EVİN ÇATISI UÇMUŞ!!!

EVİN ÇATISI UÇMUŞ!!!

Gerek Türkiye ve gerekse dünya Müslümanları, 200 yıldan beridir ehl-i küfrün kendilerine sunduğu şirke dayalı hayat modellerine hür iradeleri ile razı olmuşlar, böylece dünya ve ukbahayatlarını risk altına almışlar, ama kendilerine göre yaşadıkları sözde İslami hayatta, bid’atların, hurafelerin, ayrıntıların içinde adeta kaybolmuşlardır. Bundan dolayıdır ki etkisiz, yetkisiz, perişan ve acınası hale gelmişlerdir; kelimenin tam anlamıyla çer-çöp olmuşlardır. Bu durumdan bîhaber olan veya bu işi önemsemeyen, önemseyenleri hafife alan, alay eden, küçümseyen, muhalefet eden kimileri sakalının boyu, sarığının, şalvarının, cübbesinin rengi ve kalitesi ile; kimileri de pardüsesinin, baş örtüsünün veya çarşafının rengi, şekli, modeli ile meşgul olurken; bazı insanlar da gösteriş ve riya kokan, bid’at ve hurafelerin işgaline uğrayan, amacına matuf olmaktan uzak, cılız ibadetlerinin, zikir ve dualarının çokluğu ile övünmektedirler.
Vah zavallı insancıklar vah. Vaah cehalete kurban gitmiş garibanlar vah…Şeytanların oyuncağı olmak ne kadar da hüzün verici ama, hâlâ anlamıyorlar, anlamak da istemiyorlar. Az sayıdaki istisnaları bir tarafa koyarsak, Müslümanların kahir ekseriyeti duyarsız, bana neci, neme lazımcı hal ile hallendiklerinden; etliye sütlüye karışmadıklarından, beni sokmayan yılan bin yaşasın zihniyetine sahip olduklarından, küfür ehl-i Âlemi İslamı parsel parsel işgal eylemiştir; soygun, talan, ölüm, zulüm, işkence ve eziyet, onur kırıcı hal ve hareketler Müslüman coğrafyada her günyaşanmakta olan olağan davranışlar haline gelmiştir.
Buna bağlı olarak, iman ve ibadet kalemiz çökmüş, ahlak ve fazilet pınarlarımız tefessüh etmiş-kurumuş, edep ve haya servetimiz kokuşmuştur; mide bulandırır hale gelmiştir. Ve nihayet, dünya siyasetine yön veren emperyalist odaklar, ya da içimizdeki iş birlikçileri nelere, nasıl ve ne kadar iman etmemizi istiyorlarsa o kadar iman eder; ne kadar ve nasıl ibadet etmemiziistiyorlarsa o kadar ibadet eder ve ne kadar, nerede, nasıl yaşamamızı istiyorlar ise o kadar yaşar hale gelmişiz. Hülasa-i kelam, celladından medet uman bir ümmet…. zilletin, çilenin, işkencenin, katliamın her türlüsüne müstehak hale gelmiştir. Hiç tartışmasız, şek ve şüphesiz başımıza gelenlerin tamamı ellerimizle yaptıklarımızın tam karşılığıdır.
Ve bu hengamede bir birlerinin can düşmanı haline gelmiş cühela Mü’minler; bir birlerini tekbirler, salât-ü selâmlar eşliğinde boğazlayan serseri Müslümanlar…Birbirlerinin malını yağmalayan, servetlerini talan eden, küffara teslim olmuş, kurda-kuşa yem haline gelmiş, her musibete müstehak olmuş sözde kardeşler topluluğu…Bizlere yazıklar olsun emi? Bir hiç uğruna hayatını kaybetmiş milyonlar…Yetim ve öksüz kalmış milyonlarca çocuklar…Namusu kirletilmiş veya dul kalmış, yuvası dağılmış yüz binlerce İslam Hatunları… Emperyalistlerin eliyle talan edilmiş, yok olma noktasına getirilmiş olan devasa İslam Medeniyeti…
Tabir caiz ise, evin çatısı uçmuş, Müslümanlar hala evin badana-boya, mefruşat, tefrişat, süsleme, dayama ve döşeme işleri ile meşgul haldedirler. Ey ahmak ve şaşkın insanlar ! Çatısı olmayan evin badanası, boyası, süslemesi, dayama döşemesi ne işe yarar diye neden düşünmezsiniz?
Alem-i İslam’ın her köşesinde ilmik ilmik örülen bunca ölüm, işkence, zulüm hadiseleri, ellerinizle yaptıklarınızın karşılığıdır, hâlâ akıllanmayacak mısınız, hala uyanmayacak mısınız? Ecdadımız ne de güzel söylemiş: “kula bela gelmez Hak yazmayınca; Allah bela yazmaz, kul azmayınca. ” Hak etmeseydik, bu yaşadıklarımız bize reva görülür müydü hiç? Haşa, Allah zalim mi dirki, bize zulmü reva görecek. Bize karşı ehl-i küfre zafer ve başarı verecek? Haşa, sümme haşa. Ümmet-i Muhammed (sav)’in hâl-i pür melaline bir bakar mısınız Müslümanlar? İpin ucunu kendiellerimizle vermişiz ecnebilerin veya yerli iş birlikçilerinin eline; ondan sonra da başımıza gelen bunca musibet karşısında aciz kalmışız, dua ve niyaz ediyoruz Allah’a ki, bizleri emin eyleye…!!!!! Bu dualar kabul olunur mu, ne dersiniz Müslümanlar???
Ey Ümmetin bireyleri, ey gafil Müslümanlar! Bilesiniz ki, bu yol çıkmaz bir yoldur, bu hal utanılası haldir. Sizler halinize sarf-ı nazar edip de, ne zaman utanacaksınız Mü’minler? Bizlerkendimizi düzeltmedikçe de, Allah durumlarımızı düzeltecek değildir. Ya Allah’ın ve Rasulü’nün istediği, Kur’an-ı Kerim’de tarif edildiği şekilde hakiki Mü’minler ve Müslümanlar olacağız, onurlu, vakarlı bir hayat yaşayacağız veya küffarın sillesini ensemizde hissede hissede, hor ve hakir bir hayat yaşayacağız, korkak mahluklar gibi esarete mahkum halde öleceğiz. Allah’ın selamı, bereketi, merhameti, mağfireti ve rahmeti hak edenlerin üzerine olsun.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?