Fiili durumun yansımaları

Fiili durumun yansımaları

AKP MKYK, Cuma günü yaptığı toplantıda önemli bir karara imza attı. Başbakan Davutoğlu’nun teşkilatlarla ilgili yetkisi elinden alındı. İl ve ilçe teşkilatlarına yönelik atama veya görevden alma yetkisi artık MKYK tarafından kullanılacak.

Aslında bu beklenen bir durumdu…

Ağustos ayı içinde Erdoğan, Rize’de Sivil toplum örgütleri yöneticileri ile yaptığı toplantıda ne demişti?

“10 Ağustos 2014 sonrası Türkiye’nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir. Şimdi yapılması gereken bu fiili durumun hukuki çerçevesinin yeni bir anayasa ile netleştirilmesi, kesinleştirilmesidir.” 

Erdoğan, artık fiili olarak başkanlık sistemine geçtik. Anayasa buna uygun değilse, uygun yeni bir anayasa yapmalıyız demek istiyor…

Başkanlık sisteminde Başbakan olur mu?

Olmaz…

Bakanlar doğrudan başkana bağlı olur.

O halde Davutoğlu’nun başbakanlığı, oluştuğu söylenen fiili durum ile boşa çıkmıştır.

Boşa çıkmış bir başbakanın elinde yetki olması elbette beklenemez!

AKP MKYK, fiili başkanlık sistemine uygun davrandı(!)

Davutoğlu’nun yetkisini elinden aldı…

Bu kararda etkili olan kimdi? Elbette ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, yani fiili başkan!

Anayasa fiili duruma uygun değil.  Şimdilik başbakanlık kalacak ama yetkisi olmayacak.

Davutoğlu’da yetkisiz başbakanlığını sürdürecek…

Başbakan Davutoğlu bir anısını anlatırken şöyle diyordu?

“Müzeyyen Hocam bir müsamere için bana ‘Başbakan sen olacaksın’ dedi. Hayatımdaki ilk başbakanlık deneyimim odur.”

Anlattığı anı bugün ile örtüşmektedir!

Sadece bugün oynanan müsamere değil tiyatrodur…

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihimizi 1919’dan başlatan bir tarih anlayışını reddediyorum” açıklamasında bulundu.

Bu açıklamayı nerede yaptı?

İstanbul’da yapılan Kut Ül Amare Zaferinin 100. Yılı anma etkinliğinde…

Kut Ül Amare Zaferi 29 Nisan 1916’da Irak Cephesinde kazanılan bir zaferdir. Irak cephesinde Alman Mareşali Vonder Goltz yönetimindeki kuvvetlerimiz, önce Selmanpak’da sonra da Kut Ül Amare’de İngilizlere karşı zafer elde eder.

22 Şubat 1917 de İngilizler Kut Ül Amare’yi geri alır. Osmanlı ordusunu geri çekilmek zorunda kalır. Bağdat ve Al-Ramadi’de İngilizler tarafından işgal edilir.

Osmanlı Ordusu Musul’a kadar çekilir.

Tarihsel bir kazanımı olmamasına rağmen, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren bu zafer, 1952 yılına kadar kutlanır.

Yani Mustafa Kemal, tarihimizi 1919’dan başlatmaz!

Ancak ülkemiz NATO üyesi olunca, İngilizlerin isteği üzerine Menderes Hükümeti kutlamaları iptal eder.

Ders kitaplarından da bu zafer çıkarılır!

Günümüzde sadece 1.Dünya Savaşı konusunda, Irak cephesi içinde adı geçer…

Ve 14 yıldır AKP iktidarında da adı anılmayan Kut Ül Amera Zaferi, bu sene birden bire yeniden akla gelir!

Neden acaba?

“Yeni Türkiye” söyleminin arkasında yeni bir tarih anlayışı da mı var?

Sanırım var. İşaretler onu gösteriyor.

1980’li yıllarda Abdurrahman Dilipak ile başlatılan Mustafa Kemal’in olmadığı ‘yeni tarih’ anlayışı çabaları, sanırım yeniden ivme kazandı.

Milli Eğitim Bakanlığının, Tarih Müfredatını değiştirmeye çalışması da bunu gösteriyor.

Hatta bakanlık, yeni Tarih dersi taslak programını yayınlandı.

Eğitim-İş, Tarih dersi taslak programı için; “Hazırlanan program göstermektedir ki lisede tarih öğretimi tarihsiz bir öğretim olarak düşünülmektedir. Programın içerisinde  Atatürk’ten, Kurtuluş Savaşı’ndan, Cumhuriyet Devriminden bahsedilmediği gibi, incelendiğinde Osmanlı Devletinin öne çıkartıldığı yapay bir tarih anlayışının dayatıldığı görülmektedir” demektedir.

Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 14 yıldır aklına gelmeyen, nedense bu yıl aklına gelerek(!) kutlamaya başladığı Kut Ül Amare Zaferi anma programında yaptığı konuşmaya dönelim.

Ne diyordu?

“Tarihimizi 1919’dan başlatan tarih anlayışını reddediyorum.”

Oysa taslak olarak yayınlanan yeni tarih programında yer vermedikleri Mustafa Kemal Atatürk, Tarihimizi 1919’dan değil, M.Ö 4000 li yıllardan başlatıyordu! Orta Asya Türk Tarihi konusunda araştırmalar yapmaya çalışıyordu.

Türk Tarih Kurumu, bu amaçla Mustafa Kemal tarafından kurulmuştur…

Yeni müfredat, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözü ve tüm yurtta Kut Ül Amare Zaferi kutlamaları bir gerçeği göstermektedir.

İçinde Mustafa Kemal Atatürk’ün olmadığı, cumhuriyet ve devrimlerinden bahsedilmeyen ‘yeni tarih’ anlayışına uygun ders kitapları ile öğrenciler yetiştirilecektir!

Yeni Türkiye” derken yoksa ‘Yeni Osmanlıcılık’ mı amaçlanıyor?

Sanırım öyle.

Bu konuda da ‘fiili durum’ oluşturuluyor!.

14 yılda yaptıkları hiçbir yere Atatürk adını verdiler mi?

Vermedikleri gibi var olanları da siliyorlar…

Ama Osmanlı padişahlarının isimlerini veriyorlar!

Bu niyeti belli etmiyor mu?

Adım adım “hedef 2023”…

Hem de planlı, programlı şekilde…

Uykudakilere duyurulur!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?