FAİZ

FAİZ

Kuran faizi haksız kazanç diyor. Alanın da verenin de iflah olmaz ve aynı kategoride olduğunu açıkça beyan ediyor.

1971 yılında Almanya’da işçi olarak çalışan bir Eynesilli memleketine izne gelir.17 yaşında bulunan Oğluna Eynesil’de yeni açılan Kaban şubesine gider ve bin liralık vadeli bir hesap açacağını söyler. Yıllık faizi sorar. Ona bankamızın vadeli hesaplardaki faiz oranı % 5, vadesiz hesaplarda % 1 derler. Yüzde beş getiri ile 1000 lirayı oğlu üzerine yatırır. Devir Süleyman Demirel devridir.

1990 yıllarının son aylarında yıllık faizin % 80, gecelik faizin sekiz binlere çıktığını gördük. O dönemler çok beceriksiz hükümetlerin çirit attığı, köpek siz köyde değneksiz gezdiği yıllar olarak tarihe geçti.

2002 de bu çarpıklıkları ve başka çarpıklıkları da anlatarak; iktidar oldukları takdirde tümünü zaman içinde düzelteceklerine söz vererek AKP tek başına iktidar oldu.

Vatandaşın ev,araba,vesaire ihtiyaçları için bankalardan aldıkları yıllık kredi faizleri yüzde 18 ile yüzde otuz arasında gidip geliyor. Resmi enflasyonun yüzde 10 açıklandığı ülkede yüzde otuz faiz alan bankaların yaptığı soygunu bir düşünün.

Hükümet vergi, elektrik, su, trafik cezaları, harçlar gibi bilimum ödemeleri zamanında ödeyemeyen vatandaşlardan “gecikme faizi” adı altında resmen soygun yapıyor. Kat kat para alıyor.

Önce başbakan, şimdi Cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan imam hatip okullarından mezun olması, Kuran-ı Kerimin faizi haram kılması bilgisine dayanarak: “Türkiye’de banka faizleri çok yüksek” diyor. Dört beş yıldır Türk ekonomisindeki arizanın ve dövizdeki yukarı yönlü dalgalanmanın nedenlerini yüksek faize bağlıyor. Tüm devlet kurumlarını, parlamentoyu, bankaları, finans kurumlarını sanayi kurumlarını, KİT’leri kendisi emrine alan ve her anlamda başkan ve tek adam olan Sayın Erdoğan” olacak “dedi de ne olmadı ki.

Faizlerin düşürülmemesinde kusurlu gördüğü Sayın Mehmet Şimşek’i bile eleştiren, çekip gitmesini isteyen Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu durum karşısında bol laf yerine yapacağı bir şeyler yok mu? Var tabii..

Örneğin 1971 Sayın Demirel dönemi gibi hiç olmazsa devlet bankalarında faiz girdilerini vadesiz hesaplarda % bire, vadeli hesaplarda %5 e çekebilirsiniz.Şu anki AKP Hükümeti, Demirel Hükümetinden daha otoriter ve daha güçlüdür.Eğer bu oranlara Özel bankalar uymuyorlarsa MHK ler ile onları “anasından doğduklarına” pişman edebilirsiniz.Birde devletin “gecikme faizi” adı altında aldığı fazla paranın tamamına yakınını kaldırır veya başka müeyyideler koyar.Tahsilatları hızlandırma imkanı sağladınız.Amaç faizi indirmekse bu yetki sizde. Yeter ki kullanın.

Devlet memuruna, emeklilere yılbaşında devletin verdiği bir dilim artış Mart ayı çıkmadan sıfırlandı. Dolar, Euro, altının gram artışlarına bakıldığında 12 Nisan günü itibarı ile çalışan ve emekli olan yüzde 12 kayıpta bulunuyor. Piyasa enflasyonu 3 aylık dilimde yüzde yirmiyi aşmış vaziyette. Eskilerin tabiri ile iğneden ipliğe zam gelmiş. Bazı kesimlerde motivasyon iyice bozulmuş. Hazır elde MHK yetkisi varken bu olumsuz gidişe dur demek gerekir. İktidarda uzun müddet kalmanın yolu ekonomik istikrardan geçer. Halkın midesi tok, sırtı park olmalıdır. Dolayısı ile faiz artışlarına,döviz ve enflasyon artışlarına ehemmiyet verilmelidir.

Faizi ve haksız kazancı Allah yasaklamış. Sen Allah’a sığın yeter.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?