başa bırakayım…
Buyurun birlikte okuyalım;
VATAN HAİNİ
“Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson’un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
“Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ…”