ESKİDEN MAHALLE KÜLTÜRLERİ VARDI HERKES BİRBİRİNİ TANIR VE KOLLARDI

ESKİDEN MAHALLE KÜLTÜRLERİ VARDI HERKES BİRBİRİNİ TANIR VE KOLLARDI

Sahiden nereye gitti?
Nasıl ve nerede kayboldu mahalle kültürümüz?
Bile-bile biz mi kaybettik?
Yoksa birileri farkında olmadan mahallemize girdi de; o güzelim geleneksel kültürümüzü altını-üstüne mi getirdi?
Sizce kim olabilir?
Kim bozmuş olabilir; bir aile bütünlüğü içerinde yaşadığımız ve başımız ağrıdığında birbirimizin yardımına koştuğu o güzelim kültürü?
Çağımıza hükmeden teknoloji mi?
Kurallarına uymak zorunda bırakıldığımız sistem mi?
Çevremizi sarmalayan -çoğunun patenti yabancılara ait olan- dizi dizi ‘Süper Marketler’ zinciri mi?
Yoksa Mahmut amcanın “İtimat Bakkalının’ yerine alan ve gün geçtikçe sayısı çoğalan; AVM merkezleri mi?
Öyle ya, durup-dururken birdenbire kaybolmadı ya mahallemize özgü; mahalle kültürümüz…
Tabelasında “Güven Bakkalı” yazan bakkal Mehmet amcada yok etmedi bu dayanışma kültürünü…
O halde kim etti?
Veya nasıl kaybedildi?
Her neyse..
Siz bu soruların ‘yanıtını’ bulmaya çalışırken; mademki konu eski mahalle kültürümüzden açıldı…
Bende biraz gerilere takılıp azcık nostalji yapmayı düşünüyorum! (dedikten sonra da ve söze şöyle derinden bir iç çekerek girmek istiyorum)
Aaaahh ulan ah!
Nerede kaldı o eski mahalle kültürü?
Herkesin birbirinin yardımına koştuğu…
Yaşanan mutlulukların ve acıların birlikte paylaşıldığı…
Bir evde pişirilen farklı bir yemeğin mutlaka -küçük bir tabak da olsa- komşuya da verildiği…
Mahalleden birinin oğlu askere mi gidecek?
Bir hafta boyu mahallede hazırlıkların birlikte yapıldığı…
Mahallenin delikanlısı, teskeresini alıp askerden mi geldi?
Yine mahallelinin cümbür-cemaat -asker evinde- toplanıldığı…
Mahalle delikanlılarının -arada bir küçük kavgalar yapsalar da- başka bir mahalleyle rekabet etmek istercesine her birlikte tek yumruk olarak hareket ettiği!…
Hele-hele bir başka mahallenin delikanlısı. kendi mahallesindeki bir kısa ‘laf atıp’ veya sataştı mı; adeta yer yerinden oynatılırdı!
Çünkü mahallenin kızlarını korumak, mahallerin delikanlılarına yakışırdı!
Hatta değil midir ki; mahalleler birbirleriyle her konuda acımasız bir şekilde rekabete girerler ve -mahallenin ismini taşıyan-futbol takımları kurarlardı…
Ve zaman-zaman içinde kavga taşıyan futbol maçı yaparlardı…
İnanın bu konuya günümüz penceresinden bakacak olursak;
Bu olumsuzlukların bile kendine özgü bir tadı-tuzu vardı!
Örneğin, yine her mahallede herkesin kendine yakın gördüğü ve alışveriş yaptığı bakkalı, manavı ve kasabı vardı.
Ve günümüzde olduğu gibi ‘kredi kartlarıyla’ alışveriş yapılmadığı için; mahalle bakkallarının veya kasaplarının ‘veresiye defterleri’ vardı.
Yapılan bütün alışverişler; veresiye defterine yazılarak yapılırdı…
Mahalledeki ‘bakkal amca’ gibi, diğer esnaflarında bir veresiye defteri vardı ve onlarda mahalledeki müşterilerine güvendikleri için veresiye defterlerine yazarak alışveriş yaparlardı…
Yani bakkal amca bazen içinden “hiç ödeme yapmadınız birader” diye düşünse de; yine alışveriş yapma şansınız vardı…
Peki günümüzde AVM ve Süper Marketlerde böyle bir şansınız var mı?
Ben olacağını zannetmiyorum…
Eğer “var” diyen varsa da; inanmıyorum…
Yani demem o ki; eskiden mahalle bakkalımız alışverişleri, peşin yapamayınca ‘Veresiye Defterine’ yazdırılıyordu…
Şimdide ‘Kredi kartları’ yoluyla bankalara yazdırılıyor…
Eskiden mahalle bakkalları -borcunu ödeyemezsen- bir süre seni idare ediyordu…
Günümüzde bankalara ‘kredi kartı borcunu’ ödeyemezsen, senin ibiği’ne kadar basıp alacağını alıyor!
Öyle değil mi?
Her neyse…
Eski ‘mahalle kültürü’ sohbetimizi yavaş-yavaş toparlayarak sizin kafanızı daha fazla şişirmeden özetleyecek olursak; eskiden bir mahalle kültürümüz vardı…
Ve bütün mahalle sakinleri, sanki bir alinin üyesiymiş gibi sıcak bir ortamda yaşardı…
Şimdi mahallelerde bu kültür ve samimiyet kalmadığı gibi, aynı apartmanda oturduğumuz ailelerin kim olduğunu bilemiyoruz…
Hatta (biraz abartılı bulacaksınız belki ama) “Siz bu apartmanın kaç numaralı dairesinde oturuyorsunuz?” diye de soruyoruz…
Yani bir anlamda -bırakalım mahallelilerle ilişki kurmayı- kendi oturduğumuz daireleri sadece -yatıp kalkılan- otel ve pansiyon gibi kullanıyoruz…
İşte bu nedenle özlüyorum eski mahalle kültürümüzü…
İşte bu nedenle önemsiyorum kaybettiğimiz o güzel değerleri…
İşte bu nedenle soruyorum kendi kendime; “Ne oldu bize?” diye.
“Kim aldı bu güzel değerlerimizi elimizden?”
“Bu kültürün yerini şimdi hangi değerler aldı?”
“Yaşadığımız çağın olmazsa olmazı mıydı bu?”
“Yoksa kapitalist sistemin bir dayatması mıydı?”
“Mutlaka yaşanması gereken bir kuralı mıydı?”
Vesaire, vesaire…
Eğer önemsiyorsanız; aklınıza gelen soruları da siz ilave edin.
Ben aradan çekiliyorum…
Ve sözü size bırakıyorum…
NOT: Görselde seçtiğim mahalle fotoğrafları, İnternet arşivinden.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?