ERTUĞRUL ÇADIRI, KUYULU MESCİT

ERTUĞRUL ÇADIRI, KUYULU MESCİT

 

Şubat başında 15 günlük Gebze seyahatimin son günlerinde Bursa’ya uğradım.

Bu ziyaretin en önemli tarafı Osmanlının kuruluşuna şahitlik yapan, Bilecik ili Söğüt ilçesine yaptığım bir günlük gezi oldu.

130 km.lik bir mesafede Uludağ’ın karla kaplı ulu tepelerine baka baka ana yoldan Bozüyük’e giriyoruz.İlçenin ortasından kuzeye dönüp, 23 km sonra Söğüt ilçemize ulaşıyoruz.Bu yol virajlı ve bozuk.Karşımıza çıkan Söğüt levhasının altında,ilçe nüfusu 14.00 rakamı yazıyor.

Şehir merkezinde arabasını durduran, yol arkadaşım Ertuğrul Gazi camisini soruyor.Tarife göre bir köprüden,asfaltı yırtık yoldan geçip ufak bir minaresi olan,kendisi de ufacık bir caminin karşısına park ediyoruz.

Alanı bakımsız, etrafı gecekondularla çevrili caminin şadırvanına yaklaşıp abdest alıyor ve caminin içine dalıyoruz. Bizden önce gelmiş yere oturmuş konuklarla birlikte,minberde ayakta konuşan bir görevliyi dinlemeye başlıyoruz.

Bu mescidin imamı olan,Şahin Mülayim Hocamız anlatıyor 20 den fazla hazırda bulunan bizler dinliyoruz.

Ertuğrul’un babası Süleyman Şah Tanrı Dağı eteklerinden kalkıp Kayı Obası ve alpleri ile birlikte, 7000 kilometre yol yürüyüp, 70 yılda önce Bitlis Ahlat’a, oradan Suriye Halep’e,Süleyman Şah’ın ölümü ile oğlu Ertuğrul Söğüt’e geliyorlar.Bu yurdu Ertuğrul’a Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad,haçlılara karşı gösterdiği kahramanlıklarına karşılık veriyor.

1231 senesinde 40 çadır ve 40 aile ile ,Eskişehir üzerinden Söğüt’ün “dokuz Dolambaç” tepesine gelir.Oradan Söğüt obasına bakar.Aşağıda uzanan Söğüt obası,içinden gecen Söğüt Deresi ile ikiye ayrılmıştır.Doğu ve batı yakalarında daha önceden kurulmuş mahalleler vardır.Ertuğrul.”Biz en kalabalık kısma geçeceğiz ve obamızı onlara yakın bir alanda kuracağız “der.

Camisinden ahalinin Müslüman olduğu anlaşılan bir mahalleden ilerleyip, Söğüt Deresini geçip, kiliselerin olduğu kalabalık Rum mahallesinin alt kısmındaki dere kenarındaki boş bir alana çadırlarını kurarlar.

Müslüman mahallesinin tüm ısrarlarına, yer göstermelerine rağmen onların obalarına yerleşmek istemezler.

40 yaşında bulunan Ertuğrul; otağında aile ve alpleriyle vakit namazlarını kılarken bir akşam:

“Müslümanların camisi,Hristiyanların kiliseleri var.Bizim bir mescidimiz yok.Yarından itibaren bu çadırımın yerine bir mescit yapmayı düşünüyorum.Bu hususta onayınıza ve yardımlarınıza ihtiyacım var der.Ve ilk taşı koyacağı yeri bizzat eliyle işaretler.

Mescidin yapımında gerek Müslüman ve gerekse Hristiyan mahallelerinde oturanlardan yardım alamaz.

Müslümanlar,  “Mescide gerek yok.İbadetlerinizi bizim camimizde yapabilirsiniz”Hristiyanlar”sizi burada görmek istemiyoruz” diye tavır koyarlar.

Sekiz ayda; dört pencere, dört duvar ve bir kapılı, 40 cemaatli 20 metrekarelik mescidi bitirirler. Bu mescit bir Cuma günü Cuma namazı kılarak ibadete açılır.

Rumlar Ertuğrul ve Kayı ailesini mahalleden uzaklaştırmak amacı ile Söğüt deresine Arraflar (Bilgin) tarafından karışımı hazırlanan, kaşıntı, yara bere yapan bir ilaç atarlar.Hastalık yapan dere suyunu obasında kullanılmasına yasaklayan Ertuğrul Mescidin avlusuna bir su kuyusu yapmayı düşünür.20 metre kazdıktan sonra kuyudan buz gibi bir su çıkar.Artık bu suyu kullanmaya başlarlar.Bu yüzden Ertuğrul’un yaptığı mescidin adına o günden bu güne “KUYULU MESCİT “adını alır.

Hikayeyi çok kısaltarak yazdım. İmam Şahin Mülayim çok geniş bir şekilde ve bir saat müddetince hiç nefes almaksızın anlatmıştı.Hatta bir ara beni işaret ederek; “Ertuğrul tam şu hocamın oturduğu yerde oturuyordu” diyerek beni Ertuğrul Gazi bile yapmıştı.

Şimdilerde televizyonlarda reyting rekorları kıran “DİRİLİŞ” dizisinin Beykoz’da çekilen setlerine davet edildiğini, Herkesle el sıkışıp, kucaklaştığını ancak Noyan’la el bile sıkışmadığını. O’na “Sana çok kızıyorum Noyan. Ertuğrul’a çok ağır işkence yaptın, eşi Halime Hatunu kaçırdın. Senle kucaklaşmam.”dediğini söyledi.

Hocamız Ertuğrul ve Kayı’larla ilgili her konuyu okumuş,anlatacak kadar bilgi sahibi olmuş. Şahin Beye mescidin bozuk çevre düzenlemesi konularını da soruyorum.Bana yardım kutusunu gösteriyor.”Valilik ve bakanlıklardan gerektiği kadar yardım alamıyoruz.Hayırsever vatandaşların yardımları olursa, bir kütüphane ve misafirhane yapmayı planlıyorum.Bu iş için mescit adına karşıdaki gecekonduyu ve arsasını satın aldık” diyor.

Vedalaşıp bu topraklarda 51 yıl yaşayan,1281 yılında 93 yaşında ölen Ertuğrul Gazi Türbesine geçiyoruz.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?